İnfantil kolik yani karın ağrısı bebeklerin % 10–% 30'unda görülen, genellikle akşam saatlerinde, nedeni açıklanamayan, yüksek sesle ve susturulamayan ağlama ile kendini gösteren bir tablodur.
Kolikli bebek, öğleden sonra, özellikle akşama doğru huzursuzlaşır. Akşam saatlerinde bu huzursuzluk yerini ağlamaya bırakır. Bu sırada bebek bacaklarını karnına doğru çeker, yumruklarını sıkar, yüzü kıpkırmızı olur. Gözlerini sımsıkı kapatır ya da kocaman açar, kaşlarını çatar. Bağırsak hareketleri artar ve gaz çıkarabilir. Yeme ve uyku düzeni bu ağlama nöbetleri sırasında bozulabilir. Bebek, memeyle savaş halindedir. Yaklaşık iki üç saat süren bu durum, gecenin ilerleyen saatlerinde bebeğin yorulup uyumasıyla sona erer.
Genellikle, ikinci-üçüncü haftalarda başlayan kolik, dört-altı hafta arasında en şiddetli noktasına ulaşır ve üçüncü aydan sonra azalarak kaybolur. Haftada en az üç gün ve genellikle aynı saatlerde ortaya çıkar.
NEDENLERİ?
İnfantil koliğin nedeni tam olarak anlaşılamamıştır. Bebeğin mide-barsak ya da sinir sistemi olgunlaşmasının henüz tamamlanmamış olmasından kaynaklandığını savunan görüşler vardır. Bebeğin dış dünyaya uyum sürecinin bir parçası olarak da kabul edilebilir. Annelerin beslenme özellikleri, kaygılı oluşu bebeğin koliğini tetikler. Bebeğin doymuş olduğu halde her ağladığında açtır endişesiyle emzirilmesi, bir meme tam boşalmadan diğerine geçilmesi, bebeğin memeye doğru yerleştirilememesi nedeniyle hava yutması, gazının çıkarılamaması da koliğin etkisinin artmasına neden olur.
Ne zaman doktora gitmek gerekir?
Önemli olan ağlama nöbetlerine neden olabilecek başka bir hastalığın bulunup bulunmadığının saptanmasıdır. Bebeklerde fıtık, barsak düğümlenmesi, gıda allerjileri, reflü gibi sindirim sistemi hastalıkları, başta orta kulak iltihabı ve idrar yolu enfeksiyonları olmak üzere çeşitli enfeksiyonlar, böcek ısırıkları, travmalar, kabızlık, popoda çatlak, gözde sıyrılma, boğulmuş parmak, diş çıkarma dönemleri de çok ağlamaya neden olur ve bebekte kolik sorunu olduğu düşünülebilir.
Bu durumların ayırt edilebilmesi için “gaz sancısı” demeden önce bebeğin doktor kontrolünden geçmesi gerekmektedir. Hekiminiz muayene ve gerekirse bazı tetkikler ile ağlama krizlerinin nedenini ortaya koyacaktır. İnfantil kolik tanısı, ancak bebekte başka hastalıkların olmadığının saptanmasıyla konulur. Gün boyu devam eden huzursuzluk, ateş, kusma, emmede azalma, vücutta döküntüler gibi eşlik eden bulgular varlığında ise, hızla doktor kontrolü gerekmektedir.
Krizleri önlemek için neler yapılabilir?
İnfantil kolik, bebeklere uzun dönemde hiçbir zarar vermez ama anne ve babalar için aşılması zor bir durumdur. Maalesef kesin bir tedavisi yoktur. Etkilerini azaltmak için bebeğin memeye 'doğru' yerleştirilmesi, beslenirken hava yutmaması, gün içinde karnına saat yönünde masaj yapılması gibi önlemler alınabilir. Doktor tavsiyesiyle bir takım ilaçlar ve bitkisel çaylar, belirli miktarlarda kullanılabilir. Sık karşılaşılan bir uygulama olan bebeğe şekerli su/şerbet vermek uygun bir davranış değildir.
Anne sütü ile beslenen bebeklerde annenin çay-kahve gibi kafein içeren gıdalardan uzak durması, sigara kullanmaması, çok baharatlı ve acılı gıdalar tüketmemesi önerilir. Yine anne sütü alan bebeklerde, bebeğin yakınmalarının yoğun olduğu günlerde annenin diyetini gözden geçirmesi ve bu durumla ilişkilendirebildiği bir gıda varsa, bu gıdayı bir hafta kadar diyetinden çıkararak bebeği gözlemlemesi önerilebilir. Özellikle süt ve süt ürünleri, gıda allerjisi olan bebeklerde kolik şeklinde kendini gösterebilir. Mamayla beslenen bebeklerde doktor önerisi ile özel mamalar kullanılabilir. Anne sütü alan bebeklerde ise anne sütüne devam edilmelidir. Bazı özel durumlarda doktor önerisi ile annenin diyetinde uzun süreli değişiklikler yapılabilir. Ancak bilinçsiz yapılan değişikliklerin süt kalitesinde azalmaya ve annenin beslenmesinin bozulmasına neden olabileceği unutulmamalıdır.
Kriz anında neler yapılabilir?
Bebeğin farklı bir nedenle ağlamadığından emin olduktan sonra, bebeği soğukkanlı bir şekilde kucağa almak, ten teması sağlamak, ortamı değiştirmek, ninni söylemek, sarılmak, elektrik süpürgesi-saç kurutma makinesi gibi sürekli sesler dinletmek, anne karnındayken işittiği seslere benzeyen müzikler dinletmek, karnına ve ayaklarına ılık havlu koymak, masaj yapmak, arabayla gezdirmek bebeği rahatlatabilir. Bebeğin ağlaması kontrol edilemediğinde ve iş çığrından çıktığında uyaranları azaltmak ve başkasından yardım istemek çok yararlıdır.
Her bebek farklı uygulamalardan fayda görür. Bazen bir gün bebeği rahatlatan uygulama, diğer krizde etkisiz kalabilir. Ebeveynler bu durumun geçici olduğunu, bebeğin önemli bir hastalığının bulunmadığını, canının yanmadığını bilerek sakin kalabilmeli ve sabırla nöbetlerin geçmesini beklemelidir.
Unutmamak gerekir ki infantil kolik bir hastalık değil, normal gelişimin bir parçası olarak kabul edilmektedir.