Bir diyet süreci klasiği

Bir diyet süreci klasiği

Ayşe, diyetisyene gitmeye karar verir. Çok heyecanlı, bir o kadar da meraklıdır, sürecin nasıl işleyeceğini bilmek ister. Diyetisyen ile gerçekleşen ilk görüşmesinde, aklındaki tüm soruları sorar, listesini alır ve görüşmeden ayrılır.

Ayşe kendine çok güveniyordur, iyi bir iletişim kurduğunu düşündüğü diyetisyeninin de ona her açıdan yardımcı olmak istediğinden emin, başlar listesini uygulamaya.

Her şey çok güzel gidiyordur. Ayşe diyet algısının da tersine, hiç acıkmıyor; tahmin ettiği kadar zorluk da yaşamıyordur. Arkadaşları/ komşularının daveti üzerine, bir toplantıya katılır. Yiyecek/ içecek ikramları Ayşe’nin hiç dikkatini çekmez iken, ordan biri “ Senin tabağın nerde, neden bir şey almadın ?” der. Ayşe önce diyette olduğunu söylemek istemez, belki de arkasından gelecekleri tahmin ediyordur, “ ben tok geldim, teşekkür ederim” der. İlk defans hafif geçti diye rahatlayan Ayşe tehlikenin farkına varmadan arkadan bir el uzanır omuzlarına ve “ Ayşe kız bir baksana sen bana, sen süzülmüş gibisin, yoksa bizden gizli diyet falan mı yapıyorsun?” der. Ayşe tedirgin, Ayşe bezgin, Ayşe lanet bir durumun içine düştüm dercesine bir bakış atarak cümlelerini yineler.” Karnım tok sadece, canım istemiyor.” Zaten kendisiyle mücadele veren Ayşe, defalarca ısrarla daha da zorlanmaya başladığını fark eder. Ortamdan biraz erken ayrılarak kendini eve atar. Güzel atlattığını düşünür, ertesi günkü randevusunda almak istediği sonucunu düşünerek uykuya geçer.

Randevu zamanı gelmiş, Ayşe heyecanıyla görüşmesini yapmış güzel bir sonuç almıştır. Büyük bir mutlulukla o günkü başka bir arkadaş buluşmasına katılır. Artık yapabiliyorum nasılsa saklamama gerek yok diye düşünerek, arkadaşlarıyla paylaşır durumu. Bu çok özel ve adeta bilen kalmasın edasıyla dolaşan sır, dilden dile yayılmaya başlar ve Ayşe ortamlarda yemedikleriyle defalarca “ ye bak azıcık bir şey olmaz, bu kadar kasmaya ne gerek var, bak yemeyerek sağlıklı olamazsın” gibi cümlelere maruz kalır- ikramlarla ayakta kaldıklarını düşünenler tarafından- söz meclisten dışarı diye belirteyim şuraya hemen, hmm tamam kendimi garantiye aldım devam edebilirim.

Ayşe ortamlara katılmamaya başlar,çünkü kimsenin onu anlamadığını, sadece yönlendirmeye çalıştığını düşünür, bundan haklı olarak rahatsız olur,eskiye oranla daha az görüşmelerde yer alır. Arkadaşları onu gördükçe, “ zayıflamaya başladı, artık bize pas vermiyor, bizi reddediyor diye cümlelerle geldikleri için, yine kırmamak için bir davete gittiğinde, ortamdaki bir arkadaşı “ Ayşe sen çok süzülmüşsün, yüzün çok çökmüş der” ve böylece bir sonraki diyetisyen randevusunun konuşulacak konusu belli olmuştur. Ayşe mutsuz bir şekilde gider kontrolüne, diyetisyenine sağlıksız bir diyet yaptığını, dışarıdan görenlerin yüzün çöktü gibi yorumlar yaptığını söyler. Evet, sonunda olmuş ve Ayşe’nin motivasyonu yavaş yavaş düşmeye başlamıştır. Bir sonraki hafta yine hiçbir kural dışı hamle olmamasına rağmen Ayşe kilo veremeden, hatta alarak gelir. Çünkü Ayşe strese girmiştir, mutsuzdur. Birkaç hafta boyunca diyetisyeni Ayşe ile eski motivasyonuna kavuşması için uğraşır durur, bu arada Ayşe’nin hedeflediği süre çoktan aşılmıştır, bu da Ayşe’de yapamıyorum, yapamayacağım gibi inançlar yaratmaya başlamıştır. Ayşe zamanla inancı açısından biraz daha toparlanır, tekrar yapabileceğine inanarak devam eder, birkaç hafta süreç çok iyi geçer, Ayşe istediği kadar kiloyu sağlıklı bir şekilde verir, giymeyi istediği kıyafetlerini giyerek uzun zamandır katılmamak için direndiği buluşmalara katılır. Ne zamandır onu görmeyen arkadaşları, hayranlık ve şaşkınlıkla bakarak, Ayşe sen neler yaptın, çok sağlıklı/fit görünüyorsun der. Nasıl başardın, bize de anlatsana der, sürecin içinde hiç olmamış gibi…

Bu makale 25 Şubat 2021 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Dyt. Bengü Burcu

29 Kasım 1989 tarihinde Adana'da doğdum. Lise eğitimimi Ergani Anadolu Öğretmen Lisesi' nde tamamladım. 2008-2010 yılları arasında Ege Üniversitesi Biyomühendislik bölümünde okuduktan sonra, tekrar sınava girip 2011 - 2015 yılları arasında Şifa Üniversitesi' nde Beslenme ve Diyetetik Bölümü'nü okudum. Obez bir çocuk olarak büyüdüğümden ve yeme bozukluğu tedavisi almış biri olduğumdan, özellikle çocukluk-ergenlik döneminde görülen yeme bozuklukları, yeme psikolojisi alanlarına özel bir ilgim var. Yaklaşık 2 yıldır, bu alanlarda farkındalığın artması ve yürütülen tedavilerin olumlu sonuçlanmasını temenni ederek ilham aldığım 'psikodiyetetiğe ritmik yaklaşım' adı altında bir proje çalışması içerisindeyim.

Yazarı sosyal medya'da takip edin
instagram
facebook
linkedin
Dyt. Bengü Burcu
Dyt. Bengü Burcu
İzmir - Diyetisyen
Facebook Twitter Instagram Youtube