Doktorsitesi.com

Besin Zehirlenmeleri

Dyt. Sanem Apa Doğan
Dyt. Sanem Apa Doğan
5 Mart 201983 görüntülenme
Randevu Al
Besin Zehirlenmeleri

Yoğun iş temposu ve koşuşturmalı bir hayat son zamanlarda çeşitli sorunlar ortaya çıkarmakta. Gün içerisinde yemek yapacak zaman veya imkan bulamayan bireyler mecburen restoranlarda veya kafelerde beslenme ihtiyacını karşılamakta. Bu da akıllara acaba temiz mi, acaba gerekli ortam şartları sağlanabiliyor mu sorusunu getiriyor. Çoğu işletme bu şartları yerine getirmediğinden besinlerde üreyen farklı bakteriler besin zehirlenmelerine sebep olur.

Besin zehirlenmelerine sebep olan 4 bakteri çeşidi vardır. Bunlardan birincisi ve en çok görüleni stafilokok bakterisidir. Et, süt, süt ürünleri ve salatada ortaya çıkar. Besin alındıktan 2- 3 saat sonra belirtiler ortaya çıkar ve vücut kusma reaksiyonu gösterir.

Et, süt ve salatadan ortaya çıkan besin zehirlenmelerine sebep olan bir diğer bakteri türü deshigella’dır. Fakat bunun ortaya çıkma süresi 1- 2 gündür. Bulantı, kusma, ateş, kramplar, karın ağrıları ve dışkıda kan şeklinde belirtileri görülür.

En ciddi ve ölümcül besin zehirlenmesi clostridium botilinum bakterisinin sebep olduğu zehirlenmedir. Konservelerde, ette, sebze ve meyvede bulunabilir. Felç yapar solunumu engeller ve ölümle sonuçlanır.

Son olarak bacillus cereus adlı bakteriden bahsedebiliriz. Bu bakteri pirinçte bulunur ve besin zehirlenmesine sebep olur, bulantı ve kusmayla kendini gösterir.

Asit içeriği yüksek besinlerde ve yüksek sıcaklıkta bu bakteri türlerinin yaşaması veya üremesi engellenir. Bunlardan korunmak için ne gibi önlemler alabiliriz asıl soru bu. Korunmak için bazı önlemleri hayatımızda kalıcı bir yere koymalıyız. Bu önlemler;

Süt tüketirken sokak sütü olmamasına dikkat etmeliyiz çünkü sokak sütünü bakterilerden arındırmak için kullandığımız geleneksel yöntem olan kaynatma yöntemi sütün besin değerinin düşmesine sebep olurken aynı zamanda gerekli sterilizasyonu da sağlamak mümkün olmayabilir. Salmonella’ya karşı önlem almak istiyorsak sokak sütü yerine pastörize veya UHT yöntemi kullanılarak paketlenmiş süt ve süt ürünleri tercih etmeliyiz.

Anne sütünden sonraki en kaliteli protein olan yumurtayı satın alırken çatlak olmamasına dikkat etmeliyiz ve kullanmadan önce mutlaka yıkamalıyız. Yumurtayı yıkayıp dolaba koymak doğru değildir. Bu şekilde yaptığınız depolama işlemi gözenekerden su alınması nedeniyle yumurtanın bozulmasına sebep olur. Yumurtayı kullanmadan hemen önce yıkamanız doğru olacaktır.

E.coli çiğ veya iyi pişmemiş kıyma, pastörize olmayan süt ve süt ürünleri ve son zamanlarda medyada sıklıkla karşımıza çıkan olumsuz koşullardaki kaynak suları ile bulaşabilir. Bu nedenle güvenilir kaynaklardan su almalısınız, Kişisel hijyene önem vermeli ve pişmemiş et grubu besinlerden uzak durmalısınız.

Etleri pişirirken ideal pişme sıcaklığına gelmesine dikkat etmeliyiz (65°C). Tabi evde yemek yaparken bu sıcaklığı ayarlama şansımız olmayabilir veya dışarıda yediğimiz zaman tam olarak ölçme şansımız olmaz bu sebeple eti iyi pişmiş tercih etmeliyiz.

Yemekleri kızartmak yerine eşit sıcaklıklarla pişiren fırın ve ızgara olarak tercih etmeliyiz.

Pişirip, daha sonra tüketeceğimiz yemekleri oda sıcaklığında tezgah ve/veya ocak üzerinde asla 2 saatten fazla soğumaya bırakmamalıyız. Hava sıcaklıklarının arttığı yaz aylarında pişmiş yemekleri oda sıcaklığında 1 saatten fazla bekletmemeliyiz.

Pestisit ve böcek ilacı nedeniyle zehirlenmeye maruz kalmamak için meyveleri tüketmeden önce bol su ile yıkamalıyız.

Konserve yiyecekleri tüketmeden önce bir miktar ısıtmalıyız.

Bir kereden fazla tekrar ısıtma işlemi yapmamalıyız. Eğer yemek yeniden ısıtma işlemi görecekse yiyeceğimiz miktar ayrılıp ısıtılmalıdır.

Tahıl, kuru baklagil gibi kuru gıdaları nemli ortamlarda bekletmemeliyiz. Kuru ve serin ortamlar bu besinlerde bakteri üremesini engelleyecektir. Ayrıca plastik yerine cam kavanozlarda saklamak da daha uygun olacaktır.

BESİN ZEHİRLENMESİ OLUŞTU İSE;

Herhangi bir şekilde mide bulantısı, kusma, ateş, kramp, karın ağrısı ve kanlı ishal durumlarında en yakın sağlık kuruluşuna gitmek gerekmektedir.

İshal ve kusma durumunda mutlaka dinlenmeli ve temiz su, ayran, maden suyu, şekersiz çay ile sıvı alımınızı arttırmalısınız.

İshaliniz varsa; pirinç lapası, yoğurt, muz, şeftali, haşlanmış patates tüketmelisiniz.

Bilmediğiniz yerlerde yemek tüketiminden kaçınınız.

Etiketler

SağlıkZehirlenmeSağlıklı beslenmebesin zehirlenmeleribesin zehirlenmesi oluşması

Yazar Hakkında

Dyt. Sanem Apa Doğan

Dyt. Sanem Apa Doğan

Dyt. Sanem APA DOĞAN, lisans öncesi öğrenimlerinin ardından Hacettepe Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik bölümünde başladığı eğitimini 2005 yılında başarıyla tamamlayarak Diyetisyen unvanı almıştır. 

Mezuniyet tezi olarak “Üniversite öğrencilerinin beslenme alışkanlıklarının saptanması” başlığı altında araştırma yapmış olan Dyt. Sanem Apa DOĞAN, Beslenme ve Diyetetik alanındaki seminerini ise “Bebeklik, çocukluk ve adolesan döneminde kemik mineral yoğunluğunun ölçülmesi” konusunda vermiştir. Ayrıca üniversite eğitimi sırasında “Yetişkin kadınların folat tüketim durumlarının saptanması” konusunda da çalışma yapmıştır. 2017 Yılı itibarıyla “Down Sendromlu çocukların beslenme durumlarının saptanması” üzerine araştırmalar yapmış, Hacettepe Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Beslenme Bilimleri anabilim dalında yüksek lisans eğitimine devam etmekte olan Dyt. Sanem Apa DOĞAN, Bilim Uzmanlığı tezini “Karaciğer yağlanması olan obez hastalarda ağırlık kaybının etkisinin incelenmesi” üzerine yapmaktadır.

Dyt. Sanem APA DOĞAN, 2005 - 2007 yılları arasında Mezura Kliniği’nde kurumsal wellness çalışmalarının yönetimi ve koordinasyonundan sorumlu Diyetisyen olarak görev almış, aynı zamanda kilo verme, kilo alma, gebelik ve emziklilik beslenmesi, POS da beslenme, menopozda beslenme, diyabet, kalp damar hastalığı gibi kronik hastalıklarda beslenme ve diyet konularında danışanlarına beslenme eğitimi vermiştir. Danışanlarına verdiği beslenme eğitimlerinin yanı sıra gıda sektöründe önemli yeri olan şirketlere ürün geliştirmede danışmanlık, çeşitli şirketlere sağlıklı beslenme seminerleri ve beslenme eğitimi, mönü danışmanlığı (okullar ve özel şirketler) yapmıştır. Ozel bir spor merkezinde spor yapan bireylerin beslenme durumunun kontrolü konusunda diyetisyen olarak bireysel beslenme eğitimi hizmeti sunmuştur.

Mayıs 2008 tarihinde Amerikan Diyetisyenler Derneği’nden “Çocukluk ve Adolesan Döneminde Kilo Kontrolü ve Yönetimi” ile “Yetişkin Kilo Kontrolü ve Yönetimi” Sertifikalarını başarıyla almış olan Dyt. Sanem APA DOĞAN, 2008 Yılında Boston’da Amerikan Diyetisyenler Derneği’nin düzenlediği 24. Kalp Sağlığı ve Spor Beslenmesi konusundaki sempozyuma katılmış, daha sonra Kanada Kanser Derneği’nde gönüllü olarak çalışmış ve kanser hastalarını yakından gözlemleme şansı bulmuştur.

2007 Yılı Kasım ayında Diyabet Diyetisyenliği Kursuna katılım göstermiş ve diyabet konusundaki bilgilerini güncelleyerek “Diyabet Diyetisyeni” olarak çalışma hakkı kazananan Dyt. Sanem APA DOĞAN,  aynı zamanda Türkiye Diyetisyenler Derneği; Amerika Diyetisyenler Derneği; Diyabet, Obezite ve Beslenme Derneği; English High School- Nişantaşı Anadolu Lisesi Mezunlar Derneği, Marmara Rotaract, İstanbul Avcılar ve Atıcılar Kulübü üyesi olan Sanem Apa, bir çok ulusal ve uluslarası kongre ve sempozyuma katılmış, Kanada ve Amerika Birleşik Devletlerinde mesleki gelişimi için çeşitli gözlemlerde bulunduktan sonra kurum diyetisyenliği alanında TÜBİTAK’ta görev almıştır.

Dyt. Sanem APA DOĞAN, mesleki çalışmalarına şu an İstanbul/Ümraniye'de bulunan özel muayenehanesinde devam etmektedir.

Önemli Bilgilendirme

Site içerisinde bulunan bilgiler bilgilendirme amaçlıdır. Bu bilgilendirme kesinlikle hekimin hastasını tıbbi amaçla muayene etmesi veya tanı koyması yerine geçmez.

Benzer Makaleler

Bu uzmanın başka makalesi bulunmamaktadır