Çocuklarda sanat terapisi

Çocuklarda sanat terapisi

Sanat, duygu ve düşünceleri ifade etmekte oldukça başarılı ve etkili bir dışavurum aracıdır. Bu nedenle psikologların, özellikle çocuk danışanları ile iletişim kurması açısından sanat terapisi gibi dışavurumcu terapi formları faydalı olmaktadır. Çünkü sanat, aklın kelimelere uyguladığı bilinçli sansürü ortadan kaldıracak ve bilinçaltına gizlenmiş olan duygu ve deneyimleri ortaya çıkarabilecek yapıdadır. Bu çalışmada sanat terapisinin tanımı, psikoloji ve sanat, sanat terapisinin çocuklar üzerindeki uygulamaları ve etkileri konularına değinilmiştir.Ayrıca çalışma örnekleri sunulmuş, sözel olmayan bir dışavurum aracı olan sanat terapisinin tanı ve rehabilitasyon süreçlerine katkılarının sunulması amaçlanmıştır

Sanat

Britannica Ansiklopedisi (2014) sanatı “başkaları ile paylaşılabilir estetik objelerin, nesnelerin ve deneyimlerin yaratımında beceri ve hayal gücünün kullanımı” olarak tanımlamaktadır. Bu geniş anlamına göre sanatın insanlık tarihi kadar eski olduğu, prehistorik sanattan, çağdaş sanata kadar uzandığı ortaya çıkmaktadır. Sigmund Freud ise sanatı kişisel bunalımları, karabasanları olumsuz etki yaratmadan boşaltma, bu yolla bir rahatlık ve ferahlık hissetme, hoşnutluk elde etme ve bütün bu işler nedeniyle de “güzel” diye tanımlanma işi olarak tanımlamaktadır. Sanatın tanımlanması hatta tanımlanabilir olup olmadığı konusunda çeşitli görüşler ileri sürülmektedir. Ancak genel olarak kabul gören bir gerçek vardır ki o da sanatın yaratıcılığın bir ifadesi olduğudur. Yaratıcılık ise insanların kendini gerçekleştirme sürecinin göstergesi olarak duygusal sağlığın en yüksek derecesini ifade eder (Weiten, 2001)(Freeland 2001).

Sanat ve Psikoloji

Psikoloji ekollerinden biri olan Gestalt terapi yaklaşımı; yaşamı tek bir alana yoğunlaşarak sürdürmenin, kişilikte kutuplaşmaya neden olabileceğini ve bu durumun ruhsal bozukluk yaratabileceğini savunur. Gestalt terapi yaklaşımına göre; bireyin tüm özelliğinin farkında olması ve kendini bir bütün olarak algılayabilmesi, ruh sağlığını dengede tutabilmenin bir gereğidir. Sanat üretme sürecinin, yaşam mücadelesi içerisinde çalışmaya kanalize olmuş, başarı için boğuşan bireylerin ruhsal dengelerini sağlamadaki pozitif etkisi tartışmasız bir gerçekliktir. Psikolojik açıdan sanat; kişinin çatışma ve sürtüşmelerinden, mutluluk, tutku ve coşkularından kaynaklanan kaygılara sanat yoluyla çözüm aramadır veya cevap vermedir (Acar, 2015)

Psikoterapi ve Sanat

Eski zamanlardan beri bilinen rahatlatıcı özelliğinin yanı sıra sanat, duygu ve düşünceleri ifade etmede oldukça başarılı ve etkili bir dışavurum aracıdır. Kişilerin, sözel dil aracılığıyla bastırılmış duygularını ve altında yatan çatışmaları ifade etmede zorlanabileceği bilinmektedir. Bu nedenle psikolog ya da psikiyatrlar için hasta ile iletişim kurmak açısından sanat gibi dışavurumcu terapi formları kullanışlı olmaktadır. Çünkü sanat, aklın kelimelere uyguladığı bilinçli sansürü ortadan kaldıracak ve bilinçaltına gizlenmiş olan duygu ve deneyimleri ortaya dökebilecek yapıdadır. Örneğin bir yandan terapötik ilişkiyi yansıtırken diğer yandan bireylerin bastırılmış ve tanınmamış duygularını yansıtır, ruhun bilinçli ve bilinçsiz yönleri arasında diyalogu kolaylaştırır ve bilinçsiz materyale somut biçim verir. Bu açıdan sanat; hem tanı hem de rehabilitasyon süreçlerinde faydalı olabilmektedir. Sanat terapisinin amaçları; bilinçaltına atılmış, baskılanmış duygu ve düşünceleri açığa çıkarmak ve kişilere, bilinçaltı ile ilişkili olan uyumsuz davranış yapıları ve defansları konusunda içgörü kazandırmaktır. İngiliz Çocuk doktoru, psikiyatrist ve psikanalist Winnicott (1971) psikoterapinin bireylerin başkaları ve kendileri ile iletişim hizmeti sağlayan yüksek derecede uzmanlaşmış bir oyun formu olduğunu öne sürmüştür. Winnicott, dışavurumcu terapi formu uygulanan kişinin, dış objeler kullanabildiği bu potansiyel alanın kişinin iç ruhsal gerçekliğini, hayal potansiyelinin örnekleri olarak dışarı çıkardığını düşünmektedir. Yaratıcı etkileşimde kişi, dış fenomenlere çeşitli anlam ve duygular yükleyebilmektedir. Duygularını ve düşüncelerini sözel yolla dışarı vurmada sıkıntı yaşayan bireylerde, dışavurumu kolaylaştırmak için sanat terapisi gibi diğer seçeneklere başvurulması önerilmektedi

