Evlilikte eşlerden biri diğerinin tolere edilemeyecek davranışlarına sürekli göz yumduğunda evlilik zorunlu bir ilişkiye dönüşmektedir. Bu durumda eşler arasında kolylıkla çatışma döngüsüne girmek mümkündür.
Eşler birlikte yaşarken hangi kurallara uyulacağını, kuralları kimin koyacağı üzerine anlaşmalılar. Bu anlaşma tüm diğer kuralların temelini oluşturur. Evliliğin ilk günleri höşgörü hakimken zamanla güç savaşları başlayabilmektedir. Bu savaşta anlaşmazlıkları çözerken hangi kuralların konması gerktiği ve belirtilen kuralların konması önemlidir.
Eşler sessiz konuşmalarla,satır araları ve alt yazılarla birbirlerini anlayabilirler.Birbirlerine ihtiyaçlarını kurallar tanımadan verebilirler.
Yeni evlilikte eşler arasında bir sorun yaşandığında sorunun farklılıklardan geldiğini kabul ederek, ortak bir çözümde anlaşarak,iletişim kanallarını açık tutarak yola devam edilebilir.
Evlilik iki yabancının bir araya gelmesi ve kendilerini yeniden tanımlamasıdır.Kişiler artık o yeniden tanımlanan olmakta ve daimi olarak başkalaşabilmektedirler.Artık günlük yaşamlarında yeniden belirlenmeleri ve deneyimleri rol oynamakradır.
Evlilikte güven ve seyir emniyetine sahip olmak önemlidir.İki kişi arasındaki yakınlık ve samimiyet her bireyin yakınlaşma ve ilgi görme ihtiyaçlarını tatmin etmeye yeterli yakınlığı ve bireysel büyümeye yeterli güç göstermesi önemlidir.
Evlilik ilişkisinde çiftler kendilerini ne birlikte yaşayabilir ne de ayrı yaşayabilir olarak anlatmaktadırlar.Evlilik bağlarında sürekli bir dengesizlik söz konusu olabilmektedir.Bu durum kişilein ötekilerle yakınlaşma ve samimi ilişkilerinin ya önceki ya da sürmekte olan algılarından kaynaklanabilir ve ilişkide yakın ya da uzak olma inanılarının bunda rol oynayabileceği mümkündür.
Çok yakın olma korkularına yol açan inançlar yakınlaştıkça incinilip zarar görüleceği ya da karşıdakine zarar verileceği, kimliğini ve kendisini kaybedeceği gibi korkulardan kaynaklanmaktadır.Bu korkular geçmişte yaşanmış travmatik ayrılma ve kayıp deneyimlerinden gelebilir.
Çok ayrı olma korkuları da uazaklaştığında incinip zarar göreceği ya da zarar vereceği kimliğini kaybedeceği korku ve endişelerine dayanmaktadır. Bu tür korkular çok geçmişe çocuklğa kadar ve ayrılma bireyselleşme deneyimine kadar varabilir.