Doktorsitesi.com

Gebelik/doğum sonrasında gelişen makat çatlaklarına yaklaşım nasıldır?

Prof. Dr. Sezai Leventoğlu
Prof. Dr. Sezai Leventoğlu
25 Kasım 2014826 görüntülenme
Randevu Al
Gebelik/doğum sonrasında gelişen makat çatlaklarına yaklaşım nasıldır?

Gebelik ve doğum sürecinde basur/hemoroid oluşumu dışında ya da buna ek olarak anal fissür (makatta yırtık, çatlak) gelişmesi oldukça sık rasladığımız ciddi bir sorundur.

Gebelik bazı hanımlarda barsak alışkanlıklarında değişikliğe, kabızlığa yol açabilmektedir. Yine zor doğumlarda pelvik dokuların zorlanması ve ödemlenmesi doğum sonrası anal çatlaklarla sonuçlanabilir…….
Hep önerdiğimiz odur ki, özellikle kadın-doğum uzmanlarının gebelik döneminde bebeğin gelişimini izlemek, anneye vitamin takviyeleri yapmak gibi yaklaşımlarına ek olarak gebe hanımları barsak fonksiyonları açısından da (yani posalı diet kullanılması, düzenli barsak alışkanlığı sağlanması ve sıcak suyla temizlenmek gibi açılardan) uyarmaları gerekir.….

Doğum sonrası/postpartum çatlakların önemli bir özelliği; anal basıncın genellikle çok fazla artmamasıdır. Bir kısmı uygun diet ve sıcak banyolarla birkaç haftada toparlar. Çoğu da GTN krem ya da Botox ile iyileşirler….

Dolayısıyla bu çatlaklarda erken bir ameliyat kararı verilmemesi, zorunlu kalmadıkça ameliyat yönüne gidilmemesi gerekir.

Etiketler

Gebelik döneminde anal fissür nasıl tedavi edilmeliDoğum sonrası makat çatlaklarıMakatta yırtıklar ve gebelikAnal fissürde gebelik döneminde ne yapmalıMakatta çatlaklar nasıl tedavi edilmeli

Yazar Hakkında

Prof. Dr. Sezai Leventoğlu

Prof. Dr. Sezai Leventoğlu

Prof. Dr. Sezai LEVENTOĞLU, lisans öncesi eğitimlerinin ardından 1988 yılında Ankara Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde başladığı tıp eğitimini 1994 yılında tamamlayarak tıp doktoru unvanı almıştır. İhtisasına ise 1997 yılında aynı üniversitesinin Genel Cerrahi Anabilim Dalı'nda yapmış ve 2002 yılında Genel Cerrahi Uzmanı olmuştur.

Önemli Bilgilendirme

Site içerisinde bulunan bilgiler bilgilendirme amaçlıdır. Bu bilgilendirme kesinlikle hekimin hastasını tıbbi amaçla muayene etmesi veya tanı koyması yerine geçmez.