Sanat Terapisi ve Amaçları

Amerikan Sanat Terapisi Derneği sanat terapisini; her yaştan bireylerin zihinsel, fiziksel ve duygusal varlıklarını iyileştirmek ve geliştirmek amacıyla sanat yapmanın yaratıcı sürecini kullanan bir ruh sağlığı mesleği olarak tanımlamaktadır. Sanat terapisi alanı umut ve iyileşme sağlamanın yanı sıra katılımcılarına hayatın anlamını bulma konusunda yardım etmek için sanatın potansiyel kaynaklarını ve yaratıcı süreci birleştirmektedir. Sanat terapisinin amacı kişinin korkularını, kaygılarını, huzursuzluk ve mutsuzluklarını defetmek değil, bu olumsuz duyguları bazı yaratıcı modaliteler kullanarak dürüst ifadelere dönüştürmektir. Sanat terapisinin iki temel amacından bahsedilebilir; bilinçaltına atılmış, baskılanmış duygu ve düşünceleri açığa çıkarmak ve kişilere, bilinçaltı ile ilişkili olan uyumsuz davranış yapıları ve defansları konusunda içgörü kazandırmaktır. Sanat terapisinin temel amaçları doğrultusunda adli olgularda iki temel kullanım alanı vardır:

Tanı: Sözel iletişim problemi olan olgular için sözel olmayan bir iletişim ve öykü alma yöntemi olarak kullanılmalıdır. Bu olgulara örnek olarak küçük yaş, konuşma-işitme engelli, mental retarde vb verilebilir.

Tedavi: Olguların travma sonrası rehabilitasyon ve sosyal hayata adaptasyon aşamalarında oldukça faydalıdır.Sanat terapisi multidisipliner bir alandır, uygulaması bir ekip ve işbirliği gerektirir. Bu ekipte sanatçının yanı sıra, psikiyatrist, psikolog, sosyal çalışmacı, çocuk gelişim uzmanı, nörolog, hemşire, rehberlik ve araştırma uzmanı da yer alabilir. Sanat terapisi çocuklara, gençlere, yetişkinlere, yaşlı yetişkinlere ve ailelere uygulanabilir ve bu uygulamalar bireysel ya da grup olarak yapılabilir. Sanat terapisinin kullanıldığı temel tedavi ve değerlendirme alanları şunlardır: Anksiyete, depresyon, diğer zihinsel, duygusal sorunlar ve bozukluklar, travma sonrası stres bozukluğu, madde kullanımı ve bağımlılığı, aile ve ilişki sorunları, aile içi şiddet ve istismar, sakatlık ve hastalık ile ilgili sosyal ve duygusal zorluklar, travma, kayıplar ve yas, bilişsel, fiziksel ve nörolojik sorunlar, tıbbi hastalıklar ile ilgili psikososyal zorluklar, stresle başa çıkma, hamilelerde anneliğe hazırlık, hiçbir rahatsızlığı olmayan ve kişisel gelişim talebi.

