Doktorsitesi.com

Kırılan Duvarlar, Kırılan Ruhlar: Depremin Psikolojik Yüzü

Psk. Dan. Veysel Hasan Gül
Psk. Dan. Veysel Hasan Gül
16 Ağustos 202524 görüntülenme
Randevu Al
Afetler, özellikle depremler, bireylerin yaşamında derin psikolojik izler bırakabilir. Ani oluşları, can ve mal kayıpları, zorunlu göç ve maddi sıkıntılar; travma, kaygı, depresyon ve travma sonrası stres bozukluğu gibi ruhsal sorunlara yol açabilir. Çocuklar, yaşlılar, engelliler ve önceden psikolojik sorun yaşayanlar bu etkilerden daha fazla etkilenir. Afet sonrasında uzman desteği almak iyileşme süreci için kritik önem taşır. Yüz yüze terapinin yanı sıra online terapi de kolay erişim imkânı sunarak, mekân ve zaman sınırlamalarını ortadan kaldırır ve toparlanma sürecini hızlandırır.
Kırılan Duvarlar, Kırılan Ruhlar: Depremin Psikolojik Yüzü

Afet, belirli bir bölgede beklenmedik bir anda görülen ve orada yaşayanları psikolojik, sosyolojik, ekonomik çok yönlü etkileyen, insan eliyle veya doğal süreçlerle meydana gelen olaylardır. Doğal felaketler bütün dünyada her an yaşanabilmekte ve insanoğlunun hayatında yıkıcı etkilere sebep olmaktadır. Bu olaylar kişilerin doğal hayat akışını sekteye uğratmakta, yaşamlarının içinde derin izler bırakmakta ve sonrasında ortaya çıkan tahribatın düzeltilip iyileştirilmesi uzun zaman alabilmektedir.

 

Bir afet çeşidi olan depremin, yeryüzünde her yıl yüzlercesinin gerçekleştiği ve dünya tarihinde milyonlarca insanın ölümüne yol açtığı bildirilmektedir. Türkiye hem yer aldığı deprem kuşağı hem de jeolojik yapısı bakımından depreme maruz kalan bir ülkedir. Canlı fay hatlarına sahip ülkemizde, ortalama iki yılda bir can ve mal kayıplarına yol açan depremler yaşanmaktadır. Ne yazık ki hareketli deprem kuşağı, yerleşim biçimi ve yapı özellikleri nedeniyle önemli ve etkileyici sonuçlar ortaya çıkmaktadır. Hayatları etkileme oranı bakımından dünyada ve ülkemizde en üst sırada yer alan deprem, can ve mal kaybının yanı sıra toplumsal, fiziksel ve ruhsal yaralanmalara, travmalara sebebiyet vermekte ve kişilerin baş etme becerilerini sarsmaktadır.

 

Travma bireyin hayatını etkileyen, onu aşırı şekilde korkutup, yaşadıkları veya tanık oldukları karşısında çaresiz bırakan deneyimlerdir. Bu yaşantılar, bireyin yaşamı içerisinde karşılaşılabileceği olumsuz olaylardan daha farklı ve dehşet vericidir. Derin izler bırakan deprem kişileri, kendileri ve sevdiklerinin uğrayabileceği önemli bir tehditle yüz yüze getirdiği için büyük bir travmatik yaşantı olarak kabul edilmektedir.

 

Deprem ansızın meydana gelmesi ve sonuçlarının oluşturduğu felaketler nedeniyle insan psikolojisi üzerinde kayda değer etkiler bırakabilmektedir. Deprem anında oluşan sarsıcı durumlar ve sonrasında gelişen can ve mal kayıpları bireyleri, uzun zaman etkisinden kurtulamayacakları psikolojik sıkıntılara sürükleyebilmektedir. Depremler gerçekleştirdiği tahribat, sonrasında oluşan ilave problemler ve devam eden artçı sarsıntıların geliştirdiği kronik sıkıntılar nedeniyle diğer travmatik yaşantılardan farklı bir yere sahiptir. Depremin şiddeti, sonrasındaki yakın kaybı, zorunlu göç, okul ve iş değişikliği, maddi kayıplar gibi bireyin yaşantısında meydana gelen sıra dışı durumlar, psikolojik problemlerin oluşmasında etkili olabilmekte ve bu etkiler uzun yıllar devam edebilmektedir.

 

Depremin yol açtığı maddi ve manevi hasar, depremin yaşandığı ülkenin gelişmişlik düzeyi, yaşanabilecek afete hazırlıklı olmamak, deprem sonrasındaki psikolojik ve sosyal müdahale eksikliği, yakınların kaybı, afetin görsel etkilerinin ortadan kaldırılma süreci, maddi sıkıntılar, sosyal bağlantıların zayıflaması gibi etkenler afet sonrası psikolojik rahatsızlıkların ortaya çıkmasında etkilidir. Depremden kurtulanlarda kalp ve solunum sorunları gibi fiziksel rahatsızlıklarla birlikte depresyon, anksiyete ve travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) gibi ruhsal problemler oluşabilmektedir. Yapılan bazı araştırmalar, depremden kurtulanların TSSB düzeyinin %3-87 arasında olduğunu bulgulamıştır.

