Doktorsitesi.com

Kraniosinostoz: Bebeklerde Kafatası Şekil Bozukluğuna Dair Bilgilendirme

Doç. Dr. Mustafa Sakar
Doç. Dr. Mustafa Sakar
31 Aralık 20259 görüntülenme
Randevu Al
Sevgili Ebeveynler, Yeni doğan bebeklerde kafatası şeklinin farklı görünmesi bazen sizleri endişelendirebilir. Bu farklılıkların bazıları doğal gelişim sürecinin bir parçasıyken, bazıları “kraniosinostoz” adı verilen bir durumun belirtisi olabilir. Bu yazıda, kraniosinostozun ne olduğunu, nasıl fark edildiğini ve hangi adımların izlenmesi gerektiğini sizlerle paylaşmak istiyorum.
Kraniosinostoz: Bebeklerde Kafatası Şekil Bozukluğuna Dair Bilgilendirme

Kraniosinostoz Nedir?

Bebeklerin kafatası, doğumdan sonra büyümeye devam edebilmesi için birden fazla kemikten oluşur ve bu kemikler arasında “sütür” adı verilen yumuşak bağlantılar vardır. Aslında bunlar birer eklem yüzeyidir. Kraniosinostoz, bu sütürlerden birinin normalden erken kapanmasıyla ortaya çıkar. Sonuç olarak kafatası, büyüme yönünü değiştirebilir ve şekil bozuklukları oluşabilir.

Belirtiler Nelerdir?

Kafatasında Asimetri: Başın bir tarafının daha düz, diğer tarafının daha çıkıntılı görünmesi.

Alın veya arka kafa bölgesinde belirginlik: Öne doğru çıkık alın ya da arkaya doğru basık kafa yapısı.

Erken dönemde bıngıldağın kapanması: Normalde birkaç ay açık kalan bıngıldağın çok erken kapanması.

Yüzde şekil değişiklikleri: Gözlerin konumunda farklılık, burun yapısında asimetri gibi bulgular.

Nadir durumlarda kafa içi basınç artışı belirtileri: Huzursuzluk, kusma, gelişim geriliği gibi bulgular.

Bu belirtiler her bebekte aynı şekilde görülmeyebilir. Bu yüzden erken fark edilmesi ve uzman değerlendirmesi çok önemlidir.

Tanı Nasıl Konur?

Tanı süreci fizik muayene ile başlar. Kafatası şekli, bıngıldak durumu ve dikiş hatları değerlendirilir. Belli sütürlerin erken kapanması belli tipik şekillere yol açar. Bu yüzden bu konuda uzman beyin cerrahları oldukça kolay bir şekilde doğru tanıyı koyar. Gerekli görüldüğünde radyolojik görüntüleme (özellikle BT) ile hangi sütürün kapalı olduğu netleştirilir. Bu değerlendirme, cerrahi planlama açısından da ayrıca yol göstericidir.

Cerrahi Tedavi Seçenekleri

Kraniosinostoz tedavisinde cerrahi müdahale, kafa şeklinin düzeltilmesi ve beynin sağlıklı gelişiminin desteklenmesi açısından önemli bir adımdır. Cerrahi yöntem, bebeğin yaşı, hangi dikişin erken kapandığı ve kafa şeklinin ne kadar etkilendiğine göre belirlenir. Genel olarak iki farklı cerrahi yaklaşım uygulanabilir:

1.Endoskopik Sütürektomi (Kapalı Yöntem)

Bu yöntem, özellikle erken tanı konulan ve 6 ayın altındaki bebeklerde tercih edilir. Küçük bir kesiyle yapılan bu işlemde, erken kapanan dikiş hattı endoskop yardımıyla açılır. Ameliyat süresi daha kısadır, kan kaybı genellikle az olur ve iyileşme süreci hızlıdır.

Avantajı: Daha az invaziv bir yöntemdir, bebekler genellikle aynı gün ya da ertesi gün taburcu olabilir.