Sanat Terapisinde Kullanılan Sanat Türleri ve Teknikleri

Sanat terapisinde kullanılacak sanat türü, tekniği ve malzemeleri, uygulanacak kişinin yaşı, mental ve fiziksel gelişimi ve yeteneği ile uyumlu olmalıdır. Bu faydalanımlarda kilit nokta başvuran kişi için en uygun sanat tekniğine ve malzemesine doğru karar verebilmektir. Sanat yapmanın kişilerin duygularının en derin katmanlarına kadar ulaşabildiği göz önüne alınarak sanat terapisi seanslarında kullanılacak malzeme ve tekniğin katılımcının ruhsal savunma mekanizmalarını koruyacak şekilde seçilmesi gerekmektedir. Katılımcıya uygun olmayan malzeme ve teknik seçimi; hayal kırıklığına ve geri çekilmeye neden olabileceği gibi kişinin ajitasyonunun artmasına da neden olabilir. Sanat terapisinde amaç kişinin kendisini kelime kullanmadan simgelerle anlatması olduğundan, her türlü görsel sanatın ekspresyonist sembolleri kullanılabilir: Çizim, Resim, Boyama, Kolaj, Heykel, Seramik, Maket, Fotoğraf, Maske ve Kuklalar, Drama, Müzik, Dans, Film

SANAT TERAPİSİNİN ÇOCUKLAR ÜZERİNDE ETKİLERİ

Dışavurumcu sanatlar, işlevi, ruh halini, bilişi ve davranışı olumlu yönde etkiler. Bu, özellikle otizm, konuşma bozukluğu, TSSB, gelişimsel engelli, ADD / DEHB veya diğer zihinsel ve davranışsal sağlık koşulları gibi özel ihtiyaçları olan çocuklarda belirgindir. Sanat yoluyla ifade, bu çocukların yargılamadan normallik duygusu hissetmelerine yardımcı olurken, bireysel kişiliklerini göstermelerine ve güçlü yönlerine dikkat çekmelerine izin vermenin bir yoludur.

Her yaştan çocuk, özel ihtiyaçları olsun ya da olmasın, kendilerini ifade edebilecek dil becerilerine sahip olmayabilir, ancak yine de sesleri vardır. Dışavurumcu sanatlar, çocuğun kim olduğunu keşfetmesine ve duyularını nasıl harekete geçireceğini keşfetmesine yardımcı olmak için çocuğun hayal gücünü ve yaratıcılığını uyandırır. Aynı zamanda vücuda bir sakinlik duygusu verir ve zihniyet, çevrenin yorumlanması ve duygusal durumu olumlu yönde etkiler.

Duygularını bir şiire, şarkıya ve resme dökmek, iyileşme ve büyüme sürecini hızlandıran keyifli bir aktivite ile çocuklara olumsuz duygular için güvenli bir çıkış sağlar. Ancak dışavurumcu sanatlar sadece başa çıkma amaçlı değildir, aynı zamanda bir çocuğun normal gelişimi üzerinde de büyük etkilere sahiptir.

Sosyal Gelişim

Genç yaşta sosyal beceriler geliştirmek, düzenli gelişim için inanılmaz derecede önemlidir. Sosyal ortamlarda rahat olan çocuklar, bağlantı, iletişim ve empati kurduklarından yetişkinler olarak çok daha iyi çalışırlar.Sanat terapisi, akranların, ebeveynlerin ve terapistin yargılamadan destek sağlayarak sosyal gelişimi artırabilir. Çocuklara insanlar arasındaki farklılıkları takdir etme ve her bireyin algılarını kabul etme fırsatı verir.

Sanatların çoğu, çocukların birlikte çalışması, paylaşmayı öğrenmesi ve eylemlerinin başkalarını nasıl etkilediği konusunda sorumluluk kabul etmesi gereken gruplar halinde uygulanabilir. Özel ortamlarda bile, terapistle ve hatta ebeveynlerle olan etkileşimler, ilişkileri ve güveni teşvik ettiği için sosyal becerilerin gelişimine katkıda bulunur.

Sanat deneyimleri öğrenme ile el ele gider. İster bir resim çizin, ister bir oyun yazın ya da bir dansın koreografisini yapın, çocuklar renkler ve şekiller gibi basit şeylerin yanı sıra neden ve sonuç, seçimler ve sonuçlar, problem çözme ve deney yapma ve nasıl karar verileceği gibi deneyimsel dersleri öğrenmeye zorlanırlar. Ayrıca görsellerden nasıl anlam çıkaracaklarını ve bunlar aracılığıyla iletişim kurmayı öğrenebilirler.

