Hpv sonucunuz yanıltıcı olabilir!

Hpv sonucunuz yanıltıcı olabilir!

Rahim ağzı değerlendirmesinde amaç, kanser öncüsü durumları erken tespit etmektir. Kanser öncüsü durumlar rahim ağzında CIN lezyonları olarak da bilinir. Rahim ağzı kanserine dönüşme riski en fazla olan durumlar CIN2 veya CIN3’tür. Yani esasında biz bir hastamıza bakarken hedefimiz CIN2 veya CIN3 varsa onu tespit etmektir. CIN1 lezyonlarının ise, büyük oranda kendiliğinden düzeldiğini biliyoruz.

Kanser taramasında iki yöntemi sıklıkla kullanıyoruz. Birincisi smear (pap-smear, simir) testi. “Smear” kelimesi İngilizce’de “sürüntü” anlamındadır. Bu yöntemle rahim ağzı sürüntüsündeki hücreler inceleniyor. Hücrelerin şekillerindeki birtakım değişiklikler, bozulmalar ileride kansere dönüşme riskini düşündürüyorsa, ona göre ileri incelemeleri (kolposkopi gibi) yapmamız gerekiyor. Rahim ağzı kanser riskini değerlendirdiğimiz bir diğer test ise HPV testi. HPV, Human papillomavirus isminin kısaltılmışı. Bu test de rahim ağzından alınan sürüntüden bakılıyor. HPV virüsü kana karışmadığından, kan tahlili veya başka bir tahlil ile rahim ağzında HPV olup olmadığını belirlemek mümkün değil. HPV testlerinin ortak noktası, HPV virüsünün DNA’sının yani genetik materyalinin orada bulunup bulunmadığını göstermek. Yani HPV hücrelerde hiçbir değişiklik yapmasa da, sadece orada duruyor olsa dahi bu testler pozitif sonuç verecektir.

Esas sorun da burada ortaya çıkıyor. Pek çok hastamız bize HPV testinin pozitif çıkması üzerine ulaşıyor. Bu hastalarımızın büyük bir kısmında “kanser oldum” korkusu oluyor. İnternette gerekli gereksiz bir sürü bilgi olduğundan bunları da okuyan hastalarımız panik halde gelerek çözüm arıyorlar.

Ben gelen hastalarıma ilk önce her zaman şunu söylüyorum: Cinsel olarak aktif bireylerde HPV ile karşılaşma olasılığı oldukça sık. Daha önce yapılan araştırmalarda bu oran yaklaşık %80-90’lar düzeyinde bildirilmiş. Yani her kadın hayatında bir veya birkaç kez HPV virüsü ile karşılaşıyor. Ancak bu karşılaşmaların sonucunda nadiren uzun süreli taşıyıcılık oluyor. Uzun süreli taşıyanların da yine çok az bir kısmında kanser gelişme riski meydana geliyor. Biz yeter ki bu durumu kanser öncüsü durumu, erken safhada yakalayalım. Bu aşamada tedavisi hem basit hem de etkili.

Özetleyecek olursak, HPV pozitif çıkınca asla endişeye kapılmayın. Ancak bu durumu ihmal de etmeyin. Yapılacak bir muayene, gerekirse kolposkopik inceleme ile sizde risk olup olmadığını belirleyebilir, ona göre de ne yapılması gerekiyorsa yaparız. Size düşen, sadece takiplerinizi aksatmamak.

Sağlıklı günler diliyorum,

Bu makale 20 Nisan 2020 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Prof. Dr. Eralp Başer

Prof. Dr. Eralp BAŞER, Gazi Anadolu Lisesi'nden mezun olduktan sonra, Ankara Üniversitesi Tıp Fakultesi'nde tıp eğitimine başlamıştır. 2004 yılında eğitimini başarıyla tamamlayarak tıp doktoru unvanı almıştır. İhtisasını ise Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde yapmış ve 2009 yılında Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı olmuştur. 2014 yılında ise Doçent ünvanı almıştır. Uzmanlık eğitimi sonrasında, 2009-2010 yılları arası Dr. Sami Ulus Kadın Doğum, Çocuk Sağlığı Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde, 2011-2014 yılları arası Zekai Tahir Burak Kadın Sağlığı Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde, 2015-2016 yılları arası T.C. Sağlık Bilimleri Üniversitesi Adana Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde görev yapmış olan Prof. Dr. Eralp BAŞER, mesleki çalışmalarına kendi özel muaynanesinde devam etmektedir. Avrupa Jinekolojik Onkoloji D ...

Prof. Dr. Eralp Başer
Prof. Dr. Eralp Başer
İstanbul - Kadın Hastalıkları ve Doğum
Facebook Twitter Instagram Youtube