Kaydırılan dikkat

Kısaca hayatın düğmesine basın...

Kaydırılan dikkat

KAYDIRILAN DİKKAT

Yazıya başlarken çok düşündüm. Sonunda bu şekilde başlamaya karar verdim.

Ne zamandır hayal etmiyorsunuz?

Şimdi bir dakika bunu düşünün istiyorum. Aklınızdan geçenleri not etmeyi unutmayın.

Telefon başında geçirdiğiniz zamanlarda neler yapabilirsiniz bir de bunu düşünün?

Not etmeyi unutmayın.

Yapılan araştırmalara göre günde 2617 kez telefonlarımıza dokunuyormuşuz. Geçmişte yapmaktan hoşlanıp şimdi bıraktığınız alışkanlıklarınız var mı? Kendinize hiç nedenlerini sordunuz mu?

Örneğin; Ben dergi, gazete okumayı bıraktım son yıllarda. Bunun yerine telefonumda göz gezdiriyorum. Daha önceleri haftalık, aylık aldığım dergiler vardı. Onları saklar tekrar tekrar bakardım. Çocukluğumda Pazar günü tüm gazeteler alınırdı. Kahvaltı sonrasında tüm aile ilgi alanına göre gazetelerin büyük sayfalarında vakit geçirir sonrasına planlar yapılırdı. Bu rutini uzun yıllar yalnız yaşadığım dönmelerde de devam ettirdim. Okuma alışkanlığı edinmemde büyük fayda sağladı. Bizim nesil çoğunlukla  kitap okumayı sever. Şimdiki nesile bakıyorum okuma alışkanlıkları kalmadı dijital kitap dinleme alışkanlığı var.Bir de dijital kitap okuması yapıyorlar. Alışamadım. Tek tek o sayfaları çevirmenin ,kağıt kokusunun hazzı yok dijital ortamlarda.

Şimdilerde çocuklarının okumadığından şikayetçi bir nesil ebeveyn var. Okuma alışkanlığı olan ailelerin çocukları da okuyor. Tabi önceden okuyan ama şimdilerde telefonla geçen vakitten kitaba vakit bulamayan bir kitle mutlaka vardır. Çocuklar gördüklerini yapıyor. Bunu drama derslerinin doğaçlama kısmında çok görüyorum. Oynadıkları rol kişilerini çok uzakta aramaya gerek yok. Kurmaca değil çoğu gerçek kişiler oluyor. Anne veya baba oynuyorsa kendi anne babasını komşu, öğretmen vs. canlandırıyorsa çok yakınındaki kişileri seçiyorlar.

Bir derste kafedeki insanları canlandırın dediğimde başka başka hikayeler çıkar diye umut etmiştim ama birden öylece kalakaldım. Çünkü sınıftaki gürültü kesilmişti ve hepsi telefonlarında kaydırma yapan kişileri canlandırıyorlardı. Hatta birisi garson rolündekine sesleniyor ama o da elindeki telefona sipariş giriyordu. Öylece kaldım söyleyecek hiçbir şey bulamadım. Bu gerçekti ama biz çocuklarımıza ne yapmıştık?

Dergi yapraklarını çevirirken bizi kimse tanımaz ama telefonda kaydırma yaparken o sayfada geçirdiğimiz sürede ,altını çizdiğimiz notlardan veya kalış süremizden algoritmalar sayesinde hakkımızda bilgi edinen bir kitle var. Bu çağı dijital devrim olarak adlandırıyorum. Birçok kişinin henüz hazır olmadığı ve süreçten olumlu etkilenmediği bir devrim süreci. Ekran başında sitelere bakarken sosyal medya mecraları çok fazla para kazanıyorlar. Ne kadar çok vakit geçirirseniz o kadar çok reklam görürsünüz ve onlar para kazanırlar. Bu siteler bize birçok şeyi önerir hatta arattığımızda farklı teklifler sunar. Ama hiçbiri ailenizle veya arkadaşlarınız ile telefonunuz yanınızda olmadan buluşmanız gerektiğini söylemezler. Aile iletişim örneklerini gösteren bir içeriğe rastlayamazsınız.

Akıllı telefonlar tek başına tehlikeli olmayabilir ama içindeki uygulamalar tehlike arz ederler. Elbette her şey kötü, olumsuz değil. Bu hesaplarda sanatçılar, bilim insanları doktorlar, felsefeciler v.b faydalı ve olumlu bilgiler veya sanat eserlerini paylaşıyorlar. Olumlu anlamda fayda sağlayacak konularda kullanımı mümkün ama dünyanın en zeki insanları tarafından hazırlanmış bu platform ve algoritmalar onların para kazanmasına hizmet etmemiz üzerine planlanmış. Bu sebeple çocuklarımızı telefon ve tabletten uzak tutmak istiyorsak onun yerine eğlenceli ve birlikte yapabileceğimiz etkinlikler planlamalıyız.

Ailece doğa yürüyüşleri, park ve yeşil alanlarda grup oyunları,müze gezmeksergi gezmek,tiyatro ve sinemaya gitmek ,konser dinlemek Günlük sanat atölyelerine katılmak v.b.

Ailece okuma saati yapıp kitap okumak gibi kendinizce geliştirebileceğiniz birçok aktivite olabilir. Her şeyi değiştirmek bizim elimizde önce kendimiz ve sonra çocuklarımız için, eğer yukarıdaki soruların cevaplarını not ettiyseniz tekrar bir bakın …

Kısaca hayatın düğmesini açın.

Bu makale 24 Ekim 2024 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Aile Danışmanı Ceyda Yücetürk

1975 doğumlu Ceyda Yücetürk İstanbul Üniversitesi Sosyoloji bölümü mezunudur. 26 yıl İstanbul’un seçkin okullarında yaratıcı drama öğretmenliği yapmış bunun yanı sıra kurumsal danışmanlık, şirketlere iletişim becerileri, zaman yönetimi, satış teknikleri, motivasyon, kurumsal iletişim, kişisel gelişim üzerine eğitimler vermiştir. Kısa bir süre insan kaynakları yöneticisi olarak çalışmıştır. Öğretmen grupları ile eğitimde dramayı kullanabilme ve daha  bir çok alanda eğitimler vermeye devam etmektedir. Çocuk ve gençlerle değerler eğitimi, sanat terapi, drama , forum tiyatro yöntemlerini kullanarak sınav kaygısı,akran zorbalığı,atılganlık,dikkat eksikliği,davranış problemleri vb. alanlarda bireysel ve grup çalışmaları devam etmektedir.2020 yılında uluslararası geçerliliği olan  Aile danışmanlığı eğitimini tamamlayarak sertifika almış ve danı ...

Etiketler
Dikkat eksikliği oluşumu
Aile Danışmanı Ceyda Yücetürk
Aile Danışmanı Ceyda Yücetürk
Muğla - Aile Danışmanı
Facebook Twitter Instagram Youtube