Daha derin bir düzeyde, sanatın aslında beynin öğrenme için bir bağlantı görevi gören sinir bağlantıları üzerinde bir etkisi var gibi görünüyor. Hangi sanat formu kullanılırsa kullanılsın, duyuların çalışması gerekir ve derin düşünme bir gerekliliktir. Bu, soyut ve gerçeklik arasındaki farkı tanıma, kalıpları anlama, dünya hakkında gözlemler yapma ve gerçek veya hayal edilenin zihinsel temsillerini oluşturma gibi becerilerin gelişmesine yol açar. Genel olarak, dışavurumcu sanatlar, çocukların karmaşık düşünce süreçlerinin etkileşimi yoluyla kapsamlı düşünme yetenekleri geliştirmelerine yardımcı olur.

Duygusal Gelişim

Sanat terapisi, çocuklar için duygusal bir çıkış yolu olmasının yanı sıra, aslında onların duygularını geliştirmelerine ve daha iyi anlamalarına yardımcı olabilir. Kızgın veya incinmiş olmak her zaman kelimelerle tarif etmek kolay değildir, ancak bir çocuk bu duyguları bir çizime, şiire veya dansa koyabilir ve kendisinin ve başkalarının anlamasını kolaylaştırabilir. Aynı zamanda, duyguların ve düşüncelerin daha açık bir şekilde ifade edilmesine yol açabilecek konuşma için bir başlangıç ​​noktası oluşturur. Bu noktada, terapist, ebeveyn veya çocuk, çocuğun sahip olduğunu hiçbirinin bilmediği duygulardan bile faydalanabilir.

Sanat etkinliklerine dahil olmak, çocukların özgüvenlerinin artmasını da sağlar. Başa çıkması veya paylaşması zor olabilecek durumlar hakkında diyalog açmanın bir yoludur. Duygularını yaratıcı bir şekilde ortaya çıkarmak hem tedavi edici hem de kavrayışlı olabilir.

Fiziksel Gelişim

Sanat terapisinin zihinsel faydaları belirgin ve büyük olsa da, bu uygulama sayesinde ortaya çıkabilecek fiziksel değişiklikler de vardır. Geliştirilmiş motor beceriler ve kontrol, el-göz koordinasyonu ve kas gelişimi, farklı sanat modaliteleriyle sağlanabilir.

Örneğin, dans ve tiyatro sadece yaratıcılığı ateşlemekle kalmaz, aynı zamanda bedeni de hareket ettirir. Bu, çoklu duyuları harekete geçirir ve çocuklara fiziksel varlıklarının ve alan kullanımlarının daha bilinçli olmasını öğretir. Çizmek veya yazmak, çok fazla hareket gerektirmese de, çocukların ellerindeki küçük kasları kontrol etmelerine yardımcı olarak fiziksel faydalar da sağlar. Eylem ne olursa olsun, bu aktiviteler çocukların düşüncelerini ve hareketlerini koordine etmelerine yardımcı olur ki bu, gelişimin önemli bir adımıdır

TERAPİ SÜRECİ AÇISINDAN SANAT TERAPİSİ

1. Görsel imge oluşturma, insan öğrenme sürecinin önemli bir yönüdür;

2. Bir sanat terapistinin yanında yapılan sanat, bir çocuğun kelimelerle kolayca ifade edilemeyen duygularla temasa geçmesini sağlayabilir.

3. Sanat, güçlü duygular için bir "kap" görevi görebilir;

4. Çocuk ve terapist arasında bir iletişim aracı olabilir;

5. Aktarımı aydınlatmaya hizmet edebilir.Ayrıca, oynamayı zor bulan çocuklar, sanat terapisi seansının güvenli bağlamlarında sanat malzemeleri ile deneyler yaparak bunu yapmaya güvenirler. Grup ortamında, sanat yapma süreci ve üyeler arasındaki etkileşim yukarıdakilerin hepsine yardımcı olur ve ek olarak sosyal becerilerin kazanılmasına yardımcı olabilir ve değişime yol açabilir (Waller, 1993/1996)

ÇOCUKLARDA HANGİ PROBLEMLER ÜZERİNDE ETKİLİDİR?

Çocukta keder ve / veya kayıp. Örneğin, çocukların bir anne, baba veya kardeşin ölümü hakkında iletişim kurmasına yardımcı olabilir

Öğrenme güçlüğü çeken çocuklar için faydalı olabilir.

Sanat terapisi, duygusal sorunları olan çocuklara yardımcı olabilir

Sanat terapisi çocuklara bilişsel yetenekleriyle yardımcı olabilir

Sanat terapisi, istismar olan bir çocuğa veya çocuklara, fiziksel veya cinsel istismar hakkında iletişim kurmalarına yardımcı olabilir

Sanat terapisi ve çocuk kanser hastaları… kanserli bir çocuğa yardım edebilir

Çocuklarda şizofreni tedavisi için faydalı olabilir.

