Ben, daima “öteki”nin alanındadır.

Ben, daima “öteki”nin alanındadır.

Jacques Lacan

Dil ile karşılaşılan, bir Öteki’nin varlığıdır. Ve bu karşılaşma ayna evresiyle başlamış olur. Bebek anne ile beraber ayna evresini yaşar. Kendisini ya da kendi aksini aynada görünceye kadar, annenin bir uzvu olarak hayatına devam eder. Bir bütünlük duygusu ile hem korunan hem de beslenendir. Aynadaki kendisiyle karşılaşan bebek, bundan sonraki süreçte aynadaki aksi ile özdeşim kurar.

Bu dönem ayna evresidir. Ayna evresi 6 ile 18 aylık olduğu zamanlar arasındadır. Bebeğin gelişimsel olarak özerkliğini kazanmasının başlangıcıdır. Bebek 12. Ayında ise yürümeye başlar ve bu evrenin en önemli özelliği hareketliliktir (yürüme eylemi). Ancak bebek, anneyle arasında optimal bir mesafe bırakır. Yani; ihtiyaç anında anneyi görebilecek, ya da duyabilecek kadar ilerler. Belirli bir dereceye kadar ayrılık kaygısı yaşayan bebek, bu kaygısı arttığı zaman anne ile temas haline geçer ve duygusal olarak yakıtını doldurur. Tekrar keşfe çıkmak için optimal mesafe de uzaklaşır. Yürüme kabiliyeti ile; anne- bebek arasındaki güven, yakınlık, ilgi, mesafe, ayrılık, sahiplenme gibi olgular sınavdan geçer. Bu dönemce, narsisizm yükselme göstermiştir.

Ayna evresi ile imgesel düzenin içinde bulunan bebek, zamanla içinde bulunduğu toplumsal, kültürel ve dilsel ağ olarak ifade edilen simgesel düzenin etkisini ve düzenleyicilerle beraber meydana gelen değişiklikleri daha fazla vurgulamaya başlar. Dilin varlığı, bebek doğmadan ebeveynleri tarafından çocuğa konulacak isim, çocuk hakkında konuşmalar gibi ileriye dönük durumlarını yapılanması açısından önem oluşturmuştur.

Diğer ötekiler ise; çocuğun doğduğu çevresel faktörler, ebeveynin sosyo-kültürel seviyesi gibi olgulardan oluşur. Bu olgular ileriki yaşamında yaşadığı herhangi bir olayda kendisine ve çevresindeki insanlara karşı nasıl ilişkilendiğini belirler. Bekleneni göstermesi ya da göstermediği zamanda yaptıklarının sonuçlarını yaşaması için baskı hisseder. Artık bir özne (birey) oluşundan dolayı, kendi deneyimlerinin harmanlarıyla kendine yabancılaşır. Bu yabancılaşma ile simgesel düzene tabii olan özne ya da Öteki’ye tabii olan özne kendi özgürlüğünü kaybeder. Zorunlu bir seçim durum ile karşılaşıldığı zaman Öteki’ye bağlanır.

Bu makale 24 Kasım 2020 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Psk. Büşra Gök

Psikolog Büşra Gök, Çankaya Üniversitesi İngilizce Psikoloji bölümü mezunuyum. Mezuniyet sonrası özel eğitim ve kurumsal okulda çalıştım. 2018 yılından itibaren aktif olarak danışan görmekteyim. Özgül öğrenme ( Disleksi) bozukluğu için; PREP VE TURKCEMATH eğitimimi tamamladım. Çözüm odaklı terapi, Travma ve Krize müdahale, Cinsel terapi, Aile ve Çift danışmanlığı, Kaygı, depresyon, Panik atak- Panik bozukluk, Motivasyonel, erteleme- tembellik psikolojisi ile yetişkinlerle bireysel çalışmaktayım. Aynı zamanda çocuklar için oyun terapi ebeveyn tutum danışmalığı ve gelişimsel dönemleri takibini yapmaktayım

 

Etiketler
Dil gelişimi
Psk. Büşra Gök
Psk. Büşra Gök
Ankara - Psikoloji
Facebook Twitter Instagram Youtube