Genel itibariyle 2 tip kavramdan bahsedebiliriz. Dışadönük ve içedönük , dışa dönükler dış dünyaya odaklanarak enerjisini oradan devşirir. İçedönük ise düşünme ve hayal kurmanın yeri olan iç dünyayı daha ilginç bulur. Yalnız başına vakit geçirerek enerji toplar.
Dışadönükler dikkatlerinin önemli bir bölümünü insanların yüzlerine yönlendirmeye eğilimlidirler; bunu yaparak dopamin adında ödül nörotransmitterinde (bir tür beyin kimyasalıdır) ani bir yükselme tecrübe ederler ki bu, bağımlılık davranışıyla da doğrudan ilgilidir. Dışadönükler dopamine pek hassas değillerdir dopaminin o olağanüstü etkisini göstermesi için ihtiyaç duydukları miktar, içedönüklerden çok daha fazladır, ve dopamin düzeyini arttırmanın hızlı bir yolu adrenalin seviyesini arttırmaktır ki bu yeni, hızlı, heyecan verici ve tehlikeli şeyler yaparak - örneğin karaoke barda şarkı söyleyerek, bir yabancıyla dans ederek v.b. aktivitelerle gerçekleştirilebilir. Dolayısıyla dışarı çıkıp yeni yüzlerle heyecan verici şeyler yaptıklarında ödül kimyasalı olan dopamini elde ederler, ani ve yoğun birkaç doz mutluluğun tadına varırlar.
İçedönükler dopamine karşı aşırı hassastırlar, o yüzden de aşırı-uyarılmış hissetmeleri için pek az dopamin yeterlidir. Favori nörotransmitterleri de bambaşka bir etkiye sahip olan asetilkolindir. Bu kimyasal madde sakin bir teyakkuz ve rahatlama hissi verir; hafızanın güçlenmesine, kolay öğrenmeye ve daha büyük bir bilişsel esnekliğe yol açar. Bu memnuniyet kimyasalını açığa çıkaran deneyimler peşinde olmak içe dönüklere iyi gelmektedir. Dışadönükler ise ani bir doz dopamin açığa çıkartacak heyecan verici, insan yönelimli faaliyetler peşindedir.
Sözgelimi içedönük biriyseniz ve birdenbire çılgın partilere katılmaya karar verip bunu ara vermeden yaparsanız büyük ihtimalle tükenmiş hissetmeye başlarsınız. Aynı şekilde bir dışadönük de bütün hafta kimseyi görmeden evde oturduğu takdirde tuhaf bir şekilde enerjisinin emildiğini hissedecektir.