BOŞANMA DÖNEMİNDE ÇOCUK PSİKOLOJİSİ


Ebeveynlerin boşanmayı nasıl ele aldığı, çocuklarının hayata karşı uyumunu etkiler.
Burada en önemli nokta, eşlerin birbirlerine yönelik duygularını kontrol altına alabilmesi ve çocuklarının ihtiyaçlarına odaklanmalarıdır. Eşler bunu yapamazlarsa, evliliklerini sonlandıran davranışlar, çocuklar üzerinde yıkıcı etki bırakabilir. Çocuklar boşanma olayının seyircisi değil, parçasıdırlar. Boşanma konusunda, eşlerin çocukları ile açık ve net olarak konuşmaları gerekir. Bir çocuk evde olan bitenden anne babanın sandığından daha fazla haberdardır. Ayrıca anne-baba arasındaki duygusal gerilimi de sezmekte çok başarılıdır. Aralarındaki sessizliğin de genellikle çatışma anlamına geldiğini anlayabilir. Çocuklar, davranışlardan, yüz ifadesinden, ses tonu ve sözlerden farklı mesajları algılayabilirler. Boşanmayı söylememek, söyleme sürecini uzatmak veya gizli kapaklı yapmak, çocukların daha çok incinmesine yol açabilir.
Çocuklar anne babaları boşanırlarken, şok, yadsıma, öfke, üzüntü, korku, terkedilmişlik, suçluluk gibi duygular yaşayabilirler. Aynı yaştaki çocukların boşanmaya tepkileri ve ihtiyaçları birbirine benzer.
1-3 yaş arasındaki çocuklar için değişim zordur. Ayrılıklardan korkarlar ve bir ebeveynin evinden diğerine gidip gelmeler onlar için sarsıcı olabilir. Huysuz davranabilir ve bu ayrılıklarda ağlayabilirler.Uykuya dalmakta ve gece boyunca uyumakta zorluk çekebilirler.
3-5 yaş arası çocukların soru sorma ve öğrenme çağıdır. Herşeyi merak ederler. Ebeveynlerinin onayı onlar için çok önemlidir. Anne-babanın ayrılığı onlar üzerinde ayrılık acısı, ayrılık sebebi ile ilgili zihinsel karmaşa ve ailedeki karışıklığın yarattığı gerginliğe yol açar. Terk edilme korkuları büyüktür. Güvende olduklarından ve sevilip sevilmediklerinden büyük endişe duyarlar. Boşanma yüzünden kendilerini suçlayabilirler. Kötü davranışları, yaramazlıkları yüzünden anne-babasının ayrıldığını düşünebilirler. Yaşıtlarına ve küçük kardeşlerine şiddet uygulama, alt ıslatma, parmak emme, aşırı sessiz kalma, ve bazen de mastürbasyon bu yaş grubunda görülen diğer sorunlardır.
6-8 yaş arası çocuklar daha bağımsızdırlar. Ancak boşanmanın etkilerini hissederken onlar da kendilerini suçlayabilirler. Bakılmaktan ve ihtiyaçlarının karşılanmasından mahrum kalacaklarını düşünebilirler. Kendilerini terkedilmiş hissederler. Anne-baba arasında, kime sadık kalacaklarına dair büyük vicdan azabı çekebilirler. Okul konsantrasyonları düşer. Bazı asabi tutumlar ortaya çıkar. Surat asma, kekeleme, tırnak yeme, kalem çiğneme gibi davranışlar görülebilir. Bir anda saldırganlaşabilir sonra aşırı uysallaşabilirler.
9-12 yaş arasındaki çocukların temel özelliği yeterlilik ve güven geliştirmeleridir. Bireylerde iyi olmak ister ve kendilerini devamlı kıyaslarlar. Boşanma dönemleri özellikle bu yaşa ait çocuklar için oldukça zor geçer. Aile ilişkilerine daha hakim ve yaşanan tartışmalara karşı daha duyarlıdırlar. Boşanma pek çoğunda öfke ve utanç yaratabilir. Boşanma konusuyla o kadar meşgul olurlar ki, derslerdeki başarıları hızla düşmeye başlar. Yalnızlık, kayıp, reddedilmişlik gibi duygular depresyona yol açabilir. Bu yaştaki çocuklar herşeyi siyah-beyaz diye ayırma eğilimndedirler. Onlar için gri yoktur. Bu sebeple anne ile baba arasında taraf olma konusundaki baskılara oldukça hassastırlar. Ebeveynleir için endişe duyarlar.
13-18 yaş arası ergenlik dönemidir. Gençler duygusal ve soyal olark birçok değişiklik geçirirler. Sıkılgan, karamsar, isyankar, idealist ve içsel karmaşa ile dolu olabilirler. Kimliklerini biçimlendirmekte ve kim olacaklarına karar vermektedirler. Bu dönemde anne-babanın boşanması oldukça acı verici ve sarsıcı olabilir. İncinmekten, kendi evliliklerinin de birgün başarısız olabileceğinden, ebeveynlerinin hatalarını tekrarlamaktan korkabilirler. Anne- babalar boşanma dönemide kendi duygu ve problemleri ile daha meşgulse kendilerini reddedilmiş hissedebilirler. Terk edilmişlik duygusu ile evden uzaklaşıp, arkadaşları ile daha çok vakit geçirebilirler. Fiziksel sağlık sorunlarından yakınabilir ve kronik yorgunluk yaşayabilirler. Aile artık onlar için güven sağlayıcı bir yer olmaktan çıkmış olduğu için depresyona girebilirler. Okulu asma, yasadışı işlere karışan çocuklarla arkadaşlık etme, alkol ve uyuşturucu kullanma, evden kaçma ve intihar gibi isyankar ve tehlikeli davranışlara yönelebilirler.
Boşanmadan önce ebeveynlerin bir çocuk psikoloğundan destek almaları, çocuğa durumun nasıl açıklanacağının ve çocuğun durumla nasıl baş edebileceğinin sağlıklı şekilde öğrenebilinmesi açısından önem taşır.