Kadın hastalıkları ve laparoskopi (kapalı ameliyat)

Doç. Dr. Süleyman Eserdağ
Doç. Dr. Süleyman Eserdağ
28 Ekim 20063964 görüntülenme
Randevu Al
Kadın hastalıkları ve laparoskopi (kapalı ameliyat)

İnfertilite (kısırlık) ile ilgili tüm yapısal özelliklerin değerlendirilmesi amacıyla bazı yöntemler kullanıyoruz. Bunlar ultrason, histerosalpingografi (HSG, ilaçlı film) ve histeroskopi ile birlikte en sık kullanılan tanı ve tedavi yöntemlerinden birisi olan laparoskopidir.

Laparoskopi direkt görerek iç organların değerlendirilmesini sağladığı için HSG ve ultrasona göre daha kesin ve net bilgi vericidir. Laparoskopi halk arasında "kapalı ameliyat" olarak da geçmektedir.

Bu nedenle; laparoskopi kadın üreme organlarından rahim, yumurtalık ve tüplerle, pelvis ve karın içi organların değerlendirilmesi için uygulanan ve infertilitede altın standart olan bir yöntemdir.

Genelde ilk aşama infertilite testlerinden başka, özellikle karın ağrısı, geçirilmiş pelvik enfeksiyon öyküsü ve geçirilmiş operasyonu olan kadınlarda da tanısal amaçla kullanılabilir.

Laparoskopi tanısal amaçlı (Diagnostik Laparoskopi) olarak; tüplerin açık olup olmadığına, yumurtalığın genel görünümüne ve yapışıklık olup olmadığına, tüp-yumurtalık ilişkisine, rahmin genel görünümüne incelenmesi şeklinde olabileceği gibi tedavi amaçlı da (Operatif Laparoskopi) da uygulanabilir.

Ayrıca laparoskopi, jinekoloji harici pek çok medikal dalda (onkoloji, genel cerrahi gibi) da sıklıkla başvurulan güncel bir alternatif yöntem haline gelmiştir.

Tanısal Laparoskopi Nasıl Yapılır?
Halk arasında "kansız ameliyat" olarak da bilinen bu yöntem, hasta genel anestezi altında (uyumuş) iken göbek çukurundan 1cmlik kesi yapılarak buradan özel optik bir cihaz ve kamera sistemi ile karın içi ve pelvisin normalden birkaç misli büyütülerek görüntülenmesini içerir.

İşlem için önce göbekten CO2 gazı ile batın yeterince şişirilir sonra 10 mm çapında "trokar" olarak isimlendirilen bir boru göbekten karın içine yerleştirilir. "Laparoskop" denilen ve bir kamera - monitör sistemine bağlı optik alet buradan karın içine sokulur. Bu şekilde karın boşluğundaki tüm organlar görüntülenir.

Bu yöntem sayesinde rahim ağzından verilen "metilen mavisi" denilen mavi renkli bir sıvı ile fallop tüplerinin açık veya kapalı olup olmadığı da anlaşılabilir.

Diyagnostik laparoskopi sonrası hastanede kalma süresi oldukça kısa olup genelde yarım gün yeterlidir. (Sabah yapılıp akşam taburcu edilebilir)

Tanısal (Diyagnostik) Laparoskopide Nelere Bakılır?
Tanısal Laparoskopide genel olarak aşağıdaki bulgulara bakılır:

*Tüplerin açık olup olmadığına
*Yumurtalığın genel görünümüne
*Yapışıklık olup olmadığına
*Tüp-yumurtalık ilişkisine
*Rahmin genel görünümü.

Diyagnostik laparoskopide yumurtalıkların değerlendirilmesi

Operatif Laparoskopi Nasıl Uygulanır?
Tanısal laparoskopi esnasında saptanan bir çok problem, güvenli bir şekilde laparoskopik olarak o anda tedavi edilebilir. Cerrahi düzeltme amacıyla yapılan laparoskopiye "Operatif Laparoskopi" denir.

Operatif laparoskopi yapılacağı zaman, ek bir kaç yeni kesi daha yapılarak 5mm çaplı yeni trokar içinden makas, koter, lazer, dikiş gibi yardımcı araçlar karın içine gönderilir. Bu şekilde ve özel olarak dizayn edilmiş aletler sayesinde, karın içinde pek çok cerrahi girişim yapılabilir.

