Bağlanma stilleri ve evlilik çatışma arasındaki ilişkinin incelenmesi

Yetişkinlikte romantik ilişkilerdeki bağlanma boyutlarını incelemek için; öncelikle insanın bebeklik döneminden yaşamının sonuna kadarki bağlanma sürecinden söz etmek gerekir. Yaşamın ilk yıllarında birincil bakım veren ile kurulan bağ, sonraki yıllarda birey olarak kişinin sosyal yaşantısını bununla beraber duygusal ve toplumsal gelişimini de etkileyen belirleyici bir faktör oluşturur. Ebeveynleriyle birlikte yaşayan kişilerin birçoğu ebeveynlerinin çatışmasını gözlemlemiştir. Bu kişiler için stres kaynağı olabilecek bu çatışma, bireyin çatışmayı anlaması ve baş edebilmesi için tepki vermesine sebep olabilmektedir. Konuyla ilgili yapılan çalışmalarda genellikle çocukların oluşturduğu örneklemler mevcut olduğundan dolayı üniversite öğrencilerinin genç yetişkinler örneklemini oluşturarak bu araştırmanın ilgili literatürüne katkıda bulunması amaçlanmıştır. Bu araştırma bağlanma stilleri ve evlilik çatışma algısı arasındaki ilişkinin incelenmesi amacıyla yapılmıştır. Araştırmada bağlanma stillerini ölçmek için “Yakın İlişkilerde Yaşantılar Envanteri 2” ve kişilerin ebeveynlerinin çatışmasını nasıl algıladığını ölçmek için “Çocuklarda Evlilik Çatışma Algısı Ölçeği” kullanılmıştır. Katılımcıların sosyo-demografik bilgilerine ulaşabilmek için cinsiyetin, yaşın ve ilişki durumlarının sorulduğu Demografik Bilgi Formu araştırmacı tarafından oluşturulmuştur. Çalışmanın örneklemi kartopu yöntemi ile e-survey üzerinden seçkisiz biçimde 18-28 yaş aralığında olan kişilerden oluşturulmuştur. Toplam olarak 192 kişiye ulaşılmış olup toplanan verilerle öncelikle Bağlanma Stilleri ölçeğinin Kaygılı bağlanma boyutu ve kaçıngan bağlanma alt boyutuna, Evlilik Çatışma Algısı ölçeğinin de Çatışma, Algılanan Tehdit ve Kendini Suçlama boyutlarının normallik dağılımı incelenmiştir ve normal dağılım olduğu bulunmuştur ardından korelasyon analizi uygulanarak SPSS 20 istatistik paket programı ile değerlendirilmiştir. katılımcıların %63.4’ünü oluşturan Kadınların sayısı toplam olarak 130’dur. Erkek katılımcılar ise %36.6’unu oluşturarak toplam 75 kişiden oluşmuştur. Katılımcıların %51.2’si Üniversite Okuyor %46.8’i Üniversiteden Mezun ve %2’si de Yüksek Lisans/Doktora yapmaktadır. Katılımcıların %46.3’ünün İlişkisi Var olarak bulunmuş olup %41.5’inin İlişkisi Yoktur ve Diğer seçeneğini işaretleyenlerin sayısı ise %12.2’dir. Elde edilen verilerle yapılan Korelasyon Analizi sonucunda Kaygılı Bağlanma ile Kaçıngan bağlanma arasında anlamlı ve olumlu bir ilişki olduğu bulunmuştur. Kaçıngan Bağlanma ile Çatışma Algısı arasında anlamlı ve olumsuz bir zayıf ilişki bulunmuştur. Çatışma Algısı ile Algılanan Tehdit arasında anlamlı ve olumlu bir ilişki bulunmuştur. Algılanan Tehdit ile Kendini Suçlama arasında anlamlı ve olumlu zayıf ilişki bulunmuştur.

Bağlanma stilleri ve evlilik çatışma arasındaki ilişkinin incelenmesi

 

 

T.C

İSTANBUL GEDİK ÜNİVERSİTESİ 

LİSANSÜSTÜ EĞİTİM ENSTİTÜSÜ

 

 

 

BAĞLANMA STİLLERİ VE EVLİLİK ÇATIŞMA ARASINDAKİ İLİŞKİNİN İNCELENMESİ

 

 

 

YÜKSEK LİSANS DÖNEM PROJESİ

DİLARA YETİMOĞLU

 

 

KLİNİK PSİKOLOJİ 

 

Proje Danışmanı : DR. ÖĞR. ÜYESİ NURGÜL YAVUZER

OCAK 2O23

 

 

 

 

T.C

İSTANBUL GEDİK ÜNİVERSİTESİ 

LİSANSÜSTÜ EĞİTİM ENSTİTÜSÜ

 

 

 

BAĞLANMA STİLLERİ VE EVLİLİK ÇATIŞMA ARASINDAKİ İLİŞKİNİN İNCELENMESİ

 

 

 

YÜKSEK LİSANS DÖNEM PROJESİ

DİLARA YETİMOĞLU

(211288025)

 

 

KLİNİK PSİKOLOJİ 

 

Proje Danışmanı : DR. ÖĞR. ÜYESİ NURGÜL YAVUZER

OCAK 2O23

 

İÇİNDEKİLER  

      Sayfa

 

