Bebekler, hayata gözlerini açtıkları ilk andan itibaren ağlamaya başlarlar. Ağlamak, nefes almak ve beslenmek gibi hayati bir fonksiyondur. Bebekler, doğumdan sonraki ilk üç ay elle tutulur bir neden olmaksızın günde ortalama 2 saat ağlarlar. Ortalamanın aksine bazı bebekler günde üç saatten fazla ağlarlar. Bu aşırı ağlama için ‘‘kolik’’ terimi kullanılır. Koliğin nedenleri hakkında pek çok varsayım vardır. Bunlar ağlamanın nedeninin henüz tam gelişmemiş sindirim sisteminin oluşturduğu karın ağrıları olduğu ya da annenin beslenmesinden kaynaklandığını söyleyen varsayımlardır. Ağlamayı fizyolojik sebeplerle açıklamaya çalışan varsayımlar henüz kanıtlanmamıştır.
BEBEĞİM SAĞLIKLI OLDUĞU HALDE NEDEN AĞLAR?
Fizyolojik varsayımların dışında ağlamayı açıklamaya çalışan psikolojik teoriler de vardır. Bu teoriler bebeklerde ağlamanın iki temel işlevine dikkat çeker. İlk işlevi beslenmek, altının temizlenmesi, kucağa alınmak, üşüdüğünü ya da terlediğini belli etmek ya da ona rahatsızlık veren şeyleri bakım verenlerine iletmektir. Bu durumda anne babaya düşen bebeğin ihtiyacı her neyse onu mümkün olduğunca kısa sürede karşılamaktır. İkinci işlevi ise vücutlarında biriken stres ve gerginliği boşaltma mekanizmasıdır. Bebekler bazen tüm ihtiyaçları karşılandığı, sevilmekten başka bir ihtiyaçları olmadığı halde uzun süre ağlayabilirler. Ağlayarak bastırılmış gerilimlerini boşaltırlar ve bu rahatlamalarına yardımcı olur. Doğdukları andan itibaren ağlamaya başlasalar da ilk birkaç hafta gözlerinden yaş gelmez. Âmâ ağlarken bol miktarda enerji harcarlar, kızarırlar, terlerler. Bu durumda ise, anne babaya düşen ortada bir fiziksel ya da duygusal acı kaynağı varsa onu ortadan kaldırmak, stresi azaltmak, bebeklerini sevgiyle kucaklamak ve ağlamaya devam etmesine izin vermektir.
NEFES ALMANIN, VERMENİN, DIŞKILAMANIN BİR İŞLEVİ VARDIR; GÖZYAŞININ NEDEN OLMASIN?
Ağlamanın, hayatta kalmamıza ve kendimizi daha iyi hissetmemize katkıda bulunan bir işlevi olmasaydı, travma ve strese karşı bir tepki olarak gelişmezdi.
NE TÜR STRESLER BEBEĞİMİ AĞLATIR?
Bebeklik dönemi biz yetişkinlere her ne kadar yaşamın en stressiz ve rahat bölümü gibi gelse de gerçeklerden uzaktır. Bakım verenleri tarafından ne kadar iyi bakılırlarsa bakılsınlar henüz tam olarak gelişmeyen bedenleri, çaresizlikleri ve deneyimsizlikleriyle son derece kırılgandırlar, kolayca strese girebilirler. Araştırmacılar bebeklerin stres düzeyini tükürüklerindeki kortizol miktarıyla ölçerler. Bebeklerde doğumda ve doğumdan hemen sonraki dönemde kortizol düzeyi yüksektir. Bu durum bebekler doğduğunda çok stresli oldukları zamanla streslerinin azaldığını gösteriyor. Doğum öncesi stres, doğum travması, karşılanmamış ihtiyaçlar, uyaran fazlalığı, gelişim dönemlerinin verdiği hüsran duyguları, fiziksel acı ve ürkütücü olaylar bebekler için başlıca stres kaynaklarıdır.
BEBEĞİM AĞLADIĞINDA NE YAPMALIYIM?
Bebeğiniz her zamankinden daha tiz ve farklı bir sesle aşırı ağlamaya başlarsa, bebeğinizin bir sağlık problemi olup olmadığını kontrol etmelisiniz. Bebeğiniz sağlıklıysa ilk yapmanız gereken şey herhangi bir ihtiyacı olup olmadığını anlamaktır. Bebeğinizin beslenme, bez değiştirme ya da uyuma gibi herhangi bir fizyolojik ihtiyacının olmadığından eminseniz ya da ihtiyaçlarını karşıladığınız halde hala ağlıyorsa, ağlamasının sebebi geçmiş acılarından kaynaklanan stresi boşaltma ihtiyacıdır.
Bu durumda yapılacak en kötü şey bebeği ağlarken yalnız bırakmak olur. Ne kadar uzun süre ağlarsa ağlasın ağlarken bebeğinizi kucağınızda tutmanız, ona sevgi, şefkat ve empati duygularınızı aktarmanız, güvende olduğunu hissettirmeniz önemlidir. Bebekleri ağlarken yalnız bırakmamız için pek çok sebep vardır. Bunlardan en önemlileri, bebeklerin dokunulma ihtiyacı, gerilimlerini boşaltabilmeleri için bir başka insanın varlığına olan ihtiyaçları ve ne yaparlarsa yapsınlar kabul edildiklerini bilme ihtiyaçlarıdır.
Bebeğiniz emeklemeye başladıktan sonra, onu kucağınıza almanız gerekmez. Kucağa almak yerine onunla ilgilenip yanına uzanmak, göz teması kurmak ya da sarılmak da faydalıdır.
AĞLAMANIN FAYDALARI NELERDİR?
Bebeklerin travmalarını ağlayarak sindirmelerinin uzun vadeli pek çok yararı vardır. Bunlardan biri yetişkinlik dönemlerinde daha sağlıklı ve sorunlarla daha kolay baş edebilen bir ruhsal duruma sahip olmalarıdır. Günümüzde ülserler, kalp damar problemleri, diyabet ve tümör gibi pek çok hastalığın sebepleri arasında kısmen de olsa stresin de olduğu bilinmektedir. Bir diğeri ise bu sürecin, bebeklerin öğrenmeye daha açık ve uyanık olmalarına yardımcı olmasıdır. Stres birikimi olan çocuklar net düşünemez ya da yeni bilgiler edinme de güçlük çekerler. Gerginlik ve huzursuzluk konsantrasyon süresini kısaltır.
Bebeğiniz çok ağlıyorsa her türlü yardımı alabilirsiniz. Ancak bu dönemin geçici bir dönem olduğunu, bebeğiniz büyüdükçe ağlamalarının azalacağını unutmayın…