Lazer bazı işlemleri kolaylaştırsa da diğer yöntemlerden daha etkili değildir.

Uygun araç ve tekniğin seçimi doktorun eğitimine, problemin yerine ve ekipmanın yeterliliğine bağlıdır.

Operatif Laparoskopide Neler Yapılır?
*Batın içi yapışıklıkların (adezyonların) giderilmesi
*Myomların çıkarılması (myomektomi)
*Yumurtalıkta kistleri çıkarılması veya aspire edilmesi
*Endometriozis odakları koagüle edilmesi (yakılması)
*Endometriomaların (çikolata kistlerinin) çıkarılması veya koagulasyonu
*Dış gebeliğin cerrahi tedavisi
*Kapalı tüplerin açılması
*Bozulmuş tüp-over ilişkisinin yeniden sağlanması

Operatif laparoskopi sonrası hastanede kalma süresi oldukça kısa olup genelde bir gün yeterlidir.

Karından büyük bir cerrahi girişim geçirilmişse ya da laparoskopik girişim yapılmışsa bazen ikinci bir laparoskopi (second - look laparoscopy) işlemi daha yapılabilir. İki operasyon aralarındaki süre bir kaç gün, bir kaç ay ya da yıl olabilir. Bu yeni işlemde ilk yapılan girişim değerlendirilir, yeni oluşan yapışıklıklar giderilir veya endometriosis nüksü varsa tedavi edilir.

Bazen laparoskopi ile histeroskopi aynı seansta kullanılır. Özellikle rahim anomalilerinde bu iki yöntemin birlikte kullanımı gerekebilir.

Laparoskopi sonrası hasta çok kısa sürede taburcu olur. Açık ameliyata kıyasla daha kısa sürede iyileşme, daha az ağrı ve daha az enfeksiyon riski gibi avantajları vardır.

Laparatomilerde (açık cerrahilerde) ise kesiler, genellikle bikini çizgisinden veya karın orta hattından yapılır. Hastalar ortalama 2 - 5 gün hastanede kalır ve işlerine de 2 - 6 haftada dönebilirler.

Laparoskopinin Riskleri Nelerdir?Her işlemde olduğu gibi laparoskopide de kendine özgü riskler söz konusudur. Operatif ve tanısal laparoskopide ciddi komplikasyonlar nadirdir.

Laparoskopi sırasında mesane, idrar yolları, barsaklar, damarlar, rahim gibi organlar yaralanabilir. Bunların bir kısmını laparoskopik yolla tedavi etmek mümkündür, ancak 2-4/1000 oranında acil olarak açık cerrahiye dönmek gerekebilir.

Büyük damar yaralanmaları hayatı tehdit edebilir. Laparoskopi sırasında ölüm riski 1-5/100000dir. Ancak bilinmelidir ki bu risk, hamilelik nedeniyle ölme riskinden daha düşüktür.

Karın duvarından sokulan trokar yerlerinde hematom oluşumu ve karın içinde enfeksiyon, meydana gelebilecek diğer komplikasyonlar olarak sayılabillir.

Operasyon sonrasında idrar yolu enfeksiyonu, kesi yeri enfeksiyonu, kısa süreli idrar yapma güçlüğü ya da toplar damarlarda tıkanıklık oluşumu görülebilir.

Tüm olası komplikasyonlar düşünüldüğünde, 1-2/100 kadında komplikasyon meydana gelir. Bunların çoğu minör (daha az ciddi olan) komplikasyonlardır.

Laparoskopi Riskini Arttıran Durumlar Nelerdir?

Laparoskopinin Açık Ameliyata Göre Ne Üstünlüğü Vardır?

Aşırı şişmanlık, önceden geçirilmiş karın ameliyatları veya karın içi enfeksiyonlarının olması, şiddetli yapışıkların açılmaya çalışılması, ileri evre endometriyozis veya endometrioma vakaları, kişide önceden kalp veya akciğer problemlerinin olması, sigara ve alkol bağımlılıkları laparoskopi riskini arttırır.

Tecrübeli ve dikkatli ellerde, sorunlar minimale indirilebilecektir.

