Cinsel istismar nedir?

Cinsel istismar nedir?

Çocuk ve ergende cinsel istismar (Cİ) insanlık tarihi kadar eski bir konudur.

Cİ içinde cinsel birleşme, cinsel birleşmeye teşebbüs, oral-genital temas, genital bölgenin doğrudan ya da giysi üzerinden okşanması, teşhircilik ya da çocuğun erişkin cinsel aktivite ya da pornografiye maruziyeti ve fuhuş ya da pornografide kullanılması gibi travmatik yaşantılar yer alır.

Cinsel istismar çeşitleri:

a. Temas içermeyen cinsel istismarlar: Cinsel içerikli konuşma, gösterimcilik, röntgencilik, çocuğa pornografik materyallerin gösterilmesi, cinsel ilişkiye tanık edilme veya çocuğun yanında mastürbasyon yapma gibi davranışlardır.

b. Cinsel dokunma: İstismarcı kurbana dokunabilir ya da kurbanı kendisine dokunması için zorlayabilir.

c. Oral-genital seks

d. İnterfemoral ilişki(Irza tasatti): Penetrasyonun olmadığı, sürtünmenin olduğu istismar şeklidir.

e. Cinsel penetrasyon (Irza geçme): Genital ilişki, anal ilişki, objelerle penetrasyon ve parmakla penetrasyon şeklinde olabilir.

f. Cinsel sömürü: Çocuk pornografisi ve çocuk fuhuşunu kapsar.  

Ensest ilişki uzun yıllar boyunca görmezlikten gelinmiştir. İstismar; çocuk ya da ergen ile kan bağı olan ya da ona bakmakla yükümlü birisi tarafından yapılmışsa bu durum ensest olarak adlandırılır.

Cİ sık rastlanan ve genelde yıllarca süren bir durum olmakla birlikte sıklıkla gizli kalmaktadır. Cİ’nin gizliliği ve genelde tanığının olmaması, istismarcının sıklıkla istismarı red etmesine neden olmaktadır. İstismarın neden olduğu utanç, suçluluk gibi duygulardan dolayı Cİ çoğu kez gizli olarak kalmakta ve sır olarak saklandığı için de gerçek istatistiksel verilere ulaşmak zor olmaktadır.

Her yaştaki çocuk Cİ’ye maruz kalabilir. İstismara ilk kez maruz kalma ortalama 8–12 yaşları arasında zirve yapmaktadır. İstismarı açıklamaya kadar geçen süreyi değerlendiren çalışmalar ortalama 3-18 yıl gibi bir gecikmenin olduğunu bildirmektedir.

Cİ için bireye ait başlıca risk etkenleri cinsiyet, yaş ve sakatlıklardır. Kızların erkeklerden 2 ila 5 kat daha fazla risk altında olduğu çeşitli çalışmalar tarafından bildirilmektedir. Çocuk ve gencin zihinsel engelli olması, şizofreni, bipolar bozukluk, dürtü denetim bozukluğu, Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) gibi bir ruhsal bozukluğun olması cinsel istismara uğrama riskini arttırmaktadır. Bu gibi durumlarda, çocuklar maruz kaldıkları durumun kötülüğünü değerlendiremeyebilirler ya da değerlendirseler bile kendilerini korumaları daha zor olabilir. Aile içi çatışmaların ve ekonomik sorunların,  özellikle annelerde kronik hastalıkların olduğu ailelerden gelen çocuklarda,  boşanma, şiddet, alkol ve madde kullanımı olan ailelerde Cİ daha sık görülmektedir. Evde üvey anne/babanın varlığı da riski arttırabilmektedir.

Cinsel istismar; çocuğun duygusal ve cinsel gelişimini, kişiler arası ilişkilerini, özgüvenini sarsan bir travmadır. Cİ’ye özgü tek bir ruhsal belirti yoktur, belirtiler çocuktan çocuğa değişirken aynı çocukta gelişim ile birlikte zaman içinde de değişimler gösterebilir. Cİ klinik özellikleri ve çocuk üzerindeki etkileri; çocuğun istismarcı ile olan ilişkisine, istismarın şekline, süresine, şiddet kullanımına, fiziksel zararın varlığına, çocuğun yaşı ve gelişim basamağına, ruhsal özelliklerine ve travma öncesi psikolojik gelişimine, ailenin destek düzeyine bağlı olarak değişmektedir. Ailenin olaya tepkisi de klinik görünümde önemli rol oynar.

0-3 yaş arası çocuklarda; yeme ve uyku bozuklukları, yabancılardan korkma, üzerini giyip çıkarırken sorun çıkarmaya başlama ve yaşına uygun olmayan cinsel oyunda bulunma, huzursuzluk, öfke nöbetleri, ani olarak değişen davranış ve tepkiler görülebilir.

3-6 yaş arası çocuklarda; regresyon (bebeksi konuşma, parmak emme, anneye daha fazla bağlı olma gibi), içe çekilme, Enürezis Nokturna (EN) (idrar kaçırma), enkoprezis (kaka kaçırma), yeme ve uyku bozuklukları, agresyon, boyun eğme davranışı, devamlı cinsel oyunlar kurma ve sık mastürbasyon yapma davranışları görülebilir.

6-12 yaş arası çocuklarda; sosyal içe kapanma, evden ve/veya okuldan kaçma, yeme ve uyku bozuklukları, öğrenme bozukluğu, takıntı ve zorlantılar ör.sürekli elini ya da genital bölgesini yıkama, cinsel içerikli soruları yineleyici biçimde sormalar), oto-agresyon, kendinden küçüklere cinsel istismarda bulunma, durup dururken ağlamalar, hassaslaşma, karın ve baş ağrıları, huzursuzluk görülebilir.

13-18 yaş arasında; bağımlılık yapan maddelere düşkünlük, oto-agresyon, fobi, evden ve/veya okuldan kaçma, başkalarını istismar etme, takıntı ve zorlantılar, duygusal ve fiziksel yakınlıktan kaçma, yeme bozukluğu, sinirlilik, rastgele cinsel ilişkide bulunma, sosyal içe kapanma, psikoz, özkıyım girişimleri görülebilir.

Bu makale 17 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Prof. Dr. Fevziye Toros

Prof. Dr. Fevziye TOROS, 25 Şubat 1971 tarihinde Tarsus'da doğmuştur. Lisans öncesi eğitimlerini de burada tamamladıktan sonra Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde tıp eğitimine başlamıştır. 1993 yılında buran mezun olarak tıp doktoru unvanı almıştır. 1994-1998 yılları arasında aynı üniversitede Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanlığını almıştır. Prof. Dr. Fevziye TOROS, 1997 yılında 3 ay boyunca Londra Maudsley Hastanesi çocuk ve ergen psikiyatri biriminde gözlemci olarak eğitimlere katılmış, 1998-2001 yılları arasında yurt dışında çalışmalar yapmıştır. Mersin üniversitesi Tıp Fakültesi’nde 2001 yılında Yardımcı Doçent, 2005 yılında Doçent, 2011 yılında ise Profesörlük kadrosuna atanmıştır. Halen Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’nda Öğretim Üyesi olarak görev ...

Yazarı sosyal medya'da takip edin
Prof. Dr. Fevziye Toros
Prof. Dr. Fevziye Toros
Mersin - Çocuk ve Ergen Psikiyatristi
Facebook Twitter Instagram Youtube