Boşanmış çocuk

Boşanmış çocuk

  Günümüz yaşantısı tam anlamıyla sosyal ve popülasyon odaklı olmaya başladı. Bu her alanda böyle devam etmekte . Bireyler birbirlerini sosyal ortamlardan tanıyıp yine sosyal ortamlarda birleşim sağlayıp birliktelik kuruyorlar. Bu yapay ortamda kurulan evliliklerde sağlılıklı olmuyor elbette. Birbiriyle iletişim kuramayan bireyler artık tahammül azaldığında ilk iş “boşanma “tercihine gidiliyor. Peki bu ilişkilerde artık başlanıldığı gibi iki kişi değilsek o zaman ne yapılmalı? 

  Ebeveynler boşanma süresince iki handikabı çok önemserler. Birincisi benim çocuğum babasız veya annesiz mi kalacak? İkincisi ben bu çocuğa tek başına nasıl bakacağım psikolojisi ne olur? 
 

  Boşanma bir hastalık değildir. Dolayısıyla çocuk anne ya da baba kaybı yaşamayacak. Bireyler birbirinden ayrıldıklarını çocuklarıyla olan ilişkilerinin baki olduğunu bilmeli ve bunu kabullenmelidir. Bunu kendilerine kabul ettirdiklerinde, çocuğa da bunu daha kolay ve yapıcı bir biçimde anlatıp yeni hayatlarına daha sakin bir geçiş yaptırabilirler.

  Çocuk evdeki huzursuzluk, şiddet , mutsuzluğu hissediyorsa ,gerçekten şiddetli bir geçimsizlik var ise çocuk için boşanma eylemi bir arada olmaktan daha az yıpratıcı da olabilir kimi zaman .Bu nedenle boşanma eylemi bazen çocuk için  bile kurtuluş gibi görülebilir.

  Dikkat edilmesi gereken bir diğer konu ise ortak çocukların birden fazla oluşu. Eğer ebeveynler çocuklarını paylaşma yolunu seçerse bu durumda çocuklarda travma yaratabilir. Çocuk, onu tercih etmeyen ebeveyn için onun daha az istendiği durumu oluşturup psikolojisinde özgüven kapsamında büyük tahribat yaratabilir. Bu nedenle kardeşlerin mümkünse  annenin ruh ve ahlaki açıdan çocuğu, psikolojik olarak etkileyecek bir durum yok ise, çocukların aynı evde ve temel bakım vereni ile büyümesini doğrudur.

  Boşanma süresi zor ve hem bireyler, hem çocuklar için temelden değişim yarattığı için yıpratıcı bir süreçtir. Ancak asıl problemler, boşanma süresinden sonra başlıyor. Boşanan aileler değil ne yazık ki çocuklar oluyor. Çocuk yaşı ne kadar küçük ise etki alanı da o kadar yıkıcı oluyor. Çocuğun belli başlı kuralları öğrenme ve güven ortamı oluşma yaşında kurulan bağların temelden yıkılması çocukları oldukça etkiliyor. Peki ne yapmalıyız ? Öncelikle çocuklarımızı sınırlar çizmeliyiz. Sabah kalkması, ödev yapması, oyun saati, bu düzen her iki evde de değişmemeli. Çocuklar bu süreci ebeveynlerinde ve özellikle dede ve büyükanne noktasında kullanma yoluna gidip, hangi evde kural konuyorsa diğer evde bu durumu kullanmayı ve kuralları yıkmayı tercih etmemeli.Çocuğa hayatında bir şey değişmediğini her iki evde de aynı hayatı yaşayacağını ve kuralların ,düzenin ,hayatın bir parçası olduğunu aşılamayız. Bu çocuklara "sınır" koymamızı sağlar ki çocuğun gelişim süresinde bu çok önemli bir aşamadır.

  Boşanan bireylerde en çok rastlanan durumlardan biri de kişilerin birbirini görmek istememesidir. Bu yaşanan durumlar için bireylerin en doğal hakkıdır. Ancak ortak bir çocukları olan  ve boşanan bireylerde bu imkansızdır. Çocuk her şeyi anne babadan öğrenir. Anne babanın nefretini gördüğünde kendisini suçlayacak ve onları bir araya getiren taraf olduğu için , kendini suçlayacak hatta ;kendine kızmaya başlayacak, içine kapanacak ya da çok daha agresif bireyler olmaya başlayacaktır.Bu yüzden çocuklarımızla vakit geçirmeye özen göstermeliyiz. Eğer bunu yapacak durumumuz yoksa bile çocuğun ebeveynlerde kalma zamanlarnda , çocukların teslimlerini bizzat kendimiz yapıp , kapıda iki ebeveyn medeni iki birey gibi , ufak sohbetler etmeyeliyiz.Bu çocuklara kendini daha iyi hissettirir. Çatışmalara verdiği reaksiyonu da oldukça olumlu etkiler . Boşanma maalesef zor bir süreç ancak ebeveynler unutmamalı ki yapılan yanlış eylemlerde boşanan çiftler değil çocuklar oluyor. Bu neden bireysel kontrolümüzü asla elden bırakmamalıyız.

Bu makale 3 Şubat 2021 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Psk. Özlem Peker Çağlar

Psk.Özlem Peker Çağlar, 1994 yılında İstanbul’da doğmuştur. İlk,orta ve lise öğrenimini Çorum’da tamamladıktan sonra Lisans eğitimini İstanbul Beykent Üniversitesi’nde tamamlayıp Psikolog unvanını almıştır. Aynı üniversitede master yapmaktadır. 
Aynı zamanda lisans eğitiminden bu yana , Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi ve Fransız Lape Hastanesi'nde gönüllü olarak çalışmaktadır.

Psk.Özlem Peker Çağlar ,mesleki çalışmalarına ise şu an Çorum'da bulunan Alfa Danışmanlık Merkezi'nde ve Online olarak devam etmektedir.

Etiketler
Boşanma süreci
Psk. Özlem Peker Çağlar
Psk. Özlem Peker Çağlar
Çorum - Psikoloji
Facebook Twitter Instagram Youtube