Kaybetmekten neden korkarız?
Birine çok fazla bağımlıysak; o kişi hayatımızda olması gerekenden daha büyük bir etkiye sahipse; ne kadar değerli olduğumuzu o kişi belirliyorsa; yalnızca onun tarafından görülüp sevildiğimizde var olduğumuzu hissediyorsak; yaşadığımız zorluklarla o kişi olmadan mücadele edemeyeceğimizi düşünüyorsak onu kaybetmekten şiddetle korkabiliriz.
Bağımlılık bizler için sağlıklı değildir. Kendimizi güçsüz, yeteriz ve değersiz hissetmemize neden olabilir. Bağımlı olduğumuz kişiden uzaklaştıkça korkularımız artabilir. Çünkü bir birey olarak güçlü olduğumuzu, sevilmeye layık olduğumuzu, biricik ve değerli olduğumuzu bilmeden, hissetmeden büyümüş olabiliriz.
Bağımlı ilişkilerle kaybetmekten ölesiye korkarak yaşamak zorunda değiliz. Bize acı ve korku veren bu durumu değiştirebiliriz.
Bir başkasından bağımsız, zaten her birimiz değerliyiz. Yaşamsal fonksiyonlarımızı muhtaç olmadan yerine getirecek donanıma ve yeterliğe sahibiz. Kendi başınalığımızdan hem tatmin hem de memnun olabiliriz. Kendimize özenerek, kendimizle keyifli vakit geçirerek, kendimize daha sık “Ben ne istiyorum?” diye sorarak; yani yaşamımızın öznesi olduğumuzu hissederek bağımlılıklarımızdan ve korkularımızdan özgürleşebiliriz.
Birbirimize bağımlı olmadan da birlikte olabiliriz. Çünkü özgürlük kadar yakınlığa da ihtiyaç duyarız. Birlikte olmayı severiz, birbirimize güven hissederiz. Birbirimizin desteğini, sevgisini, ilgisini ve onayını almak isteriz. Birbirimize karşı sorumlu hissederiz. Kurduğumuz bağları kuvvetlendirmek için emek harcarız.
Bağımlılık ile tek başınalık arasında denge kurarak kaybetme korkusunu azaltabiliriz. Ve birbirimizi özgürce sevebiliriz.