Hayır diyememek

Hayır diyememek

Hayır diyemediğiniz için…

Gitmeyi hiç istemediğiniz bir yere sırf arkadaşınızı kırmamak için gidersiniz,

Hiç yapmak istemediğiniz bir işi sadece sizden istendiği için yaparsınız,

Aynı zamanda başkalarının istek ve ihtiyaçlarını yerine getirirken sıkıntılı veya zorlanmış hissedersiniz,

Kendi istek ve ihtiyaçlarınızı sürekli erteler ya da karşılamaya zaman bulamazsınız,

Hayır dememek için sürekli lafı uzatır ve her seferinde pes edip “Evet”/”Tamam” dersiniz,

Hatta bazı durumlarda yakınlarınızın sizin adınıza hayır demesini istersiniz,

Sık sık kendinizi “Ben bu değilim” derken bulursunuz…

Bu durum zor ve yorucu olmakla birlikte yakın çevreniz tarafından her şeye “evet” diyen olmakla bilinir pek çok konuda yardım istenen kişi olursunuz. Bu da zamanla yük ve sorumluluklarınız artmasına neden olur ve sizi hem üzer hem öfkelendirir hem de genel olarak mutsuz hissettirir.

Olumsuzluk, kabul etmeme veya reddetme ifadesi olan “hayır” bazı insanlar için söylenmesi en zor kelimelerden biri haline geliyor. Kaba, bencil veya uyumsuz görünmemek, her zaman sevilen ve bulunduğu ortamlarda kabul gören biri olmayı istemek, çıkabilecek çatışmalardan kaçınmak ve etrafındaki herkesi memnun etmeye çalışmak için hayır demekten kaçınırlar. Özel ilişkilerde ve hatta profesyonel hayatta bu kelimeyi kullanmaktan kaçınmalarının en temel sebebi hayır dediğinde oluşabilecek olumsuz duyguları yaşamamaktır; suçluluk, kaygı, korku, utanç gibi.

Kendimiz ve yakın çevremizi algılama biçimimizin temelleri çocuklukta atılır. Talepkar veya kontrolcü ebeveyn tutumları çocuğun özerklik duygusunun gelişmesini engeller. Talepkar ebeveyn tutumları nedeniyle çocuklar sürekli ebeveyninin ihtiyaç ve beklentilerini karşılama eğiliminde olurlar. Anne babasının beklentileri tersine hareket ettiğinde anne babasının sevgisini kaybedeceğinden korkarlar. Eğer anne babası da çocukları kendi istediği gibi davrandığında ödüllendirirse, istenmeyen bir tutum ya da davranışı karşısında çocuğu duygusal yoklukla cezalandırırsa, çocuğun kendi ve çevresiyle ilgili temel inançları olumsuz yönde gelişir.

Kendimizi ve çevremizi algılama biçiminin kökleri çocukluğumuza dayandığı için bazı davranışları neden yaptığımızın bilincinde olamayabiliriz. Daha çok nasıl hissettiğimizi bilir ve tanımlarız. Hissedilen olumsuz duygularımıza bazı sorular sorarak altta yatan olumsuz düşünceleri keşfedebiliriz; “şuan beni bu kadar korkutan şey nedir?” veya “hayır dersem en kötü ne olacağını sanıyorum?” gibi.

“HAYIR” DİYEBİLMEK MÜMKÜN…

Önceliklerinizi gözden geçirin. “O gün ……………….. var, asla kaçırmam” böyle bir ifadeyle öncelik sıralamanıza kendi istek ve ihtiyaçlarınızı koymuş olursunuz. Öncelik sıralamasında kendinize ilk sırayı vermek bencil olduğunuzu değil, kendinize ne kadar sevgi, saygı duyduğunuzun ve ne kadar değer verdiğinizin göstergesidir.