Bunlar, sanat terapisinin çocuklara yardımcı olabileceği birkaç alandır. Sanat terapisi aynı zamanda çocuğun daha iyi öz farkındalığa ulaşmasına, stres veya kaygıdan kurtulmasına, öğrenme bozuklukları, otizm ve diğer travmatik deneyimlerden kurtulmasına yardımcı olabilir.

Sanat terapisi yoluyla çocuklar, mevcut güçlü yönlerine, zayıf yönlerine, ilgi alanlarına ve endişelerine dayanan bir tedavi görürler. Her yaştan ve ırktan çocuğa yardımcı olabilir

SANAT TERAPİSİNDE DEĞİŞİMLE NEYİ KAST EDİYORUZ?

Psikoterapide değişimin nasıl ve neden olacağına karar vermenin karmaşıklığı Applebaum (1981) tarafından tartışılmıştır. Applebaum, "Uyandırıcılıkla Değişim" başlıklı bir bölümde, psikanalitik psikoterapi ve sanatı karşılaştırıyor ve uyandırıcılık terapisinin sanattakine benzer olduğunu öne sürüyor. Terapist ve hasta arasındaki ilişkiyi açıklarken şöyle diyor: "Sanatçı-izleyici ve terapist-hasta arasındaki süreç, her iki taraf için de - sadece sanatçı ve terapist için değil - sanat olarak kabul edilebilecek şeyleri en azından paylaşma fırsatı veriyor. Bir sanatçı olarak hasta, terapiste-izleyiciye deneyimlerini anlatmaya çalışır '(s. 104). Hastanın 'iyi' bir sanatçı olup olmadığı önemli değil, çünkü önemli olan şey, kendiliğinden sanat yapımının Freudyen anlamda özgür çağrışımla ilgili olmasıdır. Eğlenceli olabilir, hastanın birincil süreçlerle temas kurmasına ve gerilemesine yardımcı olabilir ve en önemlisi, beklenilen tepkinin - reddedilme (aile ya da diğer ilişkilerdeki deneyimle öğrenilen) - terapistten gelmeyeceğini anlamaya yardımcı olabilir.Vakoch (1996), üzerinde mutabık kalınan değişim ilkelerinin altını çizmektedir. Bunlar danışanın terapiye başlama konusunda yardım beklentileridir; terapötik ilişki; kendini ve çevreyi anlamanın alternatif bir yolunu sağlamak; düzeltici deneyimlerle sonuçlanan hem artan farkındalık (içgörü) hem de ilişkili risk alma (eylem) sağlamayı içeren sürekli gerçeklik testi (s. 102-103). Sanat terapistleri, kendini ve çevreyi anlamanın ve terapistle iletişimin ek bir yolu olarak sanat materyallerine olan bağlılığı ekleyecektir. Öfke, utanç ve diğer kült duygularını sanat yapmaya yönlendirir ve bunlar daha sonra sanat terapisti ile paylaşılabilir. Terapist iletişimi alır ve çocuğun hikayesini sanat yoluyla anlatmasına yardımcı olur. Değişimin nasıl, ne zaman ve ne zaman gerçekleşeceği, açıkça her çocuğun bu sürece katılma kapasitesine bağlıdır ve çocuk güven oluştururken terapist adına çok zaman ve sabır gerektirebilir. Yanıt beklentisinde, çocuğun kendisine ilişkin algısında ve / veya gerçek davranışında değişiklik olabilir.

Bu makale 15 Şubat 2021 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Uzm. Kl. Psk. Büşra Kızılışık

Uzm. Kl. Psk. Büşra Kızılışık lisans öncesi öğrenimlerinin ardından, Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi İngilizce Psikoloji Bölümünü başarıyla tamamlayarak Psikolog unvanını almıştır. İhtisasını Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Klinik Psikoloji (Yüksek Lisans) Bölümü'nde tamamlamıştır.

Uzm. Kl. Psk. Büşra Kızılışık çalışmalarına kurucusu olduğu AMORS KLİNİK te devam etmektedir.

Etiketler
Sanat terapisi
Uzm. Kl. Psk. Büşra Kızılışık
Uzm. Kl. Psk. Büşra Kızılışık
Bursa - Psikoloji
Facebook Twitter Instagram Youtube