Güneşten korunmak için en önemli yöntemimiz güneşin yoğun olduğu, ultraviyole indeksinin yüksek olduğu saatlerde dışarıda bulunmamak altın kuraldır. Ayrıca bu günlerde mutlaka dışarıda bulunmamız gerekiyorsa en az 50 SPF koruma faktörlü güneş koruyucu kremi açıkta kalan tüm alanlarımıza sürmek gerekir.
Bu alanlarımız arasında yüzümüz, göz kapaklarımız, kulaklarımız, ellerimiz ve ayaklarımız da gelmektedir. Hiçbir güneşten koruyucu %100 koruma sağlayamadığından dolayı, ilave olarak şapka, şemsiye ve uzun kollu kıyafetler gibi ek koruyucu önlemler almak gerekmektedir. Özellikle açık tenli ve ailede deri kanseri öyküsü olan kişiler bu kurallara mutlaka uymalıdır.
Güneş Kremlerinin Yan Etkisi
Güneş koruyucular için en önemli yan etki riskleri alerjik reaksiyon yapmaları ve D vitamini eksikliğine neden olabilmeleridir. Bir de kimyasal koruyucuların en önemli kanıtlanmamış riski kansere neden olabilmesi olup, bu durumda kanserojen riski olmadığı düşünülen ileri teknoloji ürünü fiziksel koruyucular kullanmak gerekebilmektedir.
Camların da ultraviyole ışınlarını geçirdiği bilinmeli ve araba yolculuklarında veya evde cam kenarında oturma durumunda bile güneşten koruyucu kullanılmalıdır. Özellikle tetrasiklin gibi bazı ilaçlar güneş duyarlılığını arttırabilmektedir ve bu ilaçları içmesi gereken kişiler de güneşten korunmaya özellikle dikkat etmesi gerekmektedir. Güneş hem D vitamini sentezi için yararlı hem de deri kanseri, güneşle ilişkili lupus gibi alerjik deri hastalıklarına neden olabilmektedir.