Bakış açıcı: bardağın dolu tarafı

Bakış açıcı: bardağın dolu tarafı

Bakış Açıcı: Bardağın Dolu Tarafı         

Kuş bakışı bakmak güzeldir; kuş gibi bakmamak kaydıyla sözü bakmayla görmenin; görmeyle bakış açısının arasındaki bağa vurgu yapar. Ne derece geniş bakabilirsek gerçeğe ilişkin bağımızda o derece kuvvetlenecektir.

Şehre sokaktan bakmak, binadan bakmak, dağdan bakmak ve uçaktan bakmak farklı olmalı. Uzaydan daha da farklı.. Ama bu yeterli midir? Şeyh Sadi’nin bu sözüne göre hayır. Çünkü söz sadece geniş bakmanın değil geniş düşünebilmenin de önemini vurgulamaktadır. Farkındalık ve muhakeme gücü.. Bu gücü sağlamanın pek çok yolu var. En önemli kaynağı öncelikle bilgiye ulaşmak ve sorgulamak olmalı. Çok okuyan mı bilir, çok gezen mi diye sorulan soru bu noktada değerli. Soru iki durumu birbirine rakip gösteriyor ama en çok bilen herhalde hem okuyan, hem de gezen.. Ama okurken eleştiren; gezerken de araştıran ve değerlendiren..

Gerçeği çıplak görmeye çalışmak ve buna göre davranmak için bahsettiğimiz düşünme ve bilgi birikiminin önemi dışında empatiyi de göz önünde bulundurmak gerekir. Empati yani kendini başkasının yerine koyabilmek. Tabi ki başkasının yaşadığı duyguyu hissetmemiz mümkün değildir. Ama anlamaya çalışmak ve karşıdakine bunu hissettirmek bile başka hiçbir şeye gerek olmadan tek başına çoğu zaman anlamlıdır. Empati yeteneğinin insana mahsus olduğunu söyleyebiliriz. . İnsan hata yaptığında bunu değerlendirerek davranışından dolayı pişman olup özür dileyebilir. Ama siz hiç ısırdığından dolayı başka bir aslandan özür dileyen aslan gördünüz mü? Gelişmiş bazı memeli hayvanlarda vicdani unsurlara rastlansa da empati anlamlandırmayı da içine alır. Ancak işin boyutu bu şekilde ‘insani’ görünse de kendi türünü en çok hırpalayanın da yine ‘insani’ idrakin olduğu bakış açısını da kaçırmamak gerekir.

Bakış açısına dair son günlerde sosyal medyada iyi hazırlanmış mizahi görseller var. Hatta daha sonrasında reklamlara da konu olan; annenin gördüğü, gerçekte olan türevi resim ve videolar. Çocuğun hırka girmesini isteyen anne, reklama göre dışarıdaki havayı fırtına-boran görüyorken gerçekte ise hava ortalama değerdedir. Gördüğümüz, görmek istediklerimiz ve gerçekte olanlar.. Bu minvalde mesela âşık olan kişi, sevdiğinin hatalarını bulanık da olsa görür aslında. Ama görmek istediğini ön plana alır. Biraz gördüğünü sorgulasa gerçeğin çok daha farklı olabileceğini fark edecektir. Ama bazen bulanık görmeyi seviyor muyuz acaba?

Depresyona meyilli kişiler olayları olumsuz düşünme  yönlü bakış sergilerler.. Çoğu kişinin verdiği klasik örnekteki gibi bardağın boş kısmını görmeye meyillidirler. Diyeceksiniz ki ama bardak ya gerçekten boşsa? Öyle bile olsa düşüncenin gerçeğe yönelik olması gibi olumluya meyilli olması da bizi güçlü kılacaktır. Karşılaştığımız yaşamsal gerçekler çok ağır bile olsa olumluya yönelik beklentiler olumsuz ortamdan çıkma açısından itici güç sunacaktır.    

Başımıza bir kaza bela gelme olasılığı gerçeği olsa da her gün insanlar risk alır. Bu bana göre olması gerekendir de. Bunun tam tersi evhamlı olan birçok aile yaşamın kendisi işin, çocuğu yaşamdan koparırlar. Bu durum yaşama rağmen, yaşam için, yaşamdan vazgeçmek gibi çelişkilidir. Tabi ki yaşamın risklerine karşı önlem alınmalıdır ama yaşamdan vazgeçmeyerek.     

Her insan hayata kendi gördüğü düzlemde bakar. Bazılarının kişilikleri o kadar ön plandadır ve sabittir ki bu kişilerin sabit fikirliliğini gözlüklerle açıklarız: At gözlüklü, toz pembe gözlüklü gibi.. Ama gerçeğin neresindeyiz, ne kadarını görmek istiyoruz? Ayrıca gerçeği nasıl görmek istiyoruz?

Sevginin düşünceyle harmanlanıp vicdan değirmeninde öğütüldüğü ‘bakış’ın; nereden ve ne derece ‘açısı’ olursa olsun insani kabul edilebilir tarafı vardır. Bakışın özünde bu insani yön sağlandığı sürece her açı değiştirilebilir ve düşünceler yeniden öğrenilebilir. Gerek at gözlüğü ile çok dar açıdan gerek toz pembe bir dünya veya kapkara gözlükle;  gerekse bulanık veya numaralı gözlüklerle..Yeter ki  gönül gözü  iyi yöne doğru bakmaya çalışsın.

 

 

Bu makale 10 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Uzm. Kl. Psk. Yetkin Kuşan

Uzm. KI. Psk. Yetkin Kuşan, İstanbul Üniversitesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Bölümü'nden mezun olduktan sonra Esenyurt Üniversitesi'nde Klinik Psikoloji Eğitimini tamamlamıştır. Ayrıca Avrupa Akreditasyonu Onaylı Bilişsel Davranışçı Psikoterapi Eğitimini,  Prof Dr Mehmet Zihni SUNGUR gözetiminde 2 sene içinde tamamlamıştır. Eğitimi boyunca çeşitli kurum ve kuruluşlara öfke kontrol eğitimleri ve çeşitli seminerler vermiştir.

Ayrıca sosyal yönleri düşük çocuklar için psikolojik danışmanlık hizmetleri sunmuştur. Geçmişte performans psikiyatri, paradigma danışmanlık gibi firmalarla çalışmalar yapan terapist ayrıca Uluslararası Üstün Zekalılar Derneği), Panik Atak Dostları Derneği ve Uzay-Havacılık derneğinde de çalışmalar yapmıştır. Mesleki çalışmalarına PsikEgo Danışmanlık Merkezi'nde devam etmektedir.

Yazarı sosyal medya'da takip edin
youtube
Etiketler
Bilişsel terapi
Uzm. Kl. Psk. Yetkin Kuşan
Uzm. Kl. Psk. Yetkin Kuşan
Antalya - Psikoloji
Facebook Twitter Instagram Youtube