Emzirirken ne yemeliyim ?

Emzirirken ne yemeliyim ?

Bir annenin en özel anıdır bebeğiyle buluştuğu an . Aynı zamanda en büyük telaşını yaşadığı andır. Acaba bebeğimi besleyebilecek miyim , yeterince anne sütü verebilecek miyim ? Öncelikle bu endişelerden uzak durmak gerekir. Stres anne sütünü etkileyen en olumsuz faktörlerden biridir. Yapılması gereken ilk adım anneyle bebek arasında sıcak bağı kurmak ve anneyi rahatlatmaktır .

Genelde yanlış bir inanış vardır. Annenin gebelik döneminde iki canlı olması sebebiyle daha çok beslenmesi düşünülür. Oysa gerçek ihtiyaç emzirme dönemindedir. Anne , günde yaklaşık 800 ml kadar anne sütü verir. Dolayısıyla daha önce olmayan bu sıvı için vücut önemli bir enerji harcar. Günlük gereksinime ek olarak 500 kalori verilir. Bir kadının ortalama 1800-2000 kaloriye ihtiyacı olduğunu düşünürsek emzirme döneminde bu 2500 kaloriye çıkar. Bu kadar enerjinin hangi besinlerle tamamlandığı önemlidir. Alınan bütün besinleri anne için besleyici olması tercih edilir. Böylece anne günlük gereksinimleri dışında anne sütü için olan gereksinimi de karşılamış olur.

Anne sütünün miktarı ve kalitesiyle annenin beslenmesiyle ilintilidir. En önemli gereksinim öncelikle sudur . İnsan bedeninin döngüsü dışında anne sütü de sıvı olduğu için vücut daha fazla suya ihtiyaç duyar. Mümkünse günde 3 litreyi tamamlamak gerekir . susama ihtiyacı varsa daha fazlası da tüketilebilir. Anne sütünün varlığı en önemli ihtiyaç sudur . içilen komposto , çaylar , meyve suları suyun yerini tutmaz. Su  , su olarak tüketilmelidir. Bunun dışında arzu ediliyorsa ıhlamur , rezene , anason gibi bitki çayları , gaz yapmıyorsa süt-ayran , taze sıkılmış meyve suları tüketilebilir. Siyah çay ve kahve tüketimi tercih edilmemelidir. İçersinde bulunan kafein uyarıcı etkiye sahiptir ve anne sütü yoluyla bebeğe geçip huzursuzluk yapabilir. Asitli içecekler tüketilmemelidir. Annede oluşabilecek gaz bebeği etkileyebilir.

Hangi besinler gereklidir diye bakılacak olursa bu dönemde yeterli ve dengeli beslenmek önemlidir. Sabah kalktıktan sonra mümkün olan en erken saatte iyi bir kahvaltı yapılmalıdır . Kahvaltıda mutlaka olması gereken besinler vardır . peynir bunların başında gelir. Beyaz peynir , dil peyniri  , lor peyniri gibi yağ oranı daha düşük ancak kalsiyum ve proteini kaliteli peynirler tercih edilmelidir. Yumurta haftada 3-4 kez tüketilebilir. Çok yağlı olmayan bir omlet , menemen gibi alternatifler de kullanılabilir veya haşlanmış olarak tercih edilir. Gaz yapmadığı bilinen  söğüş sebzeler eklenmelidir. Mevsime uygun sebzeler ile kahvaltıyı zenginleştirmek vitamin ve mineral değerini arttırır . Tatlı ihtiyacını karşılamak için bal-reçel yerine pekmez kullanılabilir çünkü pekmez demir açısından daha zengindir. Beyaz ekmek yerine tam tahıllı ekmekler tercih edilmelidir. Tam tahıllı ekmekler beyaz ekmeğe oranla daha fazla B gurubu vitaminleri içerirler .

Kahvaltıdan 2-2.5 saat sonra bir ara öğün yapılmalıdır . Ara öğünlerin yapılmasının birkaç amacı vardır . Kan şekerinin dengelenmesi , enerji vermesi , metabolizmanın düzenli çalışması gibi . Ara öğünler için en uygun besinler meyvelerdir . Günde 2-3 porsiyon taze meyve tüketilebildiği gibi 1-2 porsiyonda kuru meyve tüketilebilir. Mümkün olduğu kadar farklı meyveler tüketilmesi önerilir. Farklı meyvelerden gelen farklı vitaminler ihtiyaçları karşılaması bakımından tercih edilir. Bu noktada hangi meyvelerin gaz yapıp yapmadığına dikkat etmek gerekir. Gaz yapan meyvelerden mümkün olduğu kadar uzak durulmalıdır . Gaz yapan meyveler zaman içersinde tekrar denenmelidir. Gaz yapmıyorsa devam edilebilir.

Ana öğünlerde sağlanacak çeşitlilik , besin zenginliği hem annenin hem de anne sütünün ve dolayısıyla bebeğin besinsel ihtiyaçlarını sağlaması bakımından önemlidir. Her öğünde süt ürünleri  , tahıllar ve sebzelerin bulunması önerilir. Sür ürünlerinden yoğurt , ayran , cacık iyi birer alternatiftir. Gaz yapıyorsa aralarda süt tercih edilmeli veya miktarı azaltılmalıdır . Gün içersinde alınan süt – yoğurt toplamda 500-600 ml. yi bulmalıdır . kalsiyum için önemli kaynaktırlar . ister öğünlerde istenirse de ara öğünlerde alınmalıdır .

Bunun dışında yine her öğünde sebze bulunması gerekir. Sebzeler hem önemli birer vitamin hem de lif ( posa ) kaynağıdır . Sindirimin düzenli çalışması için gereklidirler. Her öğünde pişmiş sebze veya salata olarak bulunmalıdırlar . Sebzelerin pişirilme şekli vitaminlerin korunması bakımından önem taşır. Kızartma , kavurma gibi yüksek ısı işlemleri sebzelerdeki vitaminlerin kaybına neden olur . uzun süre pişirme işlemi de vitamin kaybı sağlar. Hafif diri kalarak pişirilen sebze yemekleri daha vitaminlidir. Salatalarda da çeşitlilik sağlanırsa farklı sebzelerden gelen farklı vitaminler alınmış olur . Salatalar hazırlanırken de mümkün olan en kısa sürede tüketilmesi önerilir . 30 dakikadan daha uzun süren bekleyen salatada vitamin kaybı başlar .

Karbonhidratlar günlük alınan enerjinin % 55-60 ını oluşturur . Bu nedenle her öğünde bir karbonhidrat kaynağının bulunması gerekir. Bu kaynaklar tam tahıllı ekmekler , çorbalar ,bulgur , makarna , pirinç , patates olabilir. Sadece bulgur anneye gaz yapabileceği için belki çok tercih edilmez ancak onun dışında mutlaka karbonhidratlardan biri yada birkaçı bir arada olmalıdır . Anne genelde doğum sonrası kilolarını vermek için karbonhidratları sınırlar ancak bu hem anne sütü hem de enerjinin sınırlanması bakımından doğru değildir.

Et tüketimi emziren anne için önemlidir. Etler en önemli protein kaynaklarıdır . Düzenli tüketildiğinde anne sütü yoğunluğunun arttığı gözlemlenir . Her annenin ortalama 150 gr. ete ihtiyacı vardır . Tavuk eti , balık eti ve kırmızı etten biri her gün yemeğin içinde veya ayrı olarak yenmelidir. Et seçimi yapılırken yağsız ve derisiz olmasına dikkat edilmelidir. Pişirme şekli de kızartma olmamalıdır. Yüksek ısıya maruz kalan etler hem kanserojendir hem de vitamin kaybıdır . haftada iki gün balık yemeye özen göstermelidir. Yağ asitleri bakımından çok zengin olan balığı özellikle mevsiminde tüketmeye özen göstermelidir.

Tüm beslenme kurallarına uyulduğunda hem anne hem de bebek açısından bir yetersizlik oluşmaz . Bebeğine henüz alışmaya çalışan annenin zaman zaman beslenmesinde düzensizlikler oluşabilir ancak genel olarak bakıldığında ihtiyaçların karşılanması bakımından mümkün olduğu kadar dikkat edilmesi gerekir.

Bütün bunların dışında annenin beslenmeyle ilgili yaşadığı herhangi bir sorunla bir beslenme uzmanına danışması önerilir. Beslenmede oluşacak herhangi bir yetersizlik anne ve bebeğin sağlığı açısından önem taşır.

Annenin bu dönemde dışarıdan gelecek genel önerilere biraz kulak tıkaması gerekir . bazen iyi niyetle verilen öneriler hastalıklara varacak kadar önemli sonuçlar doğurabilir. Buna bir örnek bira verilebilir. Mayalı ürünler ve malt süt yapar diye düşünen anneler düzenli aralıklarla bebeğe alkol verirler. Bu gibi öneriler dikkate alınmamalı . Buna benzer soruların cevabı da bir beslenme uzmanından alınmalıdır .

Mutlu ve huzurlu bir anne-bebek olmanız dileğiyle…

Bu makale 8 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Dyt. Deniz Şafak

Diyetisyen Deniz Şafak,1974 yılında Trabzon’da dünyaya geldi. İlkokul ve ortaokul öğrenimini Trabzon'da tamamlamasının ardından 1997 yılında Hacettepe Üniversitesi Beslenme ve Diyet Bölümü’nden mezun oldu. Mezuniyetinin ardından 2000 yılına kadar özel bir klinikte bebek ve çocuk beslenmesi alanında ilk serbest çalışan diyetisyen oldu. Diyetisyen Deniz Şafak, 2000 yılında Otacı’da Sağlıklı Yaşam Kulübü Yöneticiliği ve Diyetisyenliği görevine başladı ve özellikle doğru ürünlerle sağlıklı beslenme programları hazırlayarak beslenme ve diyet konusunda eğitim hizmeti verdi. Kendisi, 2005 yılından beri kendi muayenehanesinde hastalarına hizmet vermeye devam etmektedir. Sağlıklı beslenme, zayıflama diyetleri, kilo alma diyetleri, hastalıklarda diyet, gebe ve emzikli beslenmesi, bebek ve çocuk beslenmesi, özel hastalık durumlarında beslenme kon ...

Etiketler
Anne sütü dönemi
Dyt. Deniz Şafak
Dyt. Deniz Şafak
İstanbul - Diyetisyen
Facebook Twitter Instagram Youtube