Aile içi iletişimin aile üzerindeki etkileri

Aile içi iletişimin aile üzerindeki etkileri

 

               Ülkemizde 2009 yılında boşanan 114.162 çiftten 108.560 çift geçimsizlik, 285 çift terk, 76 çift zina, 42 çift cürüm ve haysiyetsizlik, 38 çift akıl hastalığı, 29 çift cana kast ve pek fena muamele nedeniyle, 1.156 çift diğer nedenlerden dolayı boşanmış, 3.976 çiftin ise boşanma nedenleri bilinmemektedir (TUİK 2009). Boşanma nedenleri dikkate alındığında 108.560 çift gibi çok yüksek bir oranda görülen ‘geçimsizlik’ temelinde aile içi iletişim problemleri bulunmaktadır. Ayrıca terk, cürüm ve haysiyetsizlik, cana kast ve pek fena muamele gibi boşanma nedenleri de iletişim problemleri ile ilintilidir. Ülkemizde 2009 yılı boşanma istatistikleri göz önünde bulundurulduğunda boşanmaların dolayısıyla aile problemlerinin ve bunun sonucunda ailenin işlevselliğini kaybetmesinin temelinde iletişim problemlerinin etkisi bulunmaktadır.

 

                Ailenin yapısal ve işlevsel değişimi iletişim problemlerinin de farklılaşmasına neden olmuştur. Günümüzde aile içinde iletişim problemi iki farklı biçimde ele alınabilir. Bunlardan birincisi çekirdek ailede de görülmekler birlikte daha çok geleneksel (geniş) ailelerde görülen aile içindeki üyelerin iletişim çatışmaları diğeri ise genellikle küreselleşme ile birlikte sayısı hızla artan post-modern toplumların çekirdek ailesinde görülen aile içi iletişimsizliktir.

 

                Aile üyelerinin sayısının artması doğal olarak üyeler iletişim örüntülerini de yoğunlaştırır. İletişim örüntülerinin yoğunlaşması sonucunda bireylerin her bir ilişkiye ayıracağı süre azalmakta, aile içi iletişime harcayacağı enerji miktarı artmaktadır. Bu durumda üyeler, birbirlerinden bekledikleri ‘iletişim enerjilerinin’ (iletişim için ayrılan zaman) üye sayısı arttıkça azalmasının ailenin doğal bir süreci olduğunu bilmelidirler. Aksi takdirde iletişim çatışması yaşamaları kaçınılmaz olacaktır.

 

                Geleneksel (geniş) ailelerde iletişim çatışmasının daha fazla görülmesi üye sayısının fazla olmasıyla doğrudan ilişkilidir. Modern toplumun çekirdek aile yapısı incelendiğinde yine post-modern toplumlarda görülen çekirdek ailelere göre çocuk sayısının daha fazla olması -üye sayısının daha fazla olması- iletişim çatışmalarının fazla olmasının nedenlerinden biridir. Günümüzün ataerkil geniş ailelerindeki iletişim çatışmalarının diğer önemli nedeni ise; aile reisi olan erkek ailenin diğer bireyleri üzerinde etkilidir, güç dengesi onun yönündedir ve eşitlikçi bir yapı söz konusu değildir. Aile içi ilişkiler çok kuvvetli olmakla birlikte aile içindeki işbirliği ve yardımlaşma otoritenin kaynağının (babanın) gücüne bağlıdır (İstanbul Çocuk Raporu, 2000). Aile üyeleri arasında eşitlikçi bir yapının olmaması eşit düzeyde kararlara katılım ve üyelerin eşit oranda üyelerin fikirlerini beyan etmelerine engel olmaktadır. Bu da iletişimin doğal yapısını bozmakta, dolayısıyla da iletişim çatışmalarına neden olmaktadır.

 

                 Günümüzün post-modern ailelerinin ise iletişim çatışmasının yanında temel iletişim problemi ‘iletişimsizlik’tir. Aile içinde, bireyler kendi dünyasında yaşadıklarını birbirleriyle paylaşma ihtiyacı duyarlar. Bu ihtiyaç giderilmediği takdirde, birbirlerinden kopukluk ve ‘iletişimsizlik sorunu’ ile karşılaşırlar.

 

                 Post-modern ailelerde yaygın olarak görülen iletişim biçimi “gereksinme iletişimi” denilen durumdur. Bu iletişimi belirleyen etmenler günlük gelişen gereksinimlerdir. Aile içi iletişimsizlik ya da iletişimin düşük yoğunluğu, sığlığı, azlığı giderek üyeler arası ilişkileri de zayıflatmaktadır. Bu da üyelerinin birbirineyabancılaşmasına yol açmaktadır. Aile üyelerinin yoğun iş temposu, televizyon ve bilgisayar gibi iletişim araçlarının bilinçsizce kullanılması aileiçi iletişimsizliğin en önemli nedenleri arasında yer almaktadır.

 

                 SONUÇ

 

                 Aile içerisinde iletişim problemlerinin belirli bir düzeyde yaşanması normal olarak karşılanmaktadır. Ancak iletişim problemleri ailenin işlevselliğini kaybetmesine neden olacak boyutta ise aile için problem teşkil etmektedir.

                 Günümüzde aile kurumu yapısal ve işlevsel değişime uğramıştır. Ancak iletişim problemleri gerek geleneksel (geniş) aileleringerekse çekirdek ailelerintemel sorunu haline gelmiştir. Çözüme yönelik ailelerin bilinçlendirilmesi kamu kurum ve kuruluşlarının ve sivil toplum kuruluşlarının temel sorumlulukları arasında olmalıdır.

                 Gerek ailelere gerekse evliliğe hazırlanan çiftlere yönelik iletişim eğitimleri sistemli bir şekilde sunulmalıdır. Evlilik öncesinde çiftlerin bu konuda bilinçlendirilmesi olası iletişim problemlerinin ailenin işlevselliğini bozacak düzeye taşınmasını önleyecektir. Bu nedenle aile politikaları hazırlanırken evlilik öncesi süreçte çiftlere yönelik gerçekleştirilecek çalışmaları kapsar nitelikte olmasına özen gösterilmelidir.

 

Bu makale 9 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Uzm. Pedagog Murat Mangır

Etiketler
İlişki
Uzm. Pedagog Murat Mangır
Uzm. Pedagog Murat Mangır
Balıkesir - Pedagoji
Facebook Twitter Instagram Youtube