Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu nedir?

Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu nedir?

DİKKAT  EKSİKLİĞİ  VE   HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU

Basit  gibi  görünen  ama  yaşamı  çok  zorlaştıran;  evden  okula,  okuldan  işe,  işten  kazalara  ve  kötü  alışkanlıklara  uzanan  bir  yaşamın,  sorunun  adı: Dikkat  Eksikliği  ve  Hiperaktivite  Bozukluğu  (DEHB)

Günümüzde  en  sık  karşılaştığımız  ifadelerden  olan  hiperaktif  çocuk  nitelendirmesinin  genel  anlamda  bilinen  ve  yorumlanan  tanımı  ile  arasında  ciddi  farklar  bulunmaktadır.Temelde  araştırıp,  öğrenmeye  dayandırılmadan,  kulaktan  dolma  bilgilerle  bu  kavramın  kullanılması  çocuğun  eğitim  hayatını  olumsuz  yönde  etkilemektedir.

Dikkat  Eksikliği  ve  Hiperaktivite  Bozukluğu  Nedir?

Dikkat  Eksikliği  ve  Hiperaktivite  Bozukluğu   toplumda  oldukça  sık  görülen  ve  tedavi  ile  belirgin  düzelmeler  gösteren  bir  bozukluktur.Erken  teşhis  edilirse  tedavisi  kolaylaşmaktadır.

DEHB  temelde  ^üç  belirtiden  oluşan  bir  sorundur:

1.Dikkat  Eksikliği:  Dikkat  Eksikliği  ve  Hiperaktivite  olan  çocukların  dikkat  süreleri  diğer  çocuklardan  kısadır. Bu  özellik  okul  öncesi  dönemden  itibaren  fark  edilebilir.

2.Aşırı  Hareketlilik ( Hiperaktivite):  Aşırı  hareketlilik,  DEHB  dışında  gelişimsel  bozukluklar  gibi  bazı  durumlarda  da  görülebilir. Bu  nedenle  tek  başına  tanı  koydurucu  değildir. Diğer  bulgularla  birlikte  değerlendirilmesi  gerekir.

3.Dürtüsellik ( Aşırı  hareket  etme, sonuçlarını  düşünmeden  harekete  geçmek,  dürtülerini  kontrol  edememek)  Davranışlarını  kontrol  edememek  sorunlara  yol  açar. Sırasını  bekleyememek,  söz  verilmeden  konuşmak,  başkalarının  sözünü  kesmek  tepkiselliğin  sık  rastlanan  sonuçlarındandır.

Ailelerin  Tutumları  Neden  Değil,  Sonuç!...

‘Dikkat  Eksikliği  ve  Hiperaktivite  Bozukluğu  anne  ve  babaların  tutumlarına  bağlı  olarak  da  gelişebiliyor  mu?’  veya  ‘Anne  ve  babaların  tutumları  etkileyici  rol  oynuyor  mu?’

Ailelerin  en  sık  sorduğu  ve  endişelendiği  konulardan  biri  çocuklarında  DEHB   olmasında  kendi  tutumlarının  etkisinin  olup  olmadığıdır. Ebeveynlerin  tutumlarının  olup  olmadığı  araştırılmıştır.  Bu  çalışmaların  sonucunda  ailelerin  tutumlarının  bir  nedenden  çok,  bir  sonuç  olduğu  düşünülmüştür.  Sorunlar  nedeniyle  bunalan  aile  yanlış  tutumlar  sergilemekte,  bu  durum  bulguların  şiddetlenmesine  veya  başka  sorunların  eklenmesine  de  yol  açmaktadır.

Anne- Babaların  Yanlış  Tutumu

Çocuğun  korkak,  ürkek,  çekingen  olması,  kolayca   arkadaş  edinememesi  ya  da  güçlü  olarak  tanımadığımız  bazı  çocuklar  tarafından  ezilmesi,  baskı  altına  alınması,  büyüme  ve  kişilik  gelişiminde  çok  önemli  rolleri  olan  anne   babaların  tutumlarından  kaynaklanmaktadır.  Anne  babaların  çocuk  yetiştirme  konusunda  genelde  sık  gözlenilen  tutumlardan  biri;  aşırı   koruma  ve  kollamadır.

Okul  çağına  kadar  çocuğa  ait  her  türlü  görev  ve  sorumluluğu  ona  hiç  fırsat  vermeden  ya  da  kendi  kendine  yapabilmesi  yönünde  gereken  ilgiyi  

Göstermeden  yerine  getiren  ebeveynler,  bu  anlamda  birer  örnektir.

Tüm  hakimiyet  ve  sorumluluğun  ebeveynde  olduğu  aile  ortamında  yetişen  çocuklar,  çoğunlukla  ev  dışına  çıktıklarında  kendi  kanatları  ile  uçamaz  hale  gelir, ailelerinden  ayrıldıklarında  bocalarlar. Evde  her  dediğini  yaptırabilen  çocuklar  ise  arkadaşları  arasında  sinebilir,  bir  köşeye  çekilerek,  diğerlerine  karışmayabilir  ya  da  kendilerini  yeterince  koruyamayabilirler. Kimi  zaman  bunun  tersi  de   söz  konusu  olabilir. Bazı  ailelerde  hiç  sınır  tanınmaması, çocuğun  disiplin  uygulanmadan  büyütülmesi  de  onda  birtakım  davranış  bozukluklarına  ve  uyumsuzluğa  neden  olabilir.

Anne  ve  Babalar  ne  yapmalı  ve  nasıl  davranmalıdırlar?

Önce  uygun  tanı  ve  tedavi  için  bir  çocuk  ruh  sağlığı  uzmanına  başvurup,  hekimle  işbirliği  yapılmalıdır.Bu  sorun  evde  anne  babanın  ya  da  okulda  öğretmenin  uygulayacağı  disiplin  yöntemleriyle  çözülebilecek  bir  sorun  değildir.

Çocukla  konuşurken  göz  teması  kurulmalı,  sizi  dinlediğinizi  kontrol  etmek  için  gerekirse  söylenen  tekrarlatılmalıdır.

Evde  ve  okulda  net  kurallar  ve  sınırlar  oluşturulup  bu  kurallara  bağlı  kalınmalıdır.

Çocuğun  güçlü  ve  zayıf  yönleri  belirlenip,  başarılı  olabileceği  durumlar  ve  etkinlikler  planlanıp,  kendine  güveni  ve  benlik  saygısı  artırılabilir.

Olumlu  davranışları  övgü,  sevgi  ve  ilgiyle  desteklenmelidir.

Olumsuz  davranışların  doğal  sonuçlarının  yaşanmasına  izin  verilmelidir.

Eleştiriden  çok  övgü  kullanılmalı,  özellikle  başka  çocukların  içinde  eleştirilmekten  kaçınılmalıdır. Diğer  çocuklarla  kıyaslanmamalıdır.

Ev  dışında  sosyal  ve  sportif  etkenliklere  katılması  da  desteklenebilir.

 

 

Bu makale 19 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Uzm. Psk. Tuğçe Eyikoçak

Uzmanlık; İstanbul Ticaret Üniversitesi'nden alınmıştır. 

Etiketler
Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu nedir?
Uzm. Psk. Tuğçe Eyikoçak
Uzm. Psk. Tuğçe Eyikoçak
İstanbul - Psikoloji
Facebook Twitter Instagram Youtube