Modern tıbbın girişimsel operasyonlarda, acil durumlarda sağladığı başarıların diabet, obezite, kanser, alerjiler, depresyon, Alzheimer gibi kronik problemlerde benzer başarıya ulaşamaması bütünsel tıbba ilgiyi arttırmaktadır.
Bütünsel tıbbın hedefi öncelikle kişinin sağlığını kaybetmeden önce hekim tarafından yaşam alışkanlıklarıyla ve beslenme düzeniyle bütüncül değerlendirilmesi koruyucu amaçla bilinçlendirilmesidir. Bedenin ağır hastalıklara yakalanmadan önce verdiği işaretler tespit edilip bitkisel veya mineral özlü ilaçlarla ya da rezonans sistemleri gibi yan etkisiz uygulamalarla kişiyi sağlığına kavuşturmak mümkündür. İnsanın yalnızca bedeninde oluşan tek bir problem gibi görülmesi zihinsel, ruhsal durumunun gözardı edilmesi semptomatik ve günü kurtaran yaklaşımlar olacaktır.
Gerçek iyileşme, sadece bulgunun geçmesi değil bütünüyle kişinin sağlığına kavuşmasıdır.
WHO (Dünya Sağlık Örgütü) nun tanımına göre sağlık; kişinin fiziksel, bedensel ve sosyal olarak kendisiyle ve çevresiyle uyum ve bütün halinde olmasıdır. Bu sayfada okuyacağınız bilgiler bütünsel tıp yaklaşımında sadece rezonans- biyorezonans ve homeopati sistemlerini açıklamak üzere hazırlanmıştır.
REZONANS- BİYOREZONANS TERAPİLERİ NEDİR?
Kuantum fiziği kurallarının bulunmasından sonra her maddenin kendi yapısına uygun olarak bir titreşim frekansının olduğu artık bilinir haldedir. Hem çevremizdeki maddeler hem de bedenimizin her organı her hücresi çalışırken bir enerji üretir. Aynı şekilde mikroorganizmaların ve diğer patojenlerin de frekansı vardır. Sağlıklı halde ve hastalıklı hallerde hücrelerin dokuların ve bedenin enerjisi ölçümlenmektedir. Bu akımların veya düzenlerinin bozulması hastalık denen tabloya zeöim hazırlamaya başlar. Bedenin kendi gücüyle bunun üstesinden gelemeyip frekans düzensizliklerinin oturmasıyla organların çalışması gitgide bozulur.
Günlük hayatta maruz kaldığımız elektromanyetik alanların yoğunlaşması,stres, gıdaların, soluduğumuz havanın, toprağın maruz kaldığı kirleticiler insan bedenini kendi iyileşme gücünden uzaklaştırır.
Rezonans terapilerinde frekansı bozulan sistemlere düzenleyici akımlar verilir ve bir çeşit detoks hali yaratılır. Ya da zayıflamış olan iyileştirici akıma yükleme yapılır ve hücrenin kendini onarım sürecine sokması desteklenir. Gerek rezonans terapileri gerekse homeopati stimulus ( Uyarı) verme düzeniyle bedene etki eder. Kimyasal madde ya da elektriksel uyarı verilmez. Bu nedenle her yaşta ve endikasyonu hekim tarafından tespit edilen durumlarda başka ilaçlarla veya tedavilerle olumsuz anlamda etkileşmeden çalışır.
TARİHÇE:
1970 li yıllarda Alman tıp doktoru Morrel’in homeopatiyi tedavilerinde kullanırken elektrpmanyetik dalgalarla beden üzerinde benzer etkiyi yapabilirliğini araştırması üzerinden doğmuş bir uygulamadır. Sonraki yıllarda hastalıklı dokuların ve sağlıklı dokuların frekansları üzerinde yapılan çalışmalarla sadece hastalıklarda değil kronik yorgunluk sendronu, fibromyaljiler, nedeni bulunmayan cilt döküntüleri, alerjiler, kronik ve nedensiz başağrıları, uyku sorunları ve yeme bozukluklarıyla bağımlılıklarda destekleyici olarak bedeni sağlıklı ritme döndüren çalışmalar yapılmıştır. Günümüzde Avrupa ülkeleri başta olmak üzere Amerika’da ve Çin’de biyorezonans ve rezonans cihazlarının kullanımı yaygınlaşmıştır. Farklı modeller ve markalarla yapılan rezonans uygulamalarını tıp doktorları ve tamamlayıcı tıp uzmanları Avrupa’da kullanmaktadır.
Rezonans Terapilerinin Endikasyonları?
Öncelikle tıbben gerekli tetkikler ve uzman muayenesi yapılmış olması şartıyla;
Kronik Yorgunluk Sendromu
Alerjiler
Obezite ve Kilo Alamama durumu gibi beslenme bozuklukları
Kronik Başağrıları
Sindirim Sistemi Sorunları
Fibromyalji
Uyku sorunları
Hiperaktivite ve Öğrenme Problemleri
Rezonans Terapilerini Kimler Alamaz?
Kalp pili olanlarda ve hamilelerde uygulanmaz.
Rezonans terapileri temel olarak detoks amaçlı olduğu için hastalık durumu olmasa da Diyetlerde, Sigara ve alkol bırakma tedavilerinde, spor performansını arttırma, sınav dönemlerinde bedeni ve zihni destekleme anlamında kullanılır. Kişiye rezonans uygulamasında kimyasal molekül verilmez, noninvaziftir, yan etkisizdir.
Rezonans Tedavisi İçin Gerekenler;
Öncelikle doktor muayenesi yapılması ve gereğinde tetkik istenmesi gerekebilir. Tedavi öncelikle homeopatik yaklaşımı gerektiriyorsa remediler verilir. Kişinin beslenme ve yaşam alışkanlıkları gözden geçirilip düzenlenir. Sonrasında uygun görülecek aralıkla ve belirlenen seansla terapi başlar. 2 gün öncesinden alkol alımı, kahve , çikolata, ağır ve yağlı beslenme durumuna ara verilir. Bol su tüketilir. Seanstan 24 saat önce hafif beslenme, çay tüketiminin azaltılması ve hafif yürüyüşler önerilir. Seansa rahat kıyafetlerle gelinmesi tavsiye edilir. Seanstan sonra 2 gün normalde tüketilenden 1-1,5 litre fazla su tüketilmesi, kahve ve alkol, sigara içilmemesi istenir. Mümkünse kişinin istirahat etmesi iyi olur. Bazı durumlar birkaç gün hafif yorgunluk hissi ve uyumaya meyil olabilir. Böyle bir durum sözkonusu ise kişinin enerjisi kaybının fazla olduğu anlaşılır. Bu durum yan etki değildir. Mümkünse ter atılımını arttırmak üzere sauna önerilir. Yüzme tavsiye edilir.