Burun Ameliyatinda Yeni Dönem


Ister kadin ister erkek olsun burun yüzün en dikkat çeken bölgesi olarak kabul ediliyor.
Ister kadin ister erkek olsun burun yüzün en dikkat çeken bölgesi olarak kabul ediliyor.Uzun, kisa, yamuk, genis ya da küçük burunlar sadece kisinin yüz görünüsünü bozmakla kalmiyor çogu zaman fikralara, esprilere konu olarak sosyal hayati da olumsuz yönde etkiliyor. Oysa artik yeni yöntemlerle burun ameliyati olmak oldukça kolay.
İster kadın ister erkek olsun burun yüzün en dikkat çeken bölgesi olarak kabul ediliyor.Uzun, kısa, yamuk, geniş ya da küçük burunlar sadece kişinin yüz görünüşünü bozmakla kalmıyor çoğu zaman fıkralara, esprilere konu olarak sosyal hayatı da olumsuz yönde etkiliyor. Oysa artık yeni yöntemlerle burun ameliyatı olmak oldukça kolay.
En çok yapılan estetik operasyonların başını çeken burun ameliyatları her geçen gün gelişen tekniklerle daha da kolaylaşıyor. Fakat güzel bir buruna sahip olmak için yapılan bu ameliyatlar her zaman istenilen sonucu veremeyebiliyor. Bazen şekli bazen de sonrasında nefes alamama gibi sorunlar hastaları bu ameliyatlardan uzak tutabiliyor.Burnun iskeletinden itibaren bazı katmanları bulunuyor. İskeletin hemen üzerinde kıkırdağı saran perikondrium ve kemiği saran periosteum diye iki tane zar var. Bunların üstünde ise burnun yumuşak dokuları deri altı dokuları, kas dokuları ve sonrada cilt başlıyor. Damarlar ve sinirler de burada bulunuyor. Özellikle kıkırdağı saran zarın altında hiç damar veya sinir yok. Kıkırdak çok özel bir doku ve vücudumuzda kendi damarı ve siniri olmayan tek doku. Sadece üstündeki zardan besleniyor. Ameliyat sırasında kıkırdağın zarını kaldırıp perikondriumun alt seviyesine inmek ise çok zahmetli bir süreç. Sadece bu teknikle burnu açmak yarım saat ile 45 dakika arasında sürüyor. Klasik yöntemlerin uygulandığı, yani perikondriumun kaldırılmadığı operasyonlar sırasında kanama oluyor, bitiminde örtücü olacak bir dokudan mahrum kalınıyor, sinirlerin olduğu bir bölgede yapıldığı için müdahale sonrasında Ağrı olabiliyor, yine damarların olduğu bir bölgede yapıldığı için ameliyat sonrasında kanama ve morluk olma ihtimali artıyor. Halbuki damar ve sinirlerin bulunmadığı perikondrium altı seviyede ameliyat yaparsanız bunların çoğu olmuyor.