Korkunç sonuç ( intihar )

Korkunç sonuç ( intihar )

Gündelik hayatta her birey zaman zaman kendini yalnız, mutsuz, üzgün, ve çaresiz hissedebilir. Hatta bu tür duyguları hissetmeyen bir kişinin var olması imkansızdır. Çünkü yaşam zaman zaman zorlukları karşımıza çıkarır ve bazı noktalarda tükendiğimizi ve bir çıkmaza girdiğimizi düşünürüz. Bu oldukça doğaldır, insan doğasında mevcut olan bir durumdur. Hatta zaman zaman insanlar “ölsem de kurtulsam, yaşamak ne acı bitse de ben de kurtulsam” diye cümleler kurabilir ve intiharı bir çözüm yolu olarak düşünebilir.

Önemli olan; bu düşünceye sahip bir kişinin gerçekten intihara meğilli olup olmadığını anlamak ve eğer böyle bir durum mevcut ise; bunu tabi ki engellemektir. Bazı görüşler; intiharı kişisel bir seçim ve eylem olarak görmekte iken, çağdaş tıp ve psikoloji bilimi, bu durumu patolojik yani hastalıklı bir durum olarak nitelendirmektedir.

İntihar bir çok hastalığın bir yan ürünü olabilir, ve aynı zamanda bir çok fiziksel rahatsızlık da intihar eylemi ile sonuçlanabilir. İlk olarak hangi psikolojik rahatsızlıkların intihar ile sonuçlanabileceğine dikkatinizi çekmek isterim. Bilindiği üzere, intihar ile en güçlü ilişki psikiyatrik bozukluklar arasında gerçekleşmektedir. Psikolojik bozukluğu olan kişilerde intihar riski, psikolojik bozukluğu olmayan kişilere göre kat kat fazladır.

Depresyon: Bilimsel araştırmalar; depresyon tanısı almış kişilerin intihara diğer kişilerden daha fazla yatkın olduğunu, ölümle sonuçlanan girişimleri olabileceğini ortaya koymaktadır. Unutulmaması gereken bir nokta ise; depresyon tanısı almış ya da depresif semptomlar gösteren kişiliern intihar etme olasılığı “iyileşme” sürecinde artmaktadır!

Manık depresif bozukluk: Bipolar bozukluk, diğer adı ile manik depresif bozukluk tanısı almış kişiler ya da bu özellikleri taşıyan kişiler; intihar etmeye diğer kişilerden daha yatkındır, çünkü bu kişiler belli dönemlerde depresyon özellikleri gösterirler ve bazı dönemlerde ise mani (depresyonun tam tersi) özellikleri taşıyan davranışlar sergilerler. Depresyonda; kendini beğenmeme, kendine karşı olumsuz tutumlar ve düşünceler, düşük özgüven ve benlik saygısı oldukça yaygındır. Kişi kendini herkesden çok çaresiz ve harabe gibi hisseder. Tek çözüm yolunun “ölüm” olduğunu düşünmesi beklenilen bir durumdur. Manide ise; kişi kendini sebepsiz yere çok iyi hisseder, çok güçlü çok güzel çok akıllı olduğunu düşünüp, tehlikeli ve zararlı işlere karışabilir. Örnek olarak; arabayla giderken en yüksek hızı deneyip kaza yapmayacağını düşünebilir. Ya da camdan aşağı atlamaya çalışırsa aynı zamanda uçabileceğini de düşünebilir. Hatta; bir hastanın; mani döneminde; balık adam olduğunu düşünüp, buna inanıp, banyoda su dolu küvette havasız kalmaya çalıştığını duymuştum. Burada görüldüğü üzere; kişi kendine abartılı bir misyon ve karakter yüklemektedir.

Şiddet mağdurları : Şiddet 3 ana başlık altında toplanabilir; duygusal şiddet, fiziksel şiddet ve cinsel şiddet. Bu tür baskılara, kötüye kullanımlara maruz kalan kişiler “travma” yaşarlar ve yaşadıkları yükü kaldıramayıp intihara sürüklenebilirler. Bu grup altındaki kişiler risk altındadır. Ancak; bu kişiler kendilerine yaşatılan bu durumu başka insanlarla paylaşmaktan kaçınırlar, bu da toplumun bir sorunudur. Bu nedenle bu tip kişileri saptamak ve onlara yardımcı olmaya çalışmak oldukça zordur.

Alkol ve madde bağımlıları : Bir diğer riskli grup ise; alkol ve madde bağımlılığı olan kişilerdir. Alkol bağımlılarının, %15 inin intihara teşebbüs ettiği bilimsel olarak kanıtlanmıştır.

Kişilik bozuklukları : Özellikle anti-sosyal kişilik bozukluğu ve borderline kişilik bozukluğu olan hastalar intihara oldukça yatkındır.

 

Bu makale 9 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Uzm. Psk. Merve Mamacı

Etiketler
İntihar
Uzm. Psk. Merve Mamacı
Uzm. Psk. Merve Mamacı
İstanbul - Psikoloji
Facebook Twitter Instagram Youtube