AŞK KAPIMIZI NE ZAMAN ÇALAR?


“Aşk nedir?” sorusunun yanıtı çocukluğumuzda gizlidir.Çünkü çocukluk insanın ana vatanıdır. İlk aşk dediğimiz nesne 3 yaştan itibaren kız çocuk için baba, erkek çocuk için ise annedir.Çocuk özellikle 3-6 yaş döneminde karşı cins ebeveynine karşı aşk ve hayranlık duyguları hisseder. Bu duygular yetişkinlikte yaşayacağı ilişkilerin de temelini oluşturur. Ve sonrasında ise aşık olduğumuz zamanlarda “aktarım” denilen fenomen gerçekleşmektedir. Yani çocukluğumuza ait anne, baba ve kardeşlerimizden izler taşıyan kişilere karşı aşk duygusunu yaşarız.
Peki aşk ne zamanlar kapımızı çalar? Şöyle bir düşünün. Aşık olduğunuz zamanlardan bir süre önceye gidin. Hayatınızda neler oluyordu?
Aşk, kişi kendisini yetersiz ve değersiz hissettiği zamanlarda kapıyı çalar. Bireyin kendinden hoşnut olmadığı ve kendisini beğenmediği dönemlerde aşka yatkınlık artar. Neden mi? Çünkü aşk sayesinde ego yetersizlik duygularından kurtulacak ve birey beğenilme arzularını bu sayede karşılayacaktır. Aslında aşk kişinin kendisini bütünlemesidir.
Gergin, kaygılı ve huzursuz dönemlerde zihin aşka hazırlık yapar. Aslında aşık olduğumuz sadece bir nesnedir. Ona o kadar anlam yükleriz ki sanki dünyadaki en ideal kişi odur. Aşık olduğumuz kişinin varlığından öte ona yüklediğimiz anlamlar devrede olur.
Peki aşk ruhumuza neden iyi geliyor?
Çünkü aşk duygusu bünyemizde barındırdığımız tüm olumsuz duyguları bilinçdışına iter. Geriye sadece olumlu duygular kalır. Yaşadığımız o zor zamanların panzehiri olmuştur,
Bu kadar yoğun yaşanan aşk duygusu nasıl biter?
Aşkın bitişi hangi koşullarda doğduğuyla bağlantılıdır. Aşık olunan kişi ego idealimizin beklentilerini karşıladığı sürece aşk canlı kalır. Ego ideali; “Çocuklukluktan gelen ve gelecekte sahip olmak istediğimizi var oluş biçimidir.” ( FNG & Bilim Tıp Dergisi , Ego ideali ve kimlik devamlılığı ,İrem Anlı) Bu sebeple aşık olduğumuz kişi uzun zaman zarfında da beklentilerimizi karşılıyorsa bu duygu devam eder.