 

Etkileri travmanın türü, şiddeti ve deneyimleyen kişiye göre değişebilmekle birlikte deprem sonrası sıkıntılar, bazen kalıcı psikolojik rahatsızlıklara yol açabilmektedir. Psikolojik problemler özellikle kırılganlığı yüksek, riskli gruplar olarak tanımlanabilecek kişilerde çok daha büyük yıkımlara sebebiyet verebilmektedir. Bu etkilerin bebekler, çocuklar, yaşlılar, kadınlar, engelliler, depremden önce psikopatolojik sorunlar yaşayanlar için zorlayıcılığı yüksektir. Dikkat ve odaklanma sorunları, korku, hissizlik, uyuşukluk, sürekli depremi düşünme, üzüntü, öfke, travmatik anı tekrar yaşama, aşırı uyarılmışlık, yüksek kaygı, travma sonrası stres belirtileri ve uyku bozuklukları depremden sonra yaşanan psikolojik sıkıntılardır. Travma sonrası stres bozukluğu, depresyon, anksiyete, madde bağımlılığı ve kronik stres gibi problemlerin görülebilmesi olasıdır.

 

Afetlerin ardından, bireylerin ruhsal iyileşme sürecini güçlendirmek için uzman desteği almaları büyük önem taşır. Artık yalnızca yüz yüze terapiyle sınırlı kalmadan, online terapi imkânı da giderek daha fazla tercih edilmektedir. Deprem sonrasında yaşanan travma, kaygı ve depresyon gibi sorunlarda, çevrim içi terapi kolay erişilebilir bir destek sağlayarak, yer ve zaman engellerini ortadan kaldırır. Böylece kişiler, yaşadıkları zorlu duygusal süreçlerle başa çıkmak için iyileşme yolculuklarına daha hızlı adım atabilirler.

 

Kaynakça: https://sssjournal.com/files/sssjournal/f563cfd2-37c6-47eb-b8e6-35d2375d32f2.pdf?utm_source

Yazarlar: Ayşegül Ülker, Selahttin Avşaroğlu, Hülya Avşaroğlu, Enayat Elyan

Etiketler

Psikolojik destekAnksiyete ve stresOnline terapiOnline psikolojik danışmanlıkTravma sonrası stres bozukluğu nedir

Yazar Hakkında

Psk. Dan. Veysel Hasan Gül

Psk. Dan. Veysel Hasan Gül

Veysel Hasan Gül, Çukurova Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Bölümü’nden mezun olmuştur. Aynı üniversitede Sınıf Öğretmenliği Bölümü’nü de tamamlayarak çift anadal yapmıştır. Ayrıca Çukurova Üniversitesi Güzel Sanatlar Bölümü yandal programını bitirmiştir. Lisans eğitimini takiben, Millî Eğitim Bakanlığı Ankara Hizmet İçi Eğitim Enstitüsü’nden "Özel Eğitim Alan Uzmanlığı" almıştır. Aile Danışmanlığı eğitimini ise doğrudan Millî Eğitim Bakanlığı'nın akreditasyonu ve yetkilendirmesi ile tamamlamıştır. Psikoloji alanında kuramsal eğitimlerine varoluş psikoterapi üzerine doktor Erkan Kalem'den temel eğitim ve süpervizyon eğitimlerini almış olup, vaka süpervizyonlarını sürdürmektedir. Bilişsel Davranışçı Terapi eğitimini Prof. Dr. Şükrü Uğuz'dan almıştır. Çocuk ve ergenlerde gelişim alanında ilkel refleks eğitimi ve öğrenme güçlüğü, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu üzerine Brainfit eğitimini Dr. Mehmet Engin Uysal'dan almıştır, süpervizyonlarına devam etmektedir. Birçok özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinde kuruculuk, eğitim koordinatörlüğü, okul psikolojik danışmanlığı görevlerinde bulunmuştur. Ayrıca Adana UCİM (Saadet Öğretmen Çocuk İstismarı ile Mücadele Derneği) Rehabilitasyon Başkanlığı görevinde bulunmuştur. 2013 yılından bu yana aktif olarak sahada görev yapan Gül, 10 yılı aşkın mesleki deneyime sahiptir. Kariyeri boyunca bireysel danışmanlık, çocuk ve ergen danışmanlığı, aile danışmanlığı ve ruh sağlığı alanlarında çeşitli çalışmalar yürütmüştür. Hâlen Adana’nın Seyhan ilçesinde bulunan Varlık Psikolojik Danışmanlık Merkezi'nde hizmet vermeye devam etmektedir. Poyep Çocuk ve Ergen Gelişim markasının kurucusudur.

Önemli Bilgilendirme

Site içerisinde bulunan bilgiler bilgilendirme amaçlıdır. Bu bilgilendirme kesinlikle hekimin hastasını tıbbi amaçla muayene etmesi veya tanı koyması yerine geçmez.