Cilt gençleştirme,

Cilt gençleştirme,

Yaşlı Cildin Özellikleri:

Cilt Gençleştirme

Yıllar geçtikçe gerek genetik gerekse güneş ışınları, sigara, açık havada çalışma, makyaj malzemeleri, düzensiz yaşam tarzı gibi çevresel faktörlerin etkisi ile cildin “epidermis” dediğimiz üst tabakasında ve “dermis” dediğimiz daha derin tabakasında birçok değişiklik olur. Epidermal tabaka kalınlaşır ve daha pürüzlü bir yüzey haline gelir. Pigmentasyon dağılımı anormalleşir; yer yer koyu yer yer açık lekeler oluşmaya başlar. Cilt daha mat ve sarımsı bir renk alır. Dermis tabakasında kolajen sentezi azalır ve dizilimi daha düzensizleşir. Cilde esneklik sağlayan elastik lifler azalır. Kolajen ve elastik lifleri çevreleyen ve cildin nemi sağlayan hyaluronik asit ve türevlerinin azalması ciltte kuruluk ve kırışmalara neden olur. Tüm bu epidermal ve dermal değişikliklerin sonucunda kuru, incelmiş, elastikiyetini ve parlaklığını kaybetmiş, sarımsı bir renk almış, dokunmakla kaba ve pürüzlü bir yüzeyi olan, kırışıklıkların, anormal pigmentasyonun, kılcal damar genişlemelerinin eşlik ettiği bir cilt ortaya çıkar.

Yüz gençleştirmeye yönelik bir dizi ameliyat yapılmaktadır. Yüz cildinin gençleştirilmesi yüz gençleştirmeişlemlerinin vazgeçilmez bir parçasıdır. Sadece yüz cildi değil, günümüzde boyun, dekolte, el sırtı ve önkol cildi gibi vücudun diğer alanlarının cildinde yaşlanmaya bağlı oluşan değişikliklerin tedavisi de gündemdedir.

Cilt Gençleştirme Yöntemleri

Günümüzde cilt gençleştirme amacıyla bir çok yöntem kullanılmaktadır. Geleneksel olarak kullanılan yöntemlerin çoğu, yıpranmış epidermal tabakayı ve dermal tabakanın üst kısımlarını soyma ve daha derin plandaki hücrelerden yeni bir epidermis tabakasının oluşmasını sağlama esasına dayanır. Buna ek olarak zemindeki dermal tabakada bulunan kolajen liflerin kalitesini artırmak ve daha sıkı bir dermis oluşturmak amaçlanır.

Genel olarak deriyi soyma işlemi mekanik aletlerle (klasik dermabrazyon), kimyasal maddelerle kimyasal soyma (peeling) veya lazer yardımı ile yapılmaktadır.

Cilt gençleştirmede en önemli noktalardan birincisi cilt tipinin ve yapısının doğru analiz edilerek uygun tedavi seçeneğinin belirlenmesidir. Standart bir tedavi yoktur; her hasta için ve aynı hastanın farklı bölgeleri için tedavi özelleştirilmelidir.

Ciltte soyma işleminin derinliği ile (hangi yöntem kullanılırsa kullanılsın) işlem sırasında duyulan ağrı, işlem sonrasında ortaya çıkan kızarıklık, ödem veya oluşan yaranın tamamen düzelmesi için geçen süre, komplikasyon görülme ihtimali ve klinik sonuç arasında doğru orantılı bir ilişki vardır. Soyma işlemi ne kadar yüzeysel olursa ağrı, kızarıklık, ödem ve derlenme süresi de o kadar az olur. Komplikasyon görülme ihtimalide azalır. Ancak tedavi edilen ciltte elde edilen düzelme de bir o kadar az olacaktır. Soyma işlemi derinleştikçe ciltteki kırışıklıklar çok daha etkin şekilde tedavi edilir. Ancak işlem yapılan derinin üst tabakası tamamen kaldırıldığı için bir açık yara oluşur, ağrı, şişlik ve kızarıklık daha fazladır. Sosyal yaşama dönmek daha fazla zaman alır. Ciltte koyu veya açık lekelenme, kötü yara iyileşmesi veya uzun süren kızarıklık gibi istenmeyen etkilerin görülme ihtimali artar. Bu nedenle kişilerin cilt tipine, ciltteki hasarın boyutuna, kişinin işinden ve sosyal yaşamından ne kadar uzak kalmayı göze alabildiğine ve işlemden beklentisine göre o kişi için ideal olan yöntem belirlenir.

