Eş seçimi nasıl yapılır ?

“Nereye gideceğine karar vermek için sadece önüne değil her yöne bakmalısın.”

“Evli” olmak modern toplumlarda bir zorunluluk değil, kişinin seçtiği yaşam şeklidir. Buna rağmen bir çok kültürde evlenmek ve çocuk sahibi olmak bireyin “yaşam döngüsünde” vazgeçilmez bir aşama olarak kabul edilir. Genç yetişkin içinde bulunduğu kültürün sosyal baskısına ek olarak biyolojik olarak üreme içgüdüsünün de devreye girmesi ile bir an önce eş seçmek “evlenmek” ve “çocuk sahibi” olmak ister. Elbette iyi bir evlilik hayatı için önce iyi bir eş seçimi yapmış olmak gerekir. Burada eşe yönelimi belirleyen iki önemli faktörden bahsetmek istiyorum.

“Eş seçimi” yaparken kişiler bir biri ile uyumlu ve aynı amaca yönelikmiş gibi görünen ama aslında bir biri ile hiç bağlantısı olmayan hatta bazı noktalarda zıt yönde hareket eden, “iki farklı sistemin” etkisi altında kalır.
-Sosyal kriterlere uygun eş seçimi
-Feromonal seçim

Sosyal kriterlere uygun eş seçimi eğitim, statü, gelir düzeyi, kültür, din, milliyet v.b. faktörlerden oluşur. Feromonal seçim ise biyolojiktir. Genetik olarak sağlıklı nesil adına, feromonlar güdümünde karşı cinse yönelimdir. Feromonal eş seçimi mekanizmasının nasıl işlediği henüz tam olarak bilinmemektedir. Bazı bilimsel araştırmalar ten çekimi diye ifade edilen feromonel çekimin koku yolu ile ortak genetik hastalıkları tanıdığı ve kişilerin bir birini çekici veya itici bulmaları duygusu yaratarak, genetik hastalık taşıma riskinin en düşük olduğu nesilleri oluşturmayı sağladığını söylemektedir.

Kişi, koku yoluyla alınan bu gizli bilgi etkisiyle biri ile düşük sosyal uyuma rağmen birlikte olmak konusunda önüne geçilemez bir istek duyabilir.

Bu durumda kişi çok güçlü ten çekimi içinde olduğu bir kişi ile sağlıklı bir nesil aktarımı yapacaktır. Belki birçok kültürde, güzel, orantılı fiziği olan insanlara “aşk çocuğu” denmesi belki bu gözlem sonucunda ortaya çıkmıştır.

Öte yandan doğa için uygun olan bu olsa da, ne yazık ki sosyal bir varlık olan insan eş seçimini artık koklayarak yapma sadeliğine sahip değildir.

Çünkü doğa genetik hastalık riski düşük dolaysıyla hayatta kalma şansı yüksek nesil istese de sosyal toplum buna ek olarak, çevresine duyarlı, empati duygusu gelişmiş, koruma ve gözetme özelliklerini de taşıyabilen ruhsal açıdan da dengeli bir nesil istemektedir.

O halde iyi bir eş seçimi bu iki sistemden sadece birinin doğrultusunda yapılamaz.

Konuyu biraz açacak olursak:

-Aslında onu hiç çekici bulmuyorum ama kültürel ve sosyal açıdan bana uygun. Galiba onunla evlenmem mantıklı olur

-Ailelerimiz de bizde aslında taban tabana zıt ama yanıma geldiğinde ona dayanamıyorum adeta aklım başımdan gidiyor onunla olmak istiyorum. Evleneceğim onunla.

Bu iki örnekte de eş seçimi yönelimi mutsuz ve sıkıntılı bir evliliğin habercisi.

Birinci örnekteki kişiler sosyal açıdan uyumlu ama duygusal ve cinsel açıdan doyumsuz bir evlilik içinde kalacaklardır. Gergin mutsuz veya hayata kusmuş hiçbir şeyden zevk almayan insanlara dönüşebilirler.

İkinci örnekte ise sosyal hayatlarında sürekli çatışma yaşayacak olan bu çift fiziksel açıdan sağlıklı çocuklar yapabilecek ama o çatışmaların
ortasında ruhsal açıdan sağlıklı çocuklar yetiştirmek ne kadar mümkün
olacaktır.

İyi bir eş seçimi bu iki sistemin ortaklığında yapılmalıdır. Seçeceğiniz eş hem ten uyumu içinde olduğunuz hem de sosyal olarak uyumunuzun yeterli olduğu kişi olmalıdır.

Burada kusursuz eşleşmeden bahsetmiyorum.

İhtiyacınız olan şey her iki sistemden de kafi miktarda uyum.

Unutmayın, iyi bir evlilik kaderin değil sizin kendinize armağanınızdır.