Doktorsitesi.com

Kadınlarda ve Erkeklerde Cinsel İsteksizlik ve Fonksiyon Bozuklukları

Aile Danışmanı Hatice Nur Şahin
Aile Danışmanı Hatice Nur Şahin
4 Aralık 20253 görüntülenme
Randevu Al
Cinsel isteksizlik ve fonksiyon bozuklukları, hem kadınlarda hem erkeklerde oldukça sık görülen ve bireyin yaşam kalitesini, ilişki doyumunu, benlik algısını ve duygusal sağlığını doğrudan etkileyen durumlardır. Cinsellik yalnızca fizyolojik bir işlev değil, aynı zamanda duygusal, psikolojik, kültürel ve ilişkisel bileşenlerin bir araya geldiği çok yönlü bir deneyimdir. Bu nedenle cinsel isteğin azalması ya da cinsel fonksiyonda yaşanan zorluklar, çoğu zaman tek bir nedenden değil, iç içe geçmiş birçok etkenden kaynaklanır.
Kadınlarda ve Erkeklerde Cinsel İsteksizlik ve Fonksiyon Bozuklukları

Kadınlarda Cinsel İsteksizlik ve Fonksiyon Bozuklukları
Kadınlarda cinsel isteksizlik genellikle duygusal, hormonal ve ilişkisel faktörlerin etkisiyle ortaya
çıkar. Kadınların cinsel sistemi erkeklere kıyasla daha çok duygu ve bağlanma odaklı
çalıştığından, stres, kaygı, ilişki problemleri, yorgunluk, özgüven düşüklüğü ve geçmiş travmalar
cinsel isteği belirgin biçimde azaltabilir. Hormonal değişiklikler de kadınlarda isteksizliğin önemli
nedenlerindendir. Doğum sonrası dönem, menopoz, adet öncesi dönem, tiroit hastalıkları,
prolaktin yüksekliği, kronik hastalıklar ya da kullanılan bazı ilaçlar kadınların libidosunu
doğrudan etkileyebilir.
Fonksiyon bozukluklarına bakıldığında en sık görülen problemler uyarılma güçlüğü, vajinal
kuruluk, orgazm olamama ve vajinismus gibi pelvik taban kasılmalarıdır. Kadın bedeninin
kendini tehdit altında hissettiği durumlarda vajinal bölge doğal olarak gevşemez ve birleşme
ağrılı hale gelir. Bu ağrı birkaç kez yaşandığında kadın cinselliğe karşı kaçınma geliştirebilir, bu
da hem isteği hem de fonksiyonu olumsuz etkiler. Bazı kadınlar için cinselliğe yüklenen kültürel
anlamlar, ayıp–günah söylemleri, suçluluk duygusu veya cinselliğe yönelik yanlış bilgiler
uyarılmayı ve orgazm sürecini baskılar.
Kadında cinsel isteksizlik çoğu zaman “bedensel bir sorun” gibi algılansa da aslında bedenin bir
işaretidir. Kadın kendini güvende hissetmediğinde, bedeniyle barışık olmadığında, partneriyle
iletişim sorunları yaşadığında veya zihni sürekli stres altındayken cinsellik doğal olarak geri
plana düşer. Bu nedenle kadınlarda cinsel istek ve fonksiyon problemlerinin değerlendirilmesi
hem bedensel hem de duygusal yönü kapsamalıdır.
Erkeklerde Cinsel İsteksizlik ve Fonksiyon Bozuklukları
Erkeklerde cinsel isteksizlik çoğu zaman görülse bile toplumda daha az konuşulan bir durumdur.
Erkeklik rolü ile cinsellik arasında kurulan kültürel bağ nedeniyle erkeklerin cinsel isteksizliği
çoğu zaman gizlenir, ertelenir ya da utanç duygusuyla saklanır. Oysa erkeklerde libido kaybı
oldukça sık görülür ve stres, tükenmişlik, performans baskısı, depresyon, kaygı bozuklukları ve
ilişkide yaşanan sorunlar isteksizliği tetikler.
Erkeklerde en sık görülen fonksiyon bozuklukları ereksiyon sorunları (sertleşme güçlüğü), erken
boşalma ve geç boşalma problemleridir. Sertleşme problemi hem psikolojik hem de fizyolojik
temelli olabilir. Performans kaygısı, ilişki baskısı, başarısız olma korkusu, partnerle
çözümlenmemiş çatışmalar gibi etkenler psikolojik nedenleri oluşturur. Diyabet, hipertansiyon,
damar hastalıkları, prolaktin yüksekliği, testosteron düşüklüğü, tiroit bozuklukları ve kullanılan
bazı ilaçlar ise fizyolojik nedenler arasında yer alır. Erken boşalma ise çoğu zaman kaygı odaklı,
istemsiz bir refleks halidir; kişi kendini ne kadar zorlamaya çalışırsa sorun o kadar belirginleşir.
Erkeklerde cinsel isteksizlik bazen altta yatan depresyonun ilk belirtisi olabilir. Cinsellik için
gerekli olan dopamin ve testosteron, duygusal çöküş dönemlerinde azalır. Bunun yanında yoğun
iş yükü, uyku düzensizliği, aşırı ekran kullanımı, alkol tüketimi ve partnerle iletişim problemleri
de isteği düşüren önemli etkenlerdir.
Her İki Cinsiyette Ortak Noktalar
Cinsel isteksizlik ve fonksiyon bozukluklarının en önemli ortak noktası içsel güvenlik
duygusunun bozulmasıdır. Kişi kendini yeterli, rahat, özgür ve güvende hissetmediğinde cinsellik
doğal olarak geri çekilir. Hem kadınlarda hem erkeklerde cinsellik yalnızca bedensel bir işlev

değil; ilişkisel bağlantı, duygusal yakınlık, güven, iletişim ve zihinsel rahatlıkla şekillenen bir
deneyimdir. Bu nedenle sorunların çözümü yalnızca fizyolojik müdahalelerle değil, psikoterapiyle
ve ilişkisel düzenlemelerle mümkündür.
Tedavi ve İyileşme Süreci
Cinsel isteksizlik ve fonksiyon bozukluklarında tedavi, altta yatan nedenin doğru belirlenmesiyle
başlar. Çoğu durumda psikolojik köken baskındır. Bilişsel davranışçı terapi, duygu düzenleme
çalışmaları, beden farkındalığı egzersizleri, çift terapisi ve cinsel terapi yöntemleri oldukça etkili
sonuçlar verir. Kadınlarda vajinal kuruluk için medikal destekler, hormonal düzenlemeler veya
pelvik taban rehabilitasyonu gerekebilir. Erkeklerde hormon düzeylerinin değerlendirilmesi,
psikolojik destekle birlikte tıbbi yaklaşım uygulanması önemlidir.
Başarılı bir tedavi sürecinde en kritik nokta utanmadan, suçluluk duymadan, kendini
yargılamadan destek alabilmektir. Cinsel sorunlar yaygındır, tedavi edilebilir ve utanç duyulacak
bir durum değildir. Doğru bir terapi süreciyle hem kadınlarda hem erkeklerde istek yeniden
kazanılabilir, fonksiyonel sorunlar tamamen çözülebilir ve cinsel yaşam doyum verici bir hale
dönebilir.

Yazar Hakkında

Aile Danışmanı Hatice Nur Şahin

Aile Danışmanı Hatice Nur Şahin

Hatice Nur Şahin, lisans eğitimini İngilizce Sosyoloji bölümünde tamamlamıştır. Üniversite eğitimi süresince Gaziosmanpaşa Aile Danışmanlığı Merkezi ve Beyoğlu Belediyesi Sosyal Yardım İşleri Müdürlüğü bünyesinde staj yaparak aile ve toplum ilişkileri üzerine saha deneyimi kazanmıştır.

Önemli Bilgilendirme

Site içerisinde bulunan bilgiler bilgilendirme amaçlıdır. Bu bilgilendirme kesinlikle hekimin hastasını tıbbi amaçla muayene etmesi veya tanı koyması yerine geçmez.