ÖZET…………………………………………………………………………………………4

1. GİRİŞ…………………………………………………………………………………5-6-7-8

1.1 Çalışma Konusu………………………………………………………………….5-6

1.2 Tezin Amacı……………………………………………………………………...7

1.3 Literatür Araştırması…………………………………………………………..…7-8

1.4 Hipotez……………………………………………………………………………8

2. YÖNTEM…………………………………………………………………………….9

2.2 Örneklem…………………………………………………………………………9

2.3 Veri. Toplama Araçları……………………………………………………..……9

2.3.1 Demografik Bilgi Formu…………………………………………………9

2.3.2 Yakın İlişkilerde Yaşantılar Envanteri II…………………………………9-10

2.3.3 Çocukların Evlilik Çatışma Algısı Envanteri……………..………………10

3. İŞLEM…………………………………………………………………………11

4. BULGULAR…………………………………………………………………………12

4.1 Demografik Değişkenler………………………………………………………….12

4.2 Betimsel İstatistik …………………………………………………………………13

4.3 Normallik Testi………………………………………………………………….13

4.4 Korelasyon Analizi…………………………………………………………………14

     5. TARTIŞMA…………………………………………………………………………15

KAYNAKLAR…………………………………………………………………………16-17

EKLER…………………………………………………………………………18-19-20-21-22

ÖZGEÇMİŞ……………………………………………………………………………23

 

 

 

BAĞLANMA STİLLERİ VE EVLİLİK ÇATIŞMA ARASINDAKİ İLİŞKİNİN İNCELENMESİ

 

ÖZET

Yetişkinlikte romantik ilişkilerdeki bağlanma boyutlarını incelemek için; öncelikle insanın bebeklik döneminden yaşamının sonuna kadarki bağlanma sürecinden söz etmek gerekir. Yaşamın ilk yıllarında birincil bakım veren ile kurulan bağ, sonraki yıllarda birey olarak kişinin sosyal yaşantısını bununla beraber duygusal ve toplumsal gelişimini de etkileyen belirleyici bir faktör oluşturur. Ebeveynleriyle birlikte yaşayan kişilerin birçoğu ebeveynlerinin çatışmasını gözlemlemiştir. Bu kişiler için stres kaynağı olabilecek bu çatışma, bireyin çatışmayı anlaması ve baş edebilmesi için tepki vermesine sebep olabilmektedir. Konuyla ilgili yapılan çalışmalarda genellikle çocukların oluşturduğu örneklemler mevcut olduğundan dolayı üniversite öğrencilerinin genç yetişkinler örneklemini oluşturarak bu araştırmanın ilgili literatürüne katkıda bulunması amaçlanmıştır. Bu araştırma bağlanma stilleri ve evlilik çatışma algısı arasındaki ilişkininincelenmesi amacıyla yapılmıştır. Araştırmada bağlanma stillerini ölçmek için “Yakın İlişkilerde Yaşantılar Envanteri 2” ve kişilerin ebeveynlerinin çatışmasını nasıl algıladığını ölçmek için “Çocuklarda Evlilik Çatışma Algısı Ölçeği” kullanılmıştır.Katılımcıların sosyo-demografik bilgilerine ulaşabilmek için cinsiyetin, yaşın ve ilişki durumlarının sorulduğu Demografik Bilgi Formu araştırmacı tarafından oluşturulmuştur. Çalışmanın örneklemi kartopu yöntemi ile e-survey üzerinden seçkisizbiçimde 18-28 yaş aralığında olan kişilerden oluşturulmuştur.Toplam olarak 192 kişiye ulaşılmış olup toplanan verilerleöncelikle Bağlanma Stilleri ölçeğinin Kaygılı bağlanma boyutu ve kaçıngan bağlanma alt boyutuna, Evlilik Çatışma Algısı ölçeğinin de Çatışma, Algılanan Tehdit ve Kendini Suçlama boyutlarının normallik dağılımı incelenmiştir ve normal dağılım olduğu bulunmuştur ardından korelasyon analizi uygulanarak SPSS 20 istatistik paket programı ile değerlendirilmiştir. katılımcıların%63.4’ünü oluşturan Kadınların sayısı toplam olarak 130’dur. Erkek katılımcılar ise %36.6’unu oluşturarak toplam 75 kişiden oluşmuştur. Katılımcıların %51.2’si Üniversite Okuyor %46.8’i Üniversiteden Mezun ve %2’si de Yüksek Lisans/Doktora yapmaktadır. Katılımcıların %46.3’ünün İlişkisi Var olarak bulunmuş olup %41.5’inin İlişkisi Yoktur ve Diğer seçeneğini işaretleyenlerin sayısı ise %12.2’dir. Elde edilen verilerle yapılanKorelasyon Analizi sonucunda Kaygılı Bağlanma ile Kaçıngan bağlanma arasında anlamlı ve olumlu bir ilişki olduğu bulunmuştur. Kaçıngan Bağlanma ile Çatışma Algısı arasında anlamlı ve olumsuz bir zayıf ilişki bulunmuştur. Çatışma Algısı ile Algılanan Tehdit arasında anlamlı ve olumlu bir ilişki bulunmuştur. Algılanan Tehdit ile Kendini Suçlama arasında anlamlı ve olumlu zayıf ilişki bulunmuştur.

 

 

Anahtar Kelimeler: Bağlanma Stilleri, Evlilik Çatışma Algısı

 

 

 

 

 

