Çocuk istismarlarını yakın zamanda çok duymaktayız. Yaşadığı travma neticesinde çocuk kimseyle paylaşamamaktadır. Yaşanılan travmatik olaylar geleceğimizi olumsuz etkilemektedir. Gelişen toplumumuzda istismara uğramış bireylerin tedavisi toplumun geleceği açısından önem teşkil etmektedir. Çocuk istismarının ne anlama geldiğini, hangi tür istismarların olduğunu ve tedavisinin nasıl yapılması gerektiğini ifade edeceğim.
İstismar Arapça’dan geçen ve sözcük anlamı iyi niyeti kötüye kullanma anlamına gelmektedir. Uygunsuz ve hasar verici olarak da nitelendirilen istismar kelimesi, çocukların gelişiminde olumsuz etki bırakmaktadır.
Çocuk istismarlarını biz üç grupta toplayabiliriz:
1-Fiziksel İstismar: Yaşı itibariyle 18’e kadar olan çocuklarda anne, baba, akraba veya bakmakla yükümlü olduğu kişilerce elle, nesnelerle vurarak veya iterek, çekiştirerek vs gibi çocuğun gelişmesini engelleyen davranışlara fiziksel istismar denmektedir.
Yapılan araştırmalara göre fiziksel şiddete maruz kalmış çocuklarda birçok psikiyatrik hastalara rastlamak mümkündür. Kişiler arası ilişkilerde problemler, maddeyi kötü kullanma gibi hastalıklarda eşlik edebilir.
Fiziksel istismara maruz kalmış çocuklarda işlevsellikte bozulmalar görülmektedir. Sosyal ilişkilerinde bozulmalar, ilişki kurmakta zorluk çekme ve çatışmalar yaşamakta ve duygusal yoğunluğunun az öfke ve istismar içeren davranışlar sergileyebilmektedir.
Ayrıca bilişsel yeteneklerinde azalma ve okul başarısının azaldığı da gözlemlenmektedir. Çocuk okula gitmek istememesi, notlarındaki düşüş, arkadaşlarıyla vakit geçirememe gibi sorunlar da eşlik etmektedir. İstismara uğramış bir çocuk intihar düşüncesi veya eğiliminin yüksek oranda olduğu bilgisine de rastlanmaktadır.
2-Cinsel İstismar: Cinsel istismar sık rastlanan istismarlardan biridir ve genelde yıllarca etkisi altında kalabilmekte ve gizli tutulmaktadır. Yapılan istatistikî veriler kesin olmamakla beraber %10-%15 civarındadır.
Cinsel istismara uğramış bireylerde cinsel ilişkiye anormal şekilde ilgi gösterme veya tam tersi olarak ilgisiz olma, uyku problemleri(kabus görme, sıçrayarak uyanma),depresyon veya depresif semptomlar gösterme, aile bireylerinden, akrabalarından veya yakın arkadaşlarından uzaklaşma, okula girmek istememe, öfke kontrolünün denetimsiz olması(saldırgan, aşırı öfkeli vs.),yazdığı cümlelerde veya çizdiği resimlerde cinselliği barındıran şekillerin olması gibi belirtiler gözlemlenmektedir.
3-Duygusal İstismar: Duygusal istismara uğramış bireylerin istismara uğradığının anlaşılması ve yasal olarak kanıtlanması oldukça güçtür. Çevresindeki bireylerce kişilik bütünlüğünü zedeleyici duygusal girişimler çocuğun istismara uğradığı yönünde düşüncelerimizi güçlendirmektedir.
Duygusal istismara maruz kalmış çocuklar genellikle altı-sekiz yaş arası çocuklarda görülmekte ve ergenliğe kadar devam etmektedir. Çocuk özgüven eksikliği, kendisini ifade etmede güçlük gibi davranışsal belirtiler gözlemlenmektedir.
Bu tür belirtiler gösteren çocuklar mutlaka çocuk-ergen psikiyatrisinde veya psikologa götürülmesi gerekmektedir. Profesyonelce yapılan müdahaleler çocukların travmaları atlatmasında önem arz etmektedir. Uygulanan teknikler Bilişsel ve Davranışçı Terapi, EMDR(Göz hareketleriyle duyarsızlaştırma) gibi teknikler istismarın tedavisinde ilerleme kaydettiği gözlemlenmiştir.