Laparoskopi sonrası bakım
Operasyondan sonra anestezik ilaçlara bağlı bulantı ve kusma görülebilir. Karın duvarındaki küçük kesi alanları hassastır ve bu alanların çevresinde küçük morluklar görülebilir. Karnı şişirmek için kullanılan gaz nadiren omuz ağrısına neden olabilir.

Şikayetlerin yoğunluğu yapılan cerrahi girişimin türüne ve süresine göre değişiklik gösterebilir. Bu durumda basit ağrı kesiciler sorunu çözmek için genelde yeterli olur.

Cerrahi yaranın küçük olması iyileşme sürecini kısaltır. Hastalar operasyon sonrası aynı gün veya ertesi gün evlerine gönderilebilirler.

Hastaların işe dönüş süreleri de klasik operasyonlara göre çok kısadır, ortalama 7 gün içinde bu gerçekleşir. Operasyon izinin minimal olması da diğer bir avantajıdır.

Laparoskopi ve laparatomi de benzer cerrahi işlemler yapılır. Ancak bazı cerrahi işlemleri laparoskopi ile yapmak riskli olabilir, bu durumda laparotomi uygulanır.

Aşırı ağrı, giderek kötüleşen bulantı kusma, ateşin 38 derece ve üzerinde olması, trokar yerlerinden belirgin kanama durumlarında vakit kaybetmeden doktorunuzla görüşmeniz gereklidir. 

Kaynak:  www.jinekolognet.com

Etiketler

Operatif laparoskopiKadın hastalıkları ve laparoskopi (kapalı ameliyat)Laparoskopinin riskleriLaparoskopik yumurtalık ameliyatıLaparoskopi sonrası hamilelikKadın hastalıkları amaliyatları

Yazar Hakkında

Doç. Dr. Süleyman Eserdağ

Doç. Dr. Süleyman Eserdağ

. Kozmetik ve Fonksiyonel Jinekolojide Öncü Hekim ve Uluslararası Eğitmen
. Seksolog, Avrupa Cinsel Tıp Derneği Tarafından Fellow (FECSM, Akademi Üyesi)
. “HERA Vajinismus Tedavi, Eğitim ve Araştırma Derneği” Kurucusu ve Başkanı
. “Uluslararası Estetik Genital Cerrahi ve Seksoloji Derneği (ISAGSS)” Kurucusu ve Başkanı
. İrlanda Merkezli Avrupa Estetik Tıp ve Cerrahi Koleji (ECAMS) Geçmiş Dönem Kıdemli Öğretim Üyesi ve Uluslararası Eğitmeni

İlkler ve Yenilikler
Doç. Dr. Süleyman Eserdağ genital estetik ameliyatları, genital estetik cerrahi dışı tedavileri ve kadınlarda cinsel sağlık alanlarında, tüm dünyada ve ülkemizde öncü hekimler arasında yer almaktadır.

