2 yaş sendromu

2 yaş sendromu

Ailelerin en çok zorluk çektiği dönem, bebeklerinin 2 yaş dönemidir. “2 yaş sendromu” ya da “ilk ergenlik” diye de anlandırılan bu dönemde çocuk, normal halinden daha sinirli, daha agresif, daha ısrarcı davranışlar sergileyebilir.

Genellikle 18-36 ay arasında görülen, bu dönem çocuğun bebeklikten çıkıp çocuklağa adım attığı bir dönemdir. Fiziksel olarak bazı değişimler yaşarlar, artık konuşabiliyor, yürüyebiliyor ve bazı kişisel  ihtiyaçlarını karşılayabiliyorlardır. Bu durum kendilerinde birey oldukları algısının oluşmasına neden olur ve özgürlüklerini ellerine almak isterler. Ancak bunu yapabilecek fiziksel güce ve beceriye tam olarak sahip olmadıkları için bir çatışma içine girerler, kendilerini eksik ve yetersiