Doktorsitesi.com

Kıl Dönmesi (Pilonidal Sinus) Hastalığı

Doç. Dr. H. Onur Aydın
Doç. Dr. H. Onur Aydın
17 Aralık 20253 görüntülenme
Randevu Al
Tanım ve Genel Bilgi Kıl Dönmesi (Pilonidal Sinus) Hastalığı, genellikle kuyruk sokumu bölgesinde (sakrokoksigeal bölge) deri altında kıl, ölü deri hücreleri ve yabancı materyallerin birikmesiyle oluşan iltihabi bir hastalıktır. Bu hastalık, çoğunlukla genç erkeklerde görülmekle birlikte kadınlarda da ortaya çıkabilir. En sık 15–35 yaş arasında görülür. Pilonidal sinüsün temel nedeni, deri altında yabancı cisim gibi davranan kılların oluşturduğu kronik tahriştir. Bu kıllar, oturma sırasında sürtünme ve basınçla deri altına girer, burada iltihaplanma ve apse oluşumuna yol açar. Zamanla bu bölgede bir veya birden fazla delik (sinüs ağzı) gelişir ve bu deliklerden iltihaplı veya kanlı akıntı gelebilir. Hastalığın Nedenleri ve Risk Faktörleri Kıl dönmesi hastalığı, tamamen genetik bir hastalık değildir. Genellikle mekanik ve çevresel faktörlerin etkisiyle oluşur. Başlıca risk faktörleri şunlardır:
Kıl Dönmesi (Pilonidal Sinus) Hastalığı

Uzun süre oturarak çalışmak (örneğin şoförler, masa başı çalışanlar)

Aşırı kıllı cilt yapısı

Terleme ve kötü hijyen

Dar kıyafet kullanımı

Obezite (fazla kilo)

Kılın yoğun olduğu bölgelerde sık sürtünme

Bu faktörler birleştiğinde, deri altına giren kıllar yabancı cisim gibi davranarak iltihap başlatır.

Belirtiler

Kıl dönmesi hastalığının belirtileri genellikle hafif başlayıp zamanla artar.Hastalar sıklıkla şu yakınmalarla başvururlar:

Kuyruk sokumunda ağrı ve hassasiyet

Şişlik veya kızarıklık

İltihaplı, bazen kötü kokulu akıntı

Oturma veya yürümede rahatsızlık

Tekrarlayan apse atakları

Hastalık bazen sessiz seyredebilir; yalnızca akıntı fark edilebilir. Bazı durumlarda ise akut apse oluşarak ani şiddetli ağrı ve ateş görülebilir.

Tanı

Tanı çoğu zaman fizik muayene ile kolaylıkla konur. Cerrah, kuyruk sokumu bölgesinde sinüs ağızlarını, akıntıyı veya apseli alanı gözlemler.Bazı karmaşık vakalarda ultrason gibi görüntüleme yöntemleri, hastalığın yayılımını anlamak için kullanılabilir.

Tedavi Yöntemleri

Kıl dönmesi hastalığının tedavisi iki ana başlıkta incelenir:

Cerrahi olmayan (konservatif / medikal) tedavi

Cerrahi tedavi

1. Cerrahi Olmayan Tedavi Seçenekleri

Cerrahi olmayan tedavi, genellikle erken evre veya tekrarlamayan basit vakalarda uygulanır.Amaç, enfeksiyonu kontrol altına almak, sinüsün temizlenmesini sağlamak ve yeniden oluşumu engellemektir.

Başlıca cerrahisiz tedavi seçenekleri:

a. Lazer Tedavisi (Lazer Pilonidotomi)

Son yıllarda geliştirilen bu yöntem, küçük sinüs yollarının lazer enerjisiyle içeriden yakılarak kapatılması esasına dayanır.

Avantajları:

Neredeyse iz bırakmaz.

İşlem süresi kısadır (yaklaşık 20–30 dakika).

Hastalar genellikle aynı gün evine döner.

İyileşme hızlıdır, birkaç gün içinde normal yaşama dönülebilir.

Dezavantajları:

Çok geniş ve komplike sinüslerde etkisiz olabilir.

Deneyimli merkezlerde yapılmalıdır.

b. Fenol Uygulaması

Sinüs içerisine kimyasal fenol maddesi verilerek iltihaplı dokunun yakılması ve tünellerin kapanması sağlanır.Tekrarlayan seanslar gerekebilir. Lazer kadar etkili olmasa da cerrahisiz bir alternatiftir.

c. Hijyen ve Koruyucu Önlemler

Bölgenin düzenli tıraş edilmesi veya epilasyon yapılması

Günlük duş ve hijyenin sağlanması

Uzun süre oturmaktan kaçınılması

Kilo kontrolü ve terlemeyi azaltmak

Bu önlemler, hem tedavinin etkinliğini artırır hem de nüks riskini azaltır.

2. Cerrahi Tedavi Seçenekleri

Cerrahi tedavi, tekrarlayan, komplike veya apseleşmiş olgularda tercih edilir.Cerrahi yöntemler, sinüsün tamamen çıkarılmasına (eksizyon) ve yaranın farklı şekillerde kapatılmasına dayanır.

a. Klasik Eksizyon ve Açık Bırakma

Sinüs dokusu tamamen çıkarılır ve yara açık bırakılarak kendiliğinden iyileşmesi beklenir.

Avantajı: Nüks riski düşüktür.

Dezavantajı: İyileşme süresi uzundur (4–6 hafta).

b. Primer Kapatma (Kapalı Yöntem)

Sinüs çıkarıldıktan sonra yara direkt dikilerek kapatılır.

Avantajı: Daha hızlı iyileşme.

Dezavantajı: Nüks oranı açık yönteme göre biraz daha yüksektir.

c. Flap Yöntemleri (Karydakis, Limberg, vs.)

Yaranın orta hattan uzağa taşındığı, cilt altı dokuların yeniden şekillendirildiği ileri cerrahi yöntemlerdir.

Avantajı: Estetik ve kalıcı çözümdür, nüks oranı çok düşüktür.

Dezavantajı: Daha geniş cerrahi alan ve dikiş izi kalabilir.

Cerrahili ve Cerrahisiz Tedavilerin Karşılaştırılması

Özellik

Cerrahisiz (Lazer, Fenol)

Cerrahi (Eksizyon, Flap)

Uygunluk

Erken evre, küçük sinüslerde

Geniş veya tekrarlayan olgularda

İyileşme süresi

2–5 gün

2–6 hafta

Ağrı ve konfor

Minimal ağrı, hızlı dönüş

Orta düzeyde ağrı, istirahat gerekebilir

İz kalma

Neredeyse yok

Yönteme göre değişir

Nüks oranı

%5–15

%3–10

Hastanede kalış

Günübirlik

1–3 gün gerekebilir

Maliyet

Daha düşük veya orta

Genellikle daha yüksek

Sonuç ve Öneriler

Kıl dönmesi hastalığı, tedavi edilmediğinde tekrarlayan apseler, kronik iltihap ve yaşam kalitesinde düşüşe yol açabilir.Erken dönemde tanı konduğunda lazer gibi minimal invaziv yöntemlerle başarılı sonuçlar elde edilirken, ileri vakalarda cerrahi girişim kalıcı çözüm sağlar.

Tedaviden sonra düzenli hijyen, bölgenin kuru tutulması ve uzun süreli oturmaktan kaçınmak, hastalığın tekrarlamasını önlemede büyük önem taşır.

Yazar Hakkında

Doç. Dr. H. Onur Aydın

Doç. Dr. H. Onur Aydın

2013-2016 yılları arasında laparoskopik cerrahi, travma ve acil cerrahi, gastrointestinal sistem endoskopisi ve kolonoskopisi alanlarında çalışmalarına devam etti. 2016 yılında Türk Cerrahi Derneği Cerrahi Yeterlilik Sertifikası'nı aldı. Aynı yıl Başkent Üniversitesi Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı'nda Genel Cerrahi Uzmanı olarak göreve başladı. 2017-2019 yıllarında Yardımcı Doçent Doktor olarak çalıştıktan sonra Eylül 2019'da Doçent Doktor ünvanını aldı. 2021 ylında Türk Kolon ve Rektum Cerrahisi Yeterlilik Sertifikası'nı aldıktan sonra 2023 yılında Avrupa Koloproktoloji Yeterlilik Sertifikası'nı aldı. Ankara Cerrahi Derneği'nde yönetim kurulu üyeliği yaptı.

Önemli Bilgilendirme

Site içerisinde bulunan bilgiler bilgilendirme amaçlıdır. Bu bilgilendirme kesinlikle hekimin hastasını tıbbi amaçla muayene etmesi veya tanı koyması yerine geçmez.