Çalışmalarının Bazıları:
Dr. Eserdağ Avrupa Cinsel Tıp Derneği (ESSM) ve Avrupa Seksoloji Federasyonu tarafından düzenlenen ‘board’ sınavını başarıyla geçerek, ‘fellowship’ (akademi üyeliği) unvanını kazanan ülkemizin ilk jinekolog hekimlerindendir.
Kadınlarda cinsel işlev bozuklukları tedavilerinin, jinekolog hekimler tarafından benimsenmesinde ve yaygınlaşmasında öncülük etmiştir.
Vajinismus tedavileri alanında çalışan ülkemizdeki ilk ulusal derneği kurmuştur (Hera Vajinismus Eğitim, Araştırma ve Tedavi Derneği, Kuruluş; 2015).
İlk defa 2002 yılında vajinismus tedavilerine başlamış ve vajinismusta kısa sürede sonuç alma konseptini geliştirmiştir.
Dr. Süleyman Eserdağ, ülkemizde genital estetik eğitimlerini ve hands-on kurslarını düzenleyen ilk hekimdir.
Oldukça saygın, İrlanda merkezli Avrupa Estetik Koleji ECAMS’a (European College and Aesthetic Medicine and Surgery) atanan ilk Türk hekim olmuştur (2015). Bu fakülte çatısı altında 2015 ve 2017 yılları arasında, genital estetik alanında pek çok ülkede uluslararası eğitimler düzenlemiştir.
Genital estetik ve cinsel tedaviler konusunda çalışan ülkemizdeki ilk uluslararası derneği kurmuştur (ISAGSS, Uluslararası Estetik Genital Cerrahi ve Cinsel Tedaviler Derneği, 2017).
ISAGSS; genital estetik uygulamalarını seksoloji temelli ele alarak uygulayan dünyadaki ilk dernek olmuştur. Dr. Süleyman Eserdağ, bu dernek çatısı altında bugüne kadar beş kıtadan 1000’den fazla hekimi birebir eğitmiştir.
2018 ve 2019 yıllarında estetik genital cerrahi ve seksoloji alanında düzenlediği uluslararası kongreler de bu alandaki ülkemizin ilk kongrelerindendir. Alanında oldukça önemli yabancı ismi ülkemize davet etmiş ve ülkemizin isminin bu alanda da duyulmasını sağlamıştır (RAGSS Kongreleri; 2018 ve 2019).
Orgazm aşıları olarak bilinen “O-Shot” ve “G-Shot” uygulamalarını ülkemize ilk defa getiren, bu tedavi isimlerini tescil ettirerek ülkemizdeki isim hakkına sahip tek kişidir.
“Barbie Vajina Estetiği” ismini ve konseptini ülkemize ilk getiren hekimdir. 2015 yılında “Cosmopolitan” dergisindeki röportajından sonra bu konsept ülkemizde hızla yayılmış ve popülerlik kazanmıştır (Cosmopolitan dergisi, Vajina estetiğinde yeni trend: “Barbie estetiği”).
Genital estetik alanında ülkemizin ilk kitabını yazmıştır (Kadın Genital Estetiği ve Fonksiyonel Cerrahisi kitabı, 2021). Bu kitap iki ay sonra İngilizce olarak da basılmıştır.
Ülkemizde cinsel tıp ve genital estetik alanında yayınlanan, yazarları arasında 50 kadar hekimin yer aldığı, ülkemizin ilk multidisipliner (çok branşlı) kitabının editörleri arasında yer almıştır (Cinsel Tıp ve Genital Estetik Kitabı; İstanbul Tıp Kitabevleri, 2020).
2023 yılında İngilizce olarak yazdığı “Aesthetic and Functional Female Genital Surgery” kitabı İsviçre merkezli Springer Nature kitabevi tarafından basılarak dağıtılmıştır. Bu kitap, genital estetik ve fonksiyonel cerrahisi alanında ülkemizin uluslararası literatüre kazandırdığı ilk ve tek kitaptır. 400’den fazla görsel ve 23 ayrı bölümden oluşan bu kitap yayınlandığı ilk günden itibaren uluslararası bilim camiasında son derece ilgi çekici bulunmuş ve pek çok yabancı hekimin takdirini kazanmıştır.
Doç. Dr. Süleyman Eserdağ ülkemizde ve dünyanın farklı bölgelerinde yılda 20’den fazla toplantıya konuşmacı olarak davet edilmektedir. Kendi çalışma alanlarında, 50’den fazla uluslararası kongrede konuşma yapmıştır. Avrupa’nın en büyük cinsel tıp kongresi ESSM (Avrupa Cinsel Tıp Derneği),estetik alanında lider konumundaki IMCAS (Paris),IMCAS (Asya) ve AMWC (Monaco) gibi kongrelerde konuşmalar yapmış ve dernek olarak da afiliye olmuştur.
Ülkemizin ilk “Rejeneratif Jinekoloji” kongresini düzenlemiştir (5-8 Şubat, 2025, Antalya)
Doç. Dr. Süleyman Eserdağ hastalarını İstanbul Nişantaşı kliniğinde kabul etmekle beraber, yıllar içinde kurmuş olduğu İstanbul Suadiye, Ankara, İzmir kliniklerine de danışmanlık hizmeti vermektedir. Aynı zamanda Altınbaş Üniversitesi Kadın Sağlığı Anabilim Dalında yarı zamanlı öğretim üyesidir.

 

Önemli Bilgilendirme

Site içerisinde bulunan bilgiler bilgilendirme amaçlıdır. Bu bilgilendirme kesinlikle hekimin hastasını tıbbi amaçla muayene etmesi veya tanı koyması yerine geçmez.