1. GİRİŞ

1.1 Çalışma Konusu

        Yetişkinlikte romantik ilişkilerdeki bağlanma boyutlarını incelemek için; öncelikle insanın bebeklik döneminden yaşamının sonuna kadarki bağlanma sürecinden söz etmek gerekir (Bodur, Soysal ve Şenol, 2005). Yaşamın ilk yıllarında birincil bakım veren ile kurulan bağ, sonraki yıllarda birey olarak kişinin sosyal yaşantısını bununla beraber duygusal ve toplumsal gelişimini de etkileyen belirleyici bir faktör oluşturur (Yıldız, 2008). Birçok araştırmaya göre; yaşamın ilk yıllarında birincil bakım veren ile kurulan bağ, sonraki yıllarda birey olarak kişinin sosyal yaşantısını bununla beraber duygusal ve toplumsal gelişimini de etkileyen belirleyici bir faktör oluşturur (Yıldız, 2008). İnsanın kişiliğinin temeli hayatının başlangıcından beri atılır fakat tam olarak biçimlenmesi yetişkinlik çağının sonlarını bulur. Bireyin kişiliği bakım veren ile aile ortamında biçimlenir. Bakım veren-çocuk arasındaki ilişki ileriki yıllardaki kişiliğin oluşmasındaki çok büyük bir etkendir. Freud bu konuda ilk yorum yapan kişi olarak çocukluk zamanındaki bağlanma stillerinin ileriki yaşantıdaki bir rol-model oluşumundan bahseder. Ardından bu görüşü benimseyen ve geliştiren John Bowlby’dir. Bowlby’e göre bakım veren ve çocuk arasındaki ilişkinin biçimlenmesiyle bağlanma stilleri oluşur. Bebekler ihtiyaçlarının fiziksel veya duygusal anlamda ne kadar karşılandığına bağlı olarak temel güven veya güvensizlik kurulur.  Bebeğin bakım veren ile ayrıldığında yaşadıkları duygu durumunu, ve onlara nasıl bağlandığını tanımlamak için bu kuramı ortaya çıkarmıştır. Bağlanmanın içinde mutluluk, güven gibi etkenlerin önemli olduğu ve ilk andan itibaren bağlanma davranışının kişinin bütün hayatını etkilediği öne sürülmüştür. Bowlby’e göre bebek bakım verenden uzak kaldıkları zaman bir takım tepkiler gösterebilmektdirler. Bunlardan ilki bakım veren kişiye karşı koymaktır ağlama, bakım vereni arama gibi davranışlar içerir. İkinci tepki  çaresiz olmaktır, bebek diğerlerine cevap vermeyi keser ve üzülür. Üçüncüsü ise kopmadır, bebek bakım verenle yeniden buluştuğunda onu görmezden gelir ve kaçınma davranışlarını gerçekleştirir (Arıcan, 2019). Bu konuyla ilgili ilk araştırmaları yapan Mary Ainsworth bebeklerin bakım verenden ayrılma tepkilerini incelemiştir. Bu araştırma sonucunda bebekler güvenli, kaçıngan, kaygılı olarak üç kategori oluşturulmuştur. Bebeğin güvenli bağlanma stililine sahip olan ebeveynler çocuklarının tepkilerine duyarlılardır. Kaçıngan bağlanmada ise ebeveynler daha duyarsızlardır ve çocuklarına fiziksel temas çok göstermezler ve onu rahatlatmak için çabalamazlar. Kaygılı bağlanma stiline sahip bebeğe sahip olan ebeveynlerin davranışı ise kendi ihtiyaçlarına çocukların ihtiyaçlarından daha önem vermektedirler. Ebeveyn çocuğun ihtiyaçlarını görür ve bunu karşılarsa, çocuk güvenli bağlanma geliştirerek kendisinin sevildiğini anlar (Karakuş, 2012). Bebek bakım veren ile kurduğu bağlanma stiline benzeyen eş seçimlerinde bulunabilirler. Ebeveynlerin arasındaki sorunlar arttıkça çocuklarının ihtiyaçlarını görme ve karşılama ihtimalleri düşmekte ve çocuk-aile ilişkisi olumsuz olarak biçimlenmektedir böylece çocuğun güvenli bağlanma ihtimali düşmektedir. Sosyal öğrenme kuramına göre çocuk ebeveynlerini gözlemler ve evliliğe dair olan düşüncelerini ve eylemlerini öğrenir ve yetişkinlik hayatında bunları gerçekleştirdiği söylenmektedir. Güvenli bağlanmaya sahip bireyler insanlara karşı yakınlaşabilir ve bundan rahatsız olmazlar, terkedilmek ile ilgili endişeleri de olmaz. Bu kişiler çoğunlukla insanlar için olumlu düşünürler ve partnerleriyle yakın olmak konusunda endişelenmezler. Kaçınan bağlanmaya sahip bireyler ise insanlarla temastan kaçarlar ve bundan rahatsız olurlar. Kaygılı bağlanmaya sahip bireyler yeterince sevilmediklerini düşünürler ve sürekli partnerlerini kaybetme korkusunda oldukları için partneriyle yakın olmak isterler (Arıcan, 2019).

Güvenli bağlanan bireyler duygular konusunda farkındalık sahibi olma, problemlerinin farkına varma, başedebilme becerisine sahip olma gibi etkenlere sahipken kaçınan bağlanan bireyler de olumsuzlukları görmezden gelen gibi etkenlere sahiptirler.  Kaygılı bağlanan bireyler de ise diğer insanlardan kaçma ve olumsuzluklarla baş edememe görüldüğü belirlenmiştir. 

     Ebeveynleriyle birlikte yaşayan kişilerin birçoğu ebeveynlerinin çatışmasını gözlemlemiştir (Rodop, 2015). Bu kişiler için stres kaynağı olabilecek bu çatışma, bireyin çatışmayı anlaması ve baş edebilmesi için tepki vermesine sebep olabilmektedir. Çatışmanın kişiyi ne yönden etkilediğinin araştırılması için kişinin algısının ve çatışmaya olan tepkisinin önemli olduğu belirtilmiştir. Kişinin çatışmaya şahit olmasından daha önemli bir etken olan kişinin o çatışmayı nasıl algıladığı konusuna odaklanılmış olup bilişsel bir değerlendirmeden bahsedilmiştir. Böylece, bilişsel bağlamsal model ortaya konulmuştur. Bu model doğrultusunda ailesinin çatışmasına maruz bırakılan çocuğun ileriki yaşantısında çatışmaya maruz kalma ve çatışma yaşama beklentisini belirleyen etkenlere yoğunlaşılmıştır(Altınok, Özer, Set ve Beyoğlu, 2017). 