Cilt Gençleştirme

Cilt Gençleştirme

Cilt soyma amacıyla kullanılan yöntemlerin birbirlerine göre farklı avantaj ve dezavantajları bulunmaktadır. Bence bu yöntemleri kullanan hekimlerin uyguladıkları yönteme olan hakimiyeti ve deneyimi yöntemin kendisi kadar önemlidir; her yöntemle başarılı veya başarısız sonuç almak mümkündür.

Son yıllarda artan iş ve sosyal yaşam temposu nedeniyle çok radikal olmayan, yüzde fazla ödem, kızarıklık veya yara bırakmayan yöntemler daha çok tercih edilmektedir. Cildin sadece epidermis tabakasını çok kontrollü olarak soyma amacıyla ligth peeling , Erbium Laser, Mikrodermabrazyon gibi teknikler kullanılmaktadır. Bu yöntemler belirli aralıklarla bir kaç kez yinelendiğinde günlük yaşamdan geri kalmadan başarılı sonuçlar almak mümkündür. Diğer taraftan dermis tabakasında kolajen sentezini uyarma ve cildi sıkılaştırma amacıyla epidermis tabakasını hiç zarar vermeden sadece dermis tabakasını hedef alan yöntemler de geliştirilmiştir. İngilizce literatürde Non-ablative skin tightening veya non-ablative dermal remodeling şeklinde isimlendirilen yöntemler de ise cildin en dış tabakası olan epidermis tabakasının bütünlüğü bozulmadan doğrudan daha derindeki dermis tabakası hedef alınır. Bu amaçla özel soğutucu sistemler eşliğinde Nd-YAG gibi lazerler, IPL ışık sistemleri ve radyofrekans aygıtları kullanılmaktadır. Bu aletlerle de belirli aralıklarla birden fazla seans uygulama yapıldığında dermal tabakada bir yenilenme ve sıkılaşma değişik oranlarda elde edilmektedir.

Son yıllarda geliştirilen ve hem epidermisi hem de dermisi hedef alan ve klasik yöntemlere göre daha az derlenme süresi ve yan etkisi olan bir lazer tedavi yöntemi de “fraksiyonel fototermoliz” dir. Bu yöndemde genellikle Erbium lazer kullanılarak ciltte ortalama 1.4 mm derinlik ve 250 mikron çapında silindirik kuyular açılmakta, bu silindirin içindeki cilt dokusu buharlaşmakta, takip eden günlerde mikron düzeyindeki bu kuyular hızla iyileşirken hem epidermis hem de dermiste bir yenilenme ve sıkılaşma görülmektedir. Bir seansta cilt yüzeyinin %5-20 si tedavi edilmektedir. İşlem sonrası çok çok belirgin bir yara veya kızarıklık olmaması yöntemin en önemli avantajıdır. Yaklaşık 1-3 günde hasta normal hayata dönmektedir. Ancak hedeflenen cilt yüzeyinin tamamının tedavi edilebilmesi için 3 hafta ara 3-6 seans gerekmektedir.

Bu makale 11 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Prof. Dr. Cengiz Açıkel

Prof. Dr. Cengiz AÇIKEL, 1982 yılında Ankara GATA Tıp Fakültesi'nde başladığı tıp öğrenimini 1988 yılında Derece ile bitirmiştir.1989-1991 yılları arasında Erzincan 3. Ordu Karargah Grup Komutanlığı'nda Pratisyen Hekimlik görevi yapmıştır. İhtisasını 1991-1997 yılları arasında Ankara GATA Tıp Fakültesi'nde tamamlamıştır.1997-2000 yılları arasında GATA Haydarpaşa Eğitim Hastanesi Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Kliniği'nde Uzman doktor olarak görev yapmıştır. 2002-2003 yılları arasında Amerika'nın Texas Eyaletine bağlı Dallas Şehrinde bulunan 'University of Texas Southwestern Medical Center at Dallas'ta Plastik Cerrahi Ana Bilim Dalı Araştırma görevlisi olarak görev yapmıştır. 2000-2005 yılları arasında GATA Haydarpaşa Eğitim Hastanesi, Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Kliniği'nde Yardımcı Doçent Doktor olarak hizmet vermişt ...

Etiketler
Cilt gençleştirme yöntemleri
Prof. Dr. Cengiz Açıkel
Prof. Dr. Cengiz Açıkel
İstanbul - Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi
Facebook Twitter Instagram Youtube