Karar vermeden önce kendinize zaman verin. Tüm ilişkilerinde hayatının büyük bölümünde hayır diyemeyen biri için bu denemeler büyük önem taşır. Biz nasıl çevremizi bir biçimde algılıyorsak çevremizdeki insanlar da bizi bir biçimde algılıyor. Çevresi için “her yardıma koşan kişi” olarak bilindiğinde bunun değişmesi zaman alır. İlk zamanlarda bu yöntemler zor gelse de bunu kim için ve ne için yaptığını hatırlat kendine. Hayır demeden önce belki biraz beklemelisin. Hayatta hiçbir şey birden değişmez, çaba gerektirir.

Kendinizin ve sınırlarınızın farkında olun. Herkes her şeyi yapabilecek potansiyele, yetkiye ve ya beceriye sahip olamaz. “Bunu halledebileceğimden emin değilim, konuyla ilgili yetkim şu şekilde…” gibi bir açıklama yapabileceklerinizin sınırı hakkında karşı tarafa bilgi verir.

Duygularınızı açıkça ifade edin ve empati kurduğunuzu gösterin.  “Bana güvendiğini öğrenmek beni çok mutlu etti, teşekkür ederim ancak bu kez sana yardımcı olamıyorum” gibi ifadeleri biri size söyleseydi nasıl hisseder, o kişiyle ilgili olumsuz neler düşünürdünüz? Kaba olmaktan çekinmenize sebep olacak bir ifade şekli olur muydu?

Kendiniz ve çevrenizle ilgili olumsuz düşüncelere meydan okuyabilirsiniz. Hayır demekten kaçınmak ortaya çıkabilecek olumsuz duyguların oluşmasını önlemek içindir ve aslında olumsuz duygular kendinizle ilgili “olumsuz otomatik düşüncelerin” sonucudur. Örneğin; “herkes tarafından sevilmeliyim” diye düşünen biri sevildiğini hissetmek için kimseyi reddetmek istemeyebilir. Reddederse kabul görmeyeceğini ve sevilmeyeceği düşüncesi onu korkutur. Olumsuz duygular yaşamak ve onlarla kalmak zor geleceğinden bundan kaçınmak için “evet” demek en kolay yol olur.

Hayır dediğinizde hissedeceğiniz olumsuz duygulara katlanabilirsiniz. İlk zamanlar zorlayıcı olacaktır. Hayır dediğinde birtakım olumsuz duygular hissedebilirsin. Mesela hayır dediğin için karşındakini üzdüğünü ve bunu o kadar sevdiğin birine nasıl yaptığını düşünüp suçluluk duyabilirsin. Ancak hiçbir duygunun ilk hissedilen etkisi aynı yoğunlukta kalmaz.

Bu makale 18 Şubat 2020 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Uzm. Psk. Seda Bircan Erdil

Uzm. Psk. Seda BİRCAN, Yeditepe Üniversitesi Psikoloji bölümünde lisans eğitimini tamamlayarak Psk. ünvanını almıştır. Lisans eğitiminin ardından ise "Çalışan ve Çalışmayan Evli Kadınlarda Depresyonu Yordayan Değişkenlerin İncelenmesi" konulu tezi ile yüksek lisansını tamamlamıştır. Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi yetişkin psikiyatri servisi ve Universal Aksaray Hospital Grubu’nda staj yapmıştır. Mezuniyetinin ardından İstanbul'da özel kurumlarda psikolog ve terapist olarak çalışmalar yapmıştır. Günümüzde ise kurucusu da olduğu İnvivo Psikolojik Danışmanlık Merkezi' nde çalışmalarını Bilişsel Terapi ve Çözüm Odaklı yöntemleri ile yürütmekte, danışanlarına burada hizmet vermektedir.  Rorschach (Yetişkin Kişilik Testi), Whecsler Çocuklar için Zeka Ölçeği (WISC-R), Minesota Çok Yönlü Kişilik Envanteri (MMPI), Çözüm Odaklı ...

Etiketler
Hayır
Uzm. Psk. Seda Bircan Erdil
Uzm. Psk. Seda Bircan Erdil
İstanbul - Psikoloji
Facebook Twitter Instagram Youtube