Kulak çınlaması

Kulak çınlaması

              İnsanlık tarihi kadar eski bir şikayet olan ve tıp literatürünede  tinnitus olarak geçen bu yakınma ile çok sık karşılaşmaktayız. Latincede zil sesi anlamına gelen tinnitusu nasıl tanımlayabiliriz: Sıklıkla kulakta hissedilen uğultu  böcek ötmesine benzer vızıltı, hışırtı, şelale sesine benzer şırıltı  kaynayan su sesi ,kuş ötüşü, motor sesi,ıslık sesi veya fabrika gürültüsü gibi tanımlamalarla hastalardan işitmekteyiz.

             Tarihi geçmişine baktığımızda ise yıllar içinde farklı tanımlama ve algılamalarla karşılaşıyoruz, 5000 yıllık bir geçmişi olan kulak çınlaması o zamanlarda mistik düşüncelerle tanımlanmaya çalışılmış ve hakkında çeşitli hurafelerde üretilmiştir. Geçtiğimiz yüzyıllarda ise tinnituş şarlatanların boy gösterdiği çeşitli birbirinden ilginç tedavi denemelerine maruz kalmıştır. Son 50 yılda ise tıbbın bütün dallarında olduğu gibi kulak çınlaması ilerde ilgili ciddi gelişmelerin olduğunu görüyoruz.

               Değişik sebeplerden kulak çınlaması olur. Seyrek ve kişiyi rahatsız etmeyecek şekilde hafif  olabildiği gibi günlük yaşam kalitesini altüst edecek hatta  kişiyi intihara kadar sürükleyecek kadar şiddetli olabilir. Peki kulak neden çınlar? basit enfeksiyonlar kulak zarının delinmesi veya zedelenmesi alerjik hastalıklar tansiyon düşmesi veya yükselmesi kulak kiri, işitmeyi sağlayan kulak kemikciklerin deki kireçlenme, beyin uru veya damar anormallikleri, şeker, kalp hastalıkları, aspirin  veya antiromatizmal   ilaçlar  sakinleştirici antidepresanların   kullanımı gibi daha birçok sebep tinnitus nedeni olabilmektedir.

               Hastalığın teşhisinde değişik yöntemleri kullanmaktayız. Amaç hekimin ve hastanın aydınlanması olmalı; Tedavisinde hala oldukça zorlandığımız için ayırıcı teşhiste bazı basit çözümlenebilir sebepleri ekarte etmemiz oldukça  önemli. halk arasında kulak kiri olarak bilinen buşon basit bir müdahale ile alındığında çınlama kaybolabilmektedir. Aynı şekilde aspirin veya bazı benzer ilaçların kesilmesi gibi önlemler işimize yaramaktadır.

                Büyük çoğunluğu teşkil eden ve adına idiopatik dediğimiz grupta ise tedavi biraz gayret istiyor. Tedavinin birinci şartı hekim hasta diyaloğudur. Kullanılan çeşitli ilaçlar yanında çınlamanın rahatsız eden sesinin maskelenmesi de son yıllarda rağbet görmeye başlamıştır. Maskeleme tedavisinde bilgisayarla üretilen  çeşitli tonlarda sesler hastanın isteği doğrultusunda dinlettirilerek rahatsız edici sesler baskılanmaya çalışılır. Zamanla tedavi amaçlı dinlenen seslere uyum sağlayan hasta çınlama sesin dede rahatsızlık duymamaya başlar. Kulak uğultusunun etkisini azaltmak için hastanın gürültüden uzaklaşması  ani gürültü durumlarında parmaklarla kulakların geçici korunması tansiyon düzensizliği varsa normale getirilmesi  gıdalarla alınan tuzun azaltılması çay kahve çikolata   gibi uyarıcılardan uzak durulması  eksersiz yürüyüş gibi işitme ve denge sistemine yardımcı olan uygulamalarla çınlamanın etkisi azaltılabilir. Tedaviye direnen çınlamalar özellikle yaşlılarda kısmi işitme kaybına oluşturarak şikayetin azalmasına sebep olmaktadır.                            

                 Kulak çınlaması sadece hasta tarafından işitilir. Çoğu insan bu sesin başkaları tarafından da duyulduğunu zanneder. Gürültülü ortamlarda çalışma sık geçirilen enfeksiyonlar trafik kazası veya geçirilmiş travmalar ve meniere hastalığı da kulak çınlamasına sebep olabilmektedir. Son yıllarda birçok hastalıkta kullanılan akupunkturun tinnitustaki etkisine gelince: büyük mucizeler beklememek koşulu ile denenmesini tavsiye edebilirim.

                 Kulak çınlaması en çok gece yatağa yatılınca kişiyi rahatsız etmektedir .gece sessizliğinde şiddetlenen tinnitus  hastayı huzursuzda ederek stres kaynağı olmakta,.stres sonucu oluşan gerginlik hissi hastanın sinir sistemini bozabilmektedir.bu şartlar altında yatakta sağdan sola  dönmek durumunda kalan hastanın hissettiği şikayetlerde artacaktır.Kaliteli uyuyamamanın bedelini ise hasta ertesi gün performans düşüklüğü ile ödeyecektir. Zamanla uyku ilaçlarına alışarak uyuma yolu ise başlı başına bir cinayettir.

Bu makale 16 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Doç. Dr. Ali Akben

Doç Dr. Ali AKBEN, 1957 yılında Kahramanmaraş'ta doğmuştur. Lisans öncesi öğrenimini Kahramanmaraş'ta bitirmiştir. 1976 yılında İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi'nde başladığı tıp eğitimini başarıyla tamamlayarak tıp doktoru unvanı almıştır. 1982-1984 yılları arasında mecburi hizmetini Iğdır'da yerine getirmiş ve 1984 yılında Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nde ihtisasına başlamıştır. İhtisasını tamalayarak Nöroloji Uzmanı olmuş olan Dr. AKBAN, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Nörofizyoloji bölümünde Elektromyografi eğitimimi tamamlayarak EMG uzmanı olmuştur. Tıp eğitiminin yanısıra 1988 yılında Akapunktur ve Tamamlayıcı Tıp uygulamaları alanında teorik ve pratik çalışmalar yapmaya başlayan Doç Dr. Ali AKBEN, Kanada, Amerika Birleşik Devletleri ve Çin'de ilgi ve tecrübelerini artırmak amacıy ...

Doç. Dr. Ali Akben
Doç. Dr. Ali Akben
İstanbul - Nöroloji (Beyin ve Sinir Hastalıkları)
Facebook Twitter Instagram Youtube