 

1.2 Tezin Amacı

Bağlanma Stilleri ile Evlilik Çatışma Algısı arasındaki ilişkiye dair kısıtlı araştırmalar vardır Literatüre bakıldığında iki değişkenin ayrı olarak diğer değişkenlerle ilgili birçok araştırma mevcuttur. Fakat üniversite öğrencilerinin örneklemini oluşturduğu evlilik çatışma algısı ile ilgili yeterli araştırmalar mevcut değildir. Konuyla ilgili yapılan çalışmalarda genellikle çocukların oluşturduğu örneklemler mevcut olduğundan dolayı üniversite öğrencilerinin genç yetişkinler örneklemini oluşturarak bu araştırmanın ilgili literatürüne katkıda bulunması amaçlanmıştır.

 

1.3 Literatür Araştırması

Araştırma sonucunda erkeklerin kadınlardan daha fazla kaçınan bağlanma  stiline sahip oldukları, kadınların erkeklerden daha fazla korkulu bağlanma stiline sahip oldukları bulunmuştur. Keklik (2011) araştırması sonucunda, erkeklerin kadınlara kıyasla daha fazla kaçınan bağlanma biçimine sahip olup kadınların ise kaygılı bağlanma biçimine sahip olduğu bulunmuştur. (Powers, Pietromonaco, Gunlicks ve Sayer, 2006) tarafından yapılan yetişkin çiftlerle gerçekleştirilen bir araştırma sonucunda  güvensiz bağlanmada kadınlar ve erkekler arasında anlamlı bir farklılaşma olduğu bulgulanmıştır. Erözkan (2011) üniversite öğrencileriyle yapmış olduğu araştırma sonucunda bağlanma biçimlerinin cinsiyetler açısından farklılaştığını saptamıştır (Çelikkaleli, Avcı, 2016). Konyalıoğlu (2002) araştırma üniversite öğrencileri ile gerçekleştirilmiştir olup sonuç olarak erkek öğrencilerin kadın öğrencilere göre daha çok güvenli, kaçınan ve kaygılı bağlanma stillerini geliştirmekte olduğunu belirtmiştir (Ünlü, 2015).

(Gyrch, 1998) araştırma sonucunda kızların erkeklere göre daha çok olumsuz tepkiler verdikleri saptanmıştır. (Gordis ve arkadaşları 2001) Çalışmasında ise ebeveynlerin arasında düşmanca bir ilişki olduğu zamanlarda erkeklerin kızlara oranla daha çok davranışsal sorunlar ortaya çıkardıklarını gözlemlemişlerdir. (Crockenberg, Langrock, 2001) ise iki cinsiyetinde ebeveyn çatışma olaylarına olumsuz tepkiler verdiklerini, fakat kızların erkeklerden daha farklı şekilde kızgınlık, üzüntü ve korku tepkilerini daha çok gösterdikleri bulunmuştur. (Jouriles ve arkadaşları, 1991) 5 sene süren boylamsal çalışma sonucunda evlilik çatışmaları ve çocuk uyumu arasındanki ilişkiyi incelemiş ve cinsiyete göre bir farklılaşma bulunmamıştır. Aynı şekilde (Cummings ve arkadaşları, 1981) cinsiyete göre ebeveynlerin çatışmasına verilen tepkileri incelediklerinde cinsiyetler arası farklılık bulunmamıştır (Şendil, Kızıldağ, 2003). Hazan ve Shaver çalışmalarına bakılacak olursa yetişkinler üzerindeki bu çalışmannın sonucunda bireylerin %56’sı güvenli , %25’i kaçıngan ve %19’u da kararsız olarak bulunmuştur. Ek olarak güvenli bağlanmaya sahip bireyler diğer insanların da güvenilir olduğunu belirtmiştir (Arıcan, 2019).Sardoğan ve arkadaşları (2007) tarafından yapılan çalışma sonucunda güvensiz bağlanma geliştiren çocukların güvenli bağlanma geliştiren çocuklara göre; ebeveynleri arasındaki çatışmaları daha negatif olarak değerlendirdiklerine, daha çok tehdit algıladıklarına ve kendilerine yönelik daha çok suçlama yaptıklarına ulaşılmıştır (Ünlü, 2015).

 

1.4 Hipotez 

H0: Bağlanma Şekilleri ile Evlilik Çatışma Algısı arasında bir ilişki yoktur.

H1: Bağlanma Şekilleri ile Evlilik Çatışma Algısı arasında bir ilişki vardır.

 

 

 

 

2. YÖNTEM

2.2 Örneklem:

Bu araştırmanın örneklemi seçkisiz biçimde 18-28 yaş aralığında olan kişilerden oluşturulmuştur.. Örneklem kartopu yöntemiyle e-survey üzerinden toplanmıştır. katılımcıların %63.4’ünü oluşturan Kadınların sayısı toplam olarak 130’dur. Erkek katılımcılar ise %36.6’unu oluşturarak toplam 75 kişiden oluşmuştur. Katılımcıların %51.2’si Üniversite Okuyor %46.8’i Üniversiteden Mezun ve %2’si de Yüksek Lisans/Doktora yapmaktadır.Katılımcıların %46.3’ünün İlişkisi Var olarak bulunmuş olup %41.5’inin İlişkisi Yoktur ve Diğer seçeneğini işaretleyenlerin sayısı ise %12.2’dir

 

2.3 Veri Toplama Araçları:

Bu çalışma nicel araştırma özelliklerine uygun olarak yapılmıştır..Araştırmada katılımcı olmak gönüllülük esasına dayalıdır ve bu amaçla katılımcılara Bilgilendirilmiş Onam Formu (EK A) verilmiştir. Kişilerin yaş, cinsiyet bilgilerine ulaşmak için Demografik Form verilmiştir (EK B). Bağlanma stillerini ölçmek amacıyla Yakın İlişkilerde Yaşantılar Envanteri II (EK C), ve kişilerin ebeveynlerinin çatışmasındaki algısını ölçmek için Çocuklarda Evlilik Çatışması Algı Ölçeği (EK D) verilmişktir.