Sonrasında: Kafatasının istenilen şekilde gelişebilmesi için özel bir kask tedavisi uygulanır. Bu kask, büyüyen kafatasını yönlendirerek şeklin düzelmesine yardımcı olur.

Bu yöntem, uygun hastalarda oldukça başarılı sonuçlar verir. Ancak her kraniosinostoz tipi için uygun olmayabilir.

2.Açık Cerrahi (Total Kalvaryal Şekillendirme)

Bu yöntem, genellikle daha ileri yaşta tanı alan ya da birden fazla dikişin erken kapandığı durumlarda tercih edilir. Ameliyat sırasında kafatası kemikleri dikkatlice şekillendirilir ve yeniden yerleştirilir. Böylece hem estetik görünüm düzeltilir hem de beyin gelişimi için yeterli alan sağlanır.

Avantajı: Kask tedavisine gerek kalmaz. Kafa şekli ameliyat sırasında doğrudan düzeltilir.

İyileşme süreci: Endoskopik yönteme göre biraz daha uzun olabilir, ancak uzun vadeli sonuçlar oldukça yüz güldürücüdür.

Her iki yöntemde de amaç, çocuğunuzun hem sağlıklı gelişimini desteklemek hem de estetik olarak doğal bir kafa yapısına kavuşmasını sağlamaktır. Hangi yöntemin uygun olduğuna, detaylı değerlendirme ve görüntüleme sonrası karar verilir.

Yazar Hakkında

Doç. Dr. Mustafa Sakar

Doç. Dr. Mustafa Sakar

Doçent Doktor Mustafa Sakar 1979 yılında Kayseri’de doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimini Kayseri’de tamamladı. Lise sonrasında 1997-2003 yılları arasında Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde tıp eğitimini tamamladı ve doktor unvanını aldı. 2004 yılında Hacettepe Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Beyin ve Sinir Cerrahisi Anabilim Dalı’nda 6 yıllık uzmanlık eğitimine başladı ve 2010 yılında Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı olarak mezun oldu. Mecburi hizmet yükümlülüğünü 2011-2012 yıllarında Kahramanmaraş’ın Elbistan ilçesinde Karaelbistan Devlet Hastanesi’nde tamamladı ve ardından 2013 yılında Marmara Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Beyin ve Sinir Cerrahisi Anabilim Dalı’nda Öğretim Görevlisi olarak çalışmaya başladı. Marmara Üniversitesi’nde 12 yıl boyunca görev yaptı ve bu süreçte 2017 yılında Yardımcı Doçent, 2023 yılında Doçent oldu. Kariyerinin farklı dönemlerinde beyin cerrahisinin farklı konularında çalışma imkanı buldu.
2013-2017 döneminde omurga ve omurilik cerrahisi, 2017-2023 yıllarında çocuk beyin cerrahisi, son dönemde ise erişkin beyin tümörleri ve beynin damarsal patolojileri (anevrizma, AVM, kavernom) üzerinde yoğun şekilde ameliyatlar yaptı. Bu dönemde Brezilya, Sao Paulo’da HCor Hastanesi’nde fetal spina bifida (anne karnında miyelomeningosel kesesi onarımı) üzerine çalışma ve Marmara Üniversitesi’nde fetal spina bifida ameliyatlarını başlattı. Yine bu dönemde Tübingen Üniversitesi’nde köşe tümörleri (vestibüler schwannom, akustik nörinom) cerrahisi üzerine çalışmalarda bulundu.
Doç. Dr. Mustafa Sakar evlidir. İngilizce ve Almanca konuşmaktadır.

Önemli Bilgilendirme

Site içerisinde bulunan bilgiler bilgilendirme amaçlıdır. Bu bilgilendirme kesinlikle hekimin hastasını tıbbi amaçla muayene etmesi veya tanı koyması yerine geçmez.