Doğal mı ? takviye mi ?

Doç. Dr. Ali Akben
Doç. Dr. Ali Akben
22 Ekim 2009475 görüntülenme
Randevu Al
Doğal mı ? takviye mi ?

   Gün geçmiyor ki basınımızda beslenme sağlık uzun ömür ve kaliteli yaşamla ilgili bir makale yada haberle karşılaşmayalım..Sağlıklı yaşam ile ilgili formüle edilen çok sayıdaki farklı bilgi ister istemez biz insanların da ilgi ve alakasını celp ediyor.

Son yıllarda biraz da moda olan organik ve  doğal beslenme ile ilgili yönlendirmeler çağımızın  halsiz bıkkın yorgun ve çaresiz insanına adeta can simidi gibi gelebilmektedir.

Beslenmemizde  yaşam  tarzımızda ve iş hayatımızda yaptığımız affedilmez hataların sonucu olarak karşılaştığımız bir çok sağlık sorunu ve burada yaşadığımız olumsuzluklar da bilinçsizce hareket etmemize zemin hazırlayabilmektedir.

       Sağda solda okudukları yada eş dost duyumları ile şu hastalığa bu vitamin  iyi geliyor gibi derinliği olmayan bilgilenmeler  veya bazı vitamin-mineral takviyeleri ile çeşitli yakınmalarına şifa arayan insanlarımızın sayısı her geçen gün hızla artmaktadır.

       Sağlık bilinci yeterli gelişmemiş fayda zarar hassasiyeti  az, yönlendirme ve telkine müsait bir insansanız bu makaleyi okumanız gerekiyor.Gerekiyor çünkü  özellikle batı ülkelerinin de bu gün içinden çıkmakta zorlandığı vitamin takviye ilaç endüstrisi pazarı ülkemizde de sorun olmaya başladı.Keselerini ve kasalarını doldurmaktan başka bir gayesi olmayan bu pazarın elemanlarının nerede nasıl ve ne şekilde karşınıza çıkacağı meçhul.

         Savaş deprem kıtlık yokluk  gibi olağan üstü zamanlarda insanların sorunu olabilecek bazı hastalıklar  sanki varmış gibi bugün insanlarımız bu takviyelerle yüz yüze gelmiş durumda..Magazin basında yada dilden dile  komşudan komşuya ben aldım iyi geldi sende al mantığı ile adeta bir bıtırak gibi bize yapışan bu masum görünümlü tavsiyeler ve öneriler ne kadar doğru ne kadar samimi acaba…..

          ADEK vitaminleri olarak bilinen A-D-E-K vitaminleri  vücudumuza alındıklarında yağda eriyerek hücrelerimize taşındığı için  fazlasını atamadığımız vitaminlerdir.Yani fazlası dokularımızda hücrelerimizde birikerek bizi zehirleyebilir…..

          Aynı şekilde  supplement olarak isimlendirilen  bazı takviyelerin içindeki kalsiyum  civa fosfor arsenik gibi  metaller de hücrelerimize girip  hücrelerimizde kalıcı hasarların oluşmasına zemin hazırlayabilmektedir.Çağımız insanın en önemli sorunlarında bir tanesininde ağır metal zehirlenmesine bağlı olan halsizlik  yorgunluk uyku düzensizliği olduğunu biliyoruz.

           Çocuklarımızdaki davranış bozukluğu konsantrasyon eksikliği hafıza ve dikkat dağınıklığı gibi sorunların sebeplerini araştırdığımızda rafineri gıdaları gazlı kolalı içecekleri  boyalı yiyecekleri ve takviyeleri görebiliyoruz.

            İlim ve fende kateddiğimiz mesafe medeniyette ki hızlı ilerleme teknolojideki akıl almaz gelişme adeta biz gerçek insanları sanal hale getirdi.Artık meyveyi kendi tad ve kokusu yerine aroması ile iktifa ederek yediğimizi zannederek yaşar olduk .

           Hiperaktivite ve dikkat eksikliği allerjik hastalıklar astım stres uyku düzensizliği sıkıntı halsizlik bitkinlik yorgunluk mutsuzluk gibi daha sayabileceğim bir çok hastalıklı durumdan kurtulmak için bizlere can simidi gibi sunulan vitamin ve takviyeler beklenen yararı niçin temin edemiyor acaba….

           Niçin onca tetkik tahlil film gibi son derece hassas teknolojilere rağmen hastalıklardan gözümüz ayıkmaz oldu??? Niçin bir çok hastalıkta mucizevi çözüm gibi lanse edilen ilaç ve takviyelerden beklenen sonucu elde edemiyoruz???? Soruları artırarak çözüm ve çareler edebiyatı ile bir sonuca varamadığımız gerçeğini kabullenmemiz gerekiyor..

            En küçük yapı taşımız olan hücre fabrikasına şöyle kabaca bir göz attığımızda oradaki mükemmelliği doğallığı hemen gözlemleyebiliyoruz. Bu fabrikanın  suniliğe doğal olmayan her şeye karşı   sanki özel bir koruması var…Kan üretmek için muhtaç olduğu demir elementini doğal yollardan temin ettiğimizde daha verimli ve sağlıklı çalışıyor.Pekmez  yeşil yapraklı sebzeler fasulye nohut et gibi doğal maddelerdeki demiri çok daha kolay işleyen bir kan hücresi rafine olarak üretilen kimyasal bir takviyedeki demiri ise işlemek şöyle dursun emmekte dahi zorlanabilmektedir…

            Örnekleri çoğaltmak mümkün .Ancak işin hülasası şu olsa gerek:Ölçülü ve dengeli doğal besinleri alarak mevsiminde sebze ve meyvelerden yararlandığımızda takviye veya vitamin preparatları alarak kendimizi kandırmaya lüzum yok.Tıbda evrensel olarak kabul gören önce zararlı olmama  düsturu ışığında bize emanet olarak verilen ve korumamızın da farz olduğu bedenimizi her türlü olumsuzluktan uzak tutmanızı  temenni ediyorum…

  

   

Etiketler

VitaminSağlıkDoğalTakviyeSupplement

Yazar Hakkında

Doç. Dr. Ali Akben

Doç. Dr. Ali Akben

Doç Dr. Ali AKBEN, 1957 yılında Kahramanmaraş'ta doğmuştur. Lisans öncesi öğrenimini Kahramanmaraş'ta bitirmiştir. 1976 yılında İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi'nde başladığı tıp eğitimini başarıyla tamamlayarak tıp doktoru unvanı almıştır. 1982-1984 yılları arasında mecburi hizmetini Iğdır'da yerine getirmiş ve 1984 yılında Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nde ihtisasına başlamıştır. İhtisasını tamalayarak Nöroloji Uzmanı olmuş olan Dr. AKBAN, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Nörofizyoloji bölümünde Elektromyografi eğitimimi tamamlayarak EMG uzmanı olmuştur.

Önemli Bilgilendirme

Site içerisinde bulunan bilgiler bilgilendirme amaçlıdır. Bu bilgilendirme kesinlikle hekimin hastasını tıbbi amaçla muayene etmesi veya tanı koyması yerine geçmez.

Benzer Makaleler

Bu uzmanın başka makalesi bulunmamaktadır