 

2.3.1 Demografik Bilgi Formu: 

Araştırmacı tarafından hazırlanmış olan bilgi formu kişilerin cinsiyet, yaş, eğitim durumu, ilişki durumu bilgilerini öğrenmeyi amaçlayan sorulardan oluşturulmuştur.                                                                                                                       

2.3.2 Yakın İlişkilerde Yaşantılar Envanteri II:

Fraley ve arkadaşları tarafından (2000) geliştirilen Yakın İlişkilerde Yaşantılar Envanteri 2 Sümer tarafından (2005) Türkçe’ye uyarlanmıştır. Toplam 36 maddeden oluşmaktadır. Çift sayılar olan toplam 18 madde, kaçınma boyutunu ölçmekte iken, tek sayılar olan diğer 18 madde ise kaygı boyutunu ölçmektedir. Kaçınma boyutunun örnek maddesi “Birlikte olduğum kişinin sevgisini kaybetmekten korkarım” iken, kaçınma boyutunun örnek maddesi ise “Romantik ilişkide olduğum kişilere güvenip inanmak bana zor gelir” şeklindedir. Katılımcılar her bir maddeyi yanıtlarken romantik partnerlerine yönelik duygu ve düşüncelerini ne şekilde yansıttığını değerlendirmek için 7’li likert üzerinden hesaplanmıştır (1= hiç katılmıyorum, 7=tamamen katılıyorum).  Kaygı ve kaçınma boyutlarını ölçen maddeler kendi aralarında ayrı ayrı toplanarak ortalamaları alınıp her katılımcı için kaygı ve kaçınma boyutlarının puanlanması yapılmaktadır. Ölçekte yer alan kaçınma ve kaygı boyutlarına göre 4 bağlanma stiline yönelik karar verilmektedir. Her iki boyuttan düşük alanlar için sonuç güvenli bağlanma, sadece kaygı boyutundan düşük, kaçınma boyutundan yüksek puan alan kişiler ise kayıtsız olarak sonuçlanırken, kaygı boyutundan yüksek, kaçınma boyutundan düşük puana sahip olanlar saplantılı olarak bulunmuş olup, her iki boyuttan yüksek puan alan kişilerin ise korkulu bağlanma boyutuna sahip oldukları şeklinde sınıflandırılmıştır.

Ölçekte ters kodlanan maddeler vardır.Bu maddeler; 4, 8, 16, 17, 18, 20, 21, 22, 24, 26, 30, 32, 34, 36.

Kaçınma ve kaygı boyutları yüksek düzeyde iç tutarlığa sahiptir, Cronbach alfa kat sayıları için, kaçınma boyutu .90 ve kaygı boyutu .86’dır.

Test-tekrar test sonucunda kaygı boyutunun .82 ve kaçınma boyutunun .81 olduğu ve test-tekrar test güvenirliğinin olduğu saptanmıştır. 

 

2.3.3 Çocukların Evlilik Çatışmasını Algısı Ölçeği

Grych, Seid ve Fincham (1992) tarafından bilişsel-bağlamsal teori kapsamında çocukların ebeveynlerinin çatışmasını nasıl algıladıklarını belirlemek amacıyla oluşturulmuş olup Türkçe’yeuyarlaması ve geçerlik güvenirlik çalışması Ulu ve Fışıloğlu(2004) tarafından 9-12 yaş arası çocuklara uygulanmıştır. 35 maddeden oluşur. Çatışma Özellikleri, Algılanan Tehdit, Kendini Suçlama olarak 3 alt ölçekten oluşmaktadır. Çatışma Özellikleri boyutu örnek madde “Annem-babam evde sıkça birbirlerinden şikayet ederler” ,  algılanan tehdit boyutu örnek madde “Annem-babam tartıştıklarında bana ne olacak diye endişelenirim” , kendini suçlama boyutu örnek madde  “Annem-babamın tartışmaları genellikle benim suçumdur”  Katılımcılardan her madde için “doğru, bazen/biraz doğru, yanlış” seçeneklerinden birinin işaretlenmesi istenmektedir. Doğru 2 puan, bazen/biraz doğru 1 puan ve yanlış 0 puandır. Yüksek puanlar olumsuzluğu ifade eder. Ölçeğin iç tutarlılığı tüm ölçek için .85’tir. Ölçeğin üniversite örneklemi için geçerliliğinin sınanması amacıyla Şendil (2016) tarafından faktör analizi yapılmış olup sonucunda ortaya çıkan bu 3 faktör ve faktörlere yüklenen maddelerin özgün ölçekteki yapıyla benzerliğine rastlanmıştır. Böylece 3 faktör özgün ölçekteki gibidir. Sonuç olarak üniversite örnekleminde kullanılması için geçerli ve güvenilir bir ölçek olduğu bulunmuştur.

 

 

3. İŞLEM

Katılımcılara ölçekler internet üzerinden kurulan iletişim ile Surveymonkey isimli internet sitesi aracılığıyla ulaştırılmıştır.Katılımcılara araştırmanın amacını, gizlilik esaslarını, tahmini süresini içeren Bilgilendirilmiş Onam Formu verilmiştir. Katılımcıların yaş, cinsiyet bilgileri öğrenmek için araştırmacı tarafından oluşturulan Demografik Bilgi Formu verilmiştir. Yetişkin İlişkilerde Yaşantılar Envanteri II, ve Evlilik Çatışma Algısı Ölçeği verilerek doldurulması istenmiştir. Toplanan verilerlerle korelasyon analizi yapılarak SPSS 20 istatistik paket programı ile değerlendirilmiştir.

