Çocukta uyku sorunları


Bebeklikten yetişkinliğe doğru giderek azalan uyku ihtiyacı 2-5 yaş çocukları için günde ortalama 13-15 saattir.
Bebeklikte uykuyu bozan faktörler açlık, ıslak bez, gaz sancısı gibi fiziksel etmenler iken çocukluk döneminde genellikle korkular ve kaygılar uyku engelleyici sebepler arasında yer alır.
Yetişkinlerde olduğu gibi çocuklarda da stresli, yorucu veya heyecanlı bir günün ardından uykuya dalmak bir hayli zor olabilir. Çocukların kolayca uykuya geçebilmeleri için bu faktörlerin etkilerini azaltmaya çalışmak gereklidir.
Çocuk yatağa gitmekte yavaş davranıyorsa ya da yattıktan kısa bir süre sonra yanınıza geliyorsa sizinle birlikte olduğu anlarda bazı kazanımları var demektir. Belki gündüz ebeveynine olan ihtiyacını tatmin edememiş olabilir, aklı küçük kardeşinde kalmış onu kıskanmış olabilir ya da gerçekten onu uyumaktan alıkoyacak düzeyde korku ve kaygıları olabilir. Uyku saatinden ödün vermemek ön planda tutulmakla birlikte çocuğun ihtiyaçları anlaşılmaya çalışılmalı ve uygun şekilde giderilmelidir.
Sık sık kâbus görüyorsa, uyandığında bunları ifade edemiyor, ağlıyor, terliyor, panik oluyorsa, uykusunda geziniyorsa veya gece korkuları varsa bu durum mutlaka bir uzman tarafından değerlendirilmelidir. Bu durum gece terörü olarak değerlendirilen psikolojik bir durumdan kaynaklanıyor olabilir. Aynı şekilde gündüz olmadık vakitlerde sık sık uykusu geliyorsa bir sağlık sorunu olup olmadığı da araştırılmalıdır.
Okulda ya da yabancı bir evde/ortamda uyuyamamak çocuğun güvensizlik duygusuyla doğrudan ilintilidir. Daha çok küçük çocuklarda görülen bu durum çocuğun terk edilme, unutulma ve ihtiyaç halinde sesini duyuramama gibi kaygı ve korkularından ileri gelmektedir. Güvensizlik duygusunun aşılmasıyla ev dışındaki uyku sorunu da hallolacaktır. Yabancı bir yerde uyurken kendisine ait bir eşya ile uyuması da yardımcı olabilir.
Boşanma, ölüm, hastalık gibi çocuğun ebeveynine daha yoğun ihtiyaç duyduğu olağan üstü durumlar olduğunda çocuğunuz sizinle uyumak isteyebilir. Bu süreçleri birbirine sarılarak ve birlikte uyuyarak geçirmek çocuk için travmayı atlatmasında kolaylaştırıcı olabilir. Ancak uzun vadede alışkanlık haline gelmemesi için birlikte uyuma seremonilerinin mümkün olduğu kadar kısa tutulup hızlı bir şekilde çocuğun eski uyuma rutinine kavuşmasını sağlamak gerekir.