Erken ergenlik- çağımızın sorunu.....

Erken ergenlik- çağımızın sorunu.....

            Ergenlik döneminde çocuklarda hormonal ve fiziksel bazı değişiklikler olmakta, çocuk giderek doğurgan özelliklere sahip bir yetişkin hale gelmektedir. Bu dönemde oluşan en önemli değişiklikler ikincil cinsel özelliklerin belirginleşmesi, vücut yağ dağılımının değişimi, iskelet gelişiminde hızlanma ve boy uzamasında sıçrama şeklindedir.

Genetik ve etnik özellikler, coğrafi koşullar, sosyo-ekonomik durum, beslenme, kişinin sağlık durumu, ergenlik oluşma zamanını önemli ölçüde etkileyen faktörlerdir. Kronik sistemik hastalıklar, ağır beslenme bozukluğu, zorlayıcı ağır fiziksel aktivite ve ruhsal gerilimler ergenlikte gecikmeye neden olabilirler.

Normalde kızlarda pubertal değişiklikler meme tomurcuklanması ile başlar, bunu pubik ve koltuk altı kıllanma izler. Daha sonra ise adet kanaması yani menstrasyon meydana gelir. Nadir olarak ilk bulgu kıllanma olabilir. Toplam 5 evre olarak görülen ergenlik süreci yaklaşık 4 yılda tamamlanır. Erkeklerde ise ergenlik, testis yani yumurtalık boyutunun yaklaşık 2.5 cm den fazla büyümesi ile başlar. Kızlardaki gibi, bunu kıllanma ve koltuk altı kıllanması izler. Ergenlikte ayrıca vücut yağlarında artma da meydana gelir.

Erken ergenlik (puberte prekoz) kızlarda 8 yaşından, erkeklerde ise 9 yaşından önce ergenlik bulgularının ortaya çıkması şeklinde tariflenebilir. Ergenliğe girmek, daha önce kanda çok az miktarda olan kızlarda östrojen ve erkeklerde testesteron hormonlarının artmaya başlaması ile birlikte, vücutta daha önce gözlenmeyen bazı belirtilerin ortaya çıkmasıdır. Kızlarda meme tomurcuklanmasının başlaması yani göğüslerin yaklaşık ceviz büyüklüğüne gelmesi ile ergenlik başlarken erkeklerde ise yumurtalık yani testis boyutlarının yaklaşık 2.5 cm'in üzerine çıkması ile ergenlik başlamış demektir. Kızlarda normalde ergenlik 10-11, erkeklerde ise 11-12 yaşlarında başlar. Erkeklerde ergenliğin 13.5 yaşına kadar başlamaması, kızlarda ise ergenlik belirtilerinin 14 yaşa kadar görülmemesi de normal değildir. Nedenlerinin araştırılması gerekir. Erken ergenliğe neden olabilecek hastalıklar erkeklerde ve kızlarda ayrı ayrı değerlendirilir. Erkeklerde genellikle organik bir neden bulunabilirken kızlarda genellikle organik bir neden bulunamaz. Organik nedenler arasında; Beyin tümörleri, beyinde hamartom denen sinir yumağı, yapısal beyin anomalileri, travma sonrası, hipotiroidi, kafa ışınlanması, bazı sendromlar sayılabilir. Bu nedenler gerçek erken ergenlik sorumluları olup ayrıca yalancı ya da inkomplet erken ergenlik denen ve beyin-hipofiz-gonad ekseninden bağımsız bir durum da söz konusu olabilir. Kızlarda yumurtalık kistleri, östrojen hormonu salgılayan tümörler, böbrek üstü bezinin hormonal hastalıkları ve tümörleri yalancı erken ergenliğe yol açarken erkeklerde ise testis tümörleri, böbrek üstü bezi hastalıkları ve tümörleri gibi durumlar etkendir.

            Erken ergenliğin en önemli bulgularından biri çocuğun akranlarına göre daha uzun boylu olmasıdır. Doğal olarak bu ebeveynleri sevindiren bir durum olup çocuklarının uzun boylu olmasından endişe etmezler ve doktora götürme ihtiyacı hissetmezler. Halbuki, o dönemlerde uzun boylu görünen çocuğun kemik hatları (epifizleri) hızlı büyüyüp erken kapanacağı için erişkin nihai boyu kısa kalacaktır. Boy kısalığını önlemek için bu çocuklar hemen çocuk endokrinoloji uzmanı tarafından değerlendirilmeli, gerekli tetkikler yapılmalı ve uygun görüldüğü takdirde ergenliğin bir süre ilerlemesini durdurmak için ilaç tedavisi başlanmalıdır. Böylece hem çocuğun ileride kısa boylu kalması önlenecek hem de ufak yaşlarda ergenliği yaşamanın getireceği psikososyal örselenme engellenmiş olacaktır.

            Tedavi gereken durumlarda yaklaşık ayda bir kez yapılan bir iğne ile ergenlik hormonları baskılanmakta ve bu tedavi kemik yaşı 12 olana dek sürdürülmektedir. Tedavinin kesilmesinden sonra yaklaşık 1yıl içinde eksen tekrar aktifleşmekte ve hasta normal ergenliğine devam etmektedir. Tedavi sırasında çocuklar günlük aktivitelerini yerine getirmeli ve günlük kalsiyum ihtiyaçlarını düzenli olarak almalıdırlar.

Doç.Dr.Ergun Çetinkaya

Pediatrik Endokrinoloji Uzmanı

 

 

 

Bu makale 12 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Doç. Dr. Ergun Çetinkaya

Doç. Dr. Ergun ÇETİNKAYA, lisans öncesi öğrenimini TED Ankara Koleji'nde bitirdikten sonra Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde başladığı tıp eğitimini başarıyla tamamlayarak tıp doktoru unvanı almıştır. İhtisasını ise SSK Ankara Dışkapı Çocuk Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde yapmış ve Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı olmuştur. 1982-1984 yılları arasında Alayhanı Sağlık Ocağı'nda,1986-1991 yılları arasında Yenikent Sağlık Ocağı'nda pratisyen hekim olarak görev alan Doç. Dr. Ergun ÇETİNKAYA, 1991-1995 yılları arasında SSK Ankara Dışkapı Çocuk Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde Asistan olarak görev yapmıştır. 1996-1999 yılları arasında Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden Çocuk Endokrinolojik ve Metabolizma Hastalıkları yan dal uzmanlığını almıştır. 1999 yılından 2007 yılına kadar, Ankara Dışkap ...

Etiketler
Ergenlik dönemi hakkında herşey
Doç. Dr. Ergun Çetinkaya
Doç. Dr. Ergun Çetinkaya
Ankara - Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları
Facebook Twitter Instagram Youtube