 

 

 

4. BULGULAR

4.1 Tablo 1. Demografik Değişkenler

Boyut                        Değer                            Sayı                        Yüzde (%)

Cinsiyet                    Kadın                             130                             %63.4

                                 Erkek                              75                               %36.6

                                 Toplam                           205                             %100

Eğitim Durumu       Üniversite Okuyor            105                              %51.2

                                Mezun                              96                               %46.8

                                Yüksek Lisans/Doktora   4                                 %2

                               Toplam                            205                               %100

İlişki Durumu           İlişkisi Var                      95                                %46.3

                                 İlişkisi Yok                    85                                %41.5

                                 Diğer                              25                                %12.2

                                 Toplam                         205                               %100

Tablo 1’e bakıldığında katılımcıların %63.4’ünü oluşturan Kadınların sayısı toplam olarak 130’dur. Erkek katılımcılar ise %36.6’unu oluşturarak toplam 75 kişiden oluşmuştur. Katılımcıların %51.2’si Üniversite Okuyor %46.8’i Üniversiteden Mezun ve %2’si de Yüksek Lisans/Doktora yapmaktadır.

Katılımcıların %46.3’ünün İlişkisi Var olarak bulunmuş olup %41.5’inin İlişkisi Yoktur ve Diğer seçeneğini işaretleyenlerin sayısı ise %12.2’dir

 

 

İstatistik

4.2 Tablo 2. Betimsel İstatistik 

 

 

Yaş                     Ortalama                      23.1692

                         Trimmed Ortalama        23.0000

                         Minimum                       19.00

                         Maximum                       28.00

Tablo 2’de görüldüğü üzere Yaş değişkeninin Ortalamadeğer ve Trimmed Ortalama değeri arasında belirgin birfarklılık                              görülmemektedir.

 

4.3 Tablo 3. Normallik Testi

 

Statistic                        Kolmogorov- Sminow df                Sig.

KAYGI BOYUTU           .086                                   172                                           .000

KAÇINGAN BOYUTU   .067                                   172                                           .000

 

ÇATIŞMA BOYUTU     .102                                   172                                           .000

TEHDİT BOYUTU         .119                                  172                                           .000

SUCLAMA BOYUTU.   .113                                172                                             .000

 

 

 

Bağlanma Stilleri ölçeğinin Kaygılı bağlanma boyutu ve kaçıngan bağlanma alt boyutuna, Evlilik Çatışma Algısı ölçeğinin de Çatışma, Algılanan Tehdit ve Kendini Suçlama boyutlarının normallik dağılımı incelenmiştir. Tablo 3’de göreceğimiz üzere anlamlılık düzeyinebakacak olursak p>.05 olduğundan dolayı anlamlı olarakbulunmuştur. Buna                        göre dağılımın, normal dağılım olduğunu söyleyebiliriz.

 

4.4  Tablo 4. Bağlanma Şekilleri ve Evlilik Çatışma Algısı Arasındaki Korelasyon Analizi

 

Değişkenler         n         M                   SD           1        2             3           4        5

KAYGILI            192       52.2919        14.559     ___.    .459**     -.101       -078   .097 

KAÇINGAN       192        69.7990       17.362     .459**   __       -.237**  -.125   .037

ÇATIŞMA          192       35.6390        5.785    -.101    -.237**     ___     .696**  .622**

TEHDİT             192        18.5961        2.732    -.078   -.125   .696**         ___    .329**

SUÇLAMA        192       18.2842         3.267   .097     .037  .622**       .329**      ___

*p<.05, **p<.001

Tablo 4’de görüldüğü üzere yapılan Korelasyon Analizi sonucunda Kaygılı Bağlanma ile Kaçıngan bağlanma arasında anlamlı ve olumlu bir ilişki olduğu bulunmuştur, (r=.459, p<.05.) Kaçıngan Bağlanma ile Çatışma Algısı arasında anlamlı ve olumsuz bir zayıf ilişki bulunmuştur, (r=-.237,p<.05.) Çatışma Algısı ile Algılanan Tehdit arasında anlamlı ve olumlu bir ilişki bulunmuştur, (r=.696,p<.05). Algılanan Tehdit ile Kendini Suçlama arasında anlamlı ve olumlu zayıf ilişki bulunmuştur,(r=.329, p<.05).

 

 

 

 

5. TARTIŞMA

Yapılan analizler sonucunda Bağlanma Şekilleri ile Evlilik Çatışma Algısı arasında yüksek düzeyde anlamlı bir ilişki bulunmamış olup orta veya düşük düzeyde anlamlı ilişkiler bulunmuştur. Araştırmanın kısıtlılıkları, ölçek maddelerinin fazlalığından dolayı katılımcı bulma zorluğu ve katılımcıların sıkılarak yanıtlaması olabilir. Araştırmanın anketi internet iletişimi ile dağıtıldığı için kişilerin maddeleri yanıtlarken doğru işaretleyip işaretlemedikleri araştırmacı tarafından kesin olarak bilinememektedir. Katılımcılar araştırmaya gönüllü olarak katılsalar da maddeleri okumadan yanıtlamış olabilirler. Bu araştırma bağlanma stilleri, evlilik çatışma algısı konuları ile ilgili ileride yapılacak çalışmalara bu kısıtlılıklar göz önünde bulundurularak ek bir kaynak olarak kullanılabilir. Örneklem sayısını çoğaltarak genellenebilirliğin arttırılması önerilmektedir.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

KAYNAKÇA

 

ALTINOK, A., Ömer, Ö. Z. E. R., Zeynep, S. E. T., & BAYOĞLU, F. (2017). ANNE-BABA ÇATIŞMASI: TÜRKİYE DEKİ ÇALIŞMALAR ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME. Akademik Bakış Uluslararası Hakemli Sosyal Bilimler Dergisi, (59), 329-345.

 

Arıcan, B. KUŞAKLAR ARASI BAĞLANMA STİLLERİNİN ALGILANAN EVLİLİK ÇATIŞMASI VE DUYGUSAL GÜVENLİK AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ.

 

ÇELİKKALELİ, Ö., & Raşit, A. V. C. I. (2016). Üniversite Öğrencilerinin Cinsiyet ve Toplumsal Cinsiyet Rollerine Göre Bağlanma Biçimlerinin İncelenmesi. Journal of Computer andEducation Research, 4(7), 103-125.

 

Karakuş, Ö. (2012). ERGENLERDE BAĞLANMA STİLLERİ VE YALNIZLIK ARASINDAKİ İLİŞKİ. Toplum ve Sosyal Hizmet, 23(2), 33-46.

Rodop, Ş. (2015). Çocuklarda kardeş ilişki kalitesi, uyum problemi, çatışma algısı ve ebeveyn kabul-reddi arasındaki ilişkilerin incelenmesi (Master's thesis).

Soysal, A. Ş., Bodur, Ş., İşeri, E., & Şenol, S. (2005). Bebeklik dönemindeki bağlanma sürecine genel bir bakış. Klinik Psikiyatri, 8(2), 88-99.

 

Şendil, G., & Kızıldağ, Ö. (2003). Çocuk ve ergenlerde ebeveyn evlilik çatışması algısı. Çocuk ve Gençlik Ruh Sağlığı Dergisi, 10(2), 58-66.

 

Ünlü, F. (2015). Ebeveyni boşanmış bireylerde; benlik saygısı, yalnızlık ve bağlanma stilleri arasındaki ilişkinin incelenmesi (Master's thesis, Sosyal Bilimler Enstitüsü).

Yıldız, C. (2008). Üniversite öğrencilerinin geçmişte yaşadıkları ayrılık kaygısı ile bağlanma stilleri arasındaki ilişkinin incelenmesi üzerine bir araştırma. Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Konya: Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

EKLER

 

 

EK A.

 

Bilgilendirilmiş Onam Formu

 

 

Sayın Katılımcı; Bu araştırma Gedik Üniversitesi Klinik Psikoloji öğrencisi tarafından Dr. Öğr. Üyesi NURGÜL YAVUZER danışmanlığında gerçekleştirilmektedir. Araştırma yaklaşık olarak 10 dakika sürecektir. Araştırma yetişkinlerin romantik ilişkilerinive evlilik çatışması algılamayı incelemek amacıyla oluşturulmuştur. Sizden verilmiş olan maddeleri kendinize en yakın hissettiğiniz cevaba göre doldurmanız istenecektir. Soruların doğru veya yanlış cevabı yoktur. Bilgileriniz ve yanıtlarınız sadece bu araştırma dahilinde kullanılacak olup, araştırma dışında kimse ile paylaşılmayacaktır. Araştırmaya katılım tamamen gönüllülük esasına dayanmaktadır. Araştırma boyunca istediğiniz zaman araştırmadan çekilebilirsiniz. Araştırma ile ilgili sorularınız olduğu takdirde pskdilarayetimoglu@gmail.com mail adresinden iletişime geçebilir ve bilgilendirme isteğinde bulunabilirsiniz. Araştırmaya katıldığınız için teşekkürler.

Bilgilendirilmiş Onam Formunu okudum ve anladım. Araştırmaya katılmayı kabul ediyorum (      )

 

 

Takma Ad:

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

EK B.

Demografik Bilgi Formu

 

Cinsiyet:

 

(   ) Kadın     (   ) Erkek

 

Yaş:

 

 

Eğitim durumu:

 

 

İlişki durumu:

(   ) İlişkim var   (   ) İlişkim yok   (   ) Hiç ilişkim olmadı

 

 

Çocuklukta bakım veren kişiyi işaretleyiniz

(   ) Anne   (   ) Baba   (   ) Kardeş   (   ) Ebeveynimin Ailesi   (   ) Bakıcı   (   ) Diğer(lütfen belirtiniz)

 

 

Anne ve Babam

(  ) Evliler   (  ) Boşandılar   (  ) Diğer

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

EK C.

Yetişkin İlişkilerde Yaşantılar Envanteri II

 

(YIYE-II) Aşağıdaki maddeler romantik ilişkilerinizde hissettiğiniz duygularla ilgilidir. Bu araştırmada sizin ilişkinizde yalnızca şu anda değil, genel olarak neler olduğuyla ya da neler yaşadığınızla ilgilenmekteyiz. Maddelerde sözü geçen "birlikte olduğum kişi" ifadesi ile romantik ilişkide bulunduğunuz kişi kastedilmektedir. Eğer halihazırda bir romantik ilişki içerisinde değilseniz, aşağıdaki maddeleri bir ilişki içinde olduğunuzu varsayarak cevaplandırınız. Her bir maddenin ilişkilerinizdeki duygu ve düşüncelerinizi ne oranda yansıttığını karşılarındaki 7 aralıklı ölçek üzerinde, ilgili rakam üzerine çarpı (X) koyarak gösteriniz

1.Gerçekte ne hissettiğimi birlikte olduğum kişiye göstermemeyi tercih ederim.

2.Terk edilmekten korkarım. 

3. Romantik ilişkide olduğum kişilere yakın olmak konusunda çok rahatım. 

4. İlişkilerim konusunda çok kaygılıyım. 

5. Birlikte olduğum kişi bana yakınlaşmaya başlar başlamaz kendimi geri çekiyorum. 

6. Romantik ilişkide olduğum kişilerin beni, benim onları umursadığım kadar umursamayacaklarından endişelenirim. 

7. Romantik ilişkide olduğum kişi çok yakın olmak istediğinde rahatsızlık duyarım. 

8. Birlikte olduğum kişiyi kaybedeceğim diye çok kaygılanırım. 

9. Birlikte olduğum kişilere açılma konusunda kendimi rahat hissetmem. 

10. Genellikle, birlikte olduğum kişinin benim için hissettiklerinin benim onun için hissettiklerim kadar güçlü olmasını arzu ederim. 

11. Birlikte olduğum kişiye yakın olmayı isterim, ama sürekli kendimi geri çekerim. 

12. Genellikle birlikte olduğum kişiyle tamamen bütünleşmek isterim ve bu bazen onları korkutup benden uzaklaştırır. 

13. Birlikte olduğum kişilerin benimle çok yakınlaşması beni gerginleştirir.

14. Yalnız kalmaktan endişelenirim. 

15. Özel duygu ve düşüncelerimi birlikte olduğum kişiyle paylaşmak konusunda oldukça rahatımdır. 

16. Çok yakın olma arzum bazen insanları korkutup uzaklaştırır. 

17. Birlikte olduğum kişiyle çok yakınlaşmaktan kaçınmaya çalışırım. 

18. Birlikte olduğum kişi tarafından sevildiğimin sürekli ifade edilmesine gereksinim duyarım. 19. Birlikte olduğum kişiyle kolaylıkla yakınlaşabilirim.

20. Birlikte olduğum kişileri bazen daha fazla duygu ve bağlılık göstermeleri için zorladığımı hissederim. 

21. Birlikte olduğum kişilere güvenip dayanma konusunda kendimi rahat bırakmakta zorlanırım. 

22. Terk edilmekten pek korkmam. 

23. Birlikte olduğum kişilere fazla yakın olmamayı tercih ederim.

24. Birlikte olduğum kişinin bana ilgi göstermesini sağlayamazsam üzülür ya da kızarım. 

25. Birlikte olduğum kişiye hemen hemen herşeyi anlatırım.

26. Birlikte olduğum kişinin bana istediğim kadar yakın olmadığını düşünürüm. 

27. Sorunlarımı ve kaygılarımı genellikle birlikte olduğum kişiyle tartışırım.

28. Bir ilişkide olmadığım zaman kendimi biraz kaygılı ve güvensiz hissederim. 

29. Birlikte olduğum kişilere güvenip dayanmakta rahatımdır. 

30. Birlikte olduğum kişi istediğim kadar yakınımda olmadığında kendimi engellenmiş hissederim.

31. Birlikte olduğum kişilerden teselli, öğüt ya da yardım istemekten rahatsız olmam. 

32. İhtiyaç duyduğumda birlikte olduğum kişiye ulaşamazsam kendimi engellenmiş hissederim.

33. İhtiyaç duyduğumda birlikte olduğum kişiden yardım istemek işe yarar. 

34. Birlikte olduğum kişiler beni onaylamadıkları zaman kendimi gerçekten kötü hissederim.

35. Rahatlama ve güvencenin yanısıra birçok şey için birlikte olduğum kişiyi ararım. 

36. Birlikte olduğum kişi benden ayrı zaman geçirdiğinde üzülürüm.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

EK D.

 

Evlilik Çatışmasını Algılama Ölçeği

 

 

Aşağıdaki maddelere Doğru /  Bazen-Biraz Doğru/   Yanlış şeklinde cevap cevap vermeniz beklenmektedir.

   

 

 

 

 

 

 

 

ÖZGEÇMİŞ

 

Dilara YETİMOĞLU

 

 

Eğitim

 

Y.Ls.                        2023   Gedik Üniversitesi Sosal Bilimler Enstitüsü Psikoloji Anabilim Dalı

 

Ls.                           2020    Işık Üniversitesi Fen-Edebiyat Bölümü Psikoloji Anabilim Dalı

 

 

 

İş/İstihdam

 

Kasım 2022-Ocak 2023  Kartal Belediyesi KADEM Merkezi Stajyer Psikolog

 

 

Kişisel Bilgiler

 

Doğum yeri ve yılı : İstanbul, 1995             Cinsiyet: K

Yabancı Diller : İngilizce ( İleri)

 

Bu makale 20 Mart 2023 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Psk. Dilara Yetimoğlu

Psk. Dilara Yetimoğlu ; Işık Üniversitesinde Psikoloji bölümünden mezun olduktan sonra Gedik Üniversitesinde Klinik Psikoloji eğitiminin son dönemindeyken üniversite eğitimleri yanı sıra farklı kurumlardan da eğitimler aldı. Naisa Psikoloji Danışmanlık Merkezin’den (2019) aldığı eğitim ve sertifikalar; SCL 90 Psikolojik Belirti Tarama Envanteri, Kısa Semptom Envanteri, Beck Umutsuzluk Envanteri, Beck Anksiyete Envanteri, Beier Cümle Tamamlama Envanteri, MMPI Envanteri, Daha sonra Mita Psikoloji’den (2019) almış olduğu eğitimler ve sertifikalar; Peabody Resim Kelime Eşleştirme Envanteri, Otizm Tarama Değerlendirme Envanteri, Metropolitan Okul Olgunluğu Envanteri, Gessel Gelişim Figürleri Envanteri, Frostig Görsel Algı Envanteri, Bender Gestalt Envanteri, Beck Umutsuzluk Envanteri, Beck Depresyon Envanteri, Ankara Gelişim Tarama Envanteri, ...

Etiketler
İlişkiler ve bağlanma sorunu
Psk. Dilara Yetimoğlu
Psk. Dilara Yetimoğlu
İstanbul - Psikoloji
Facebook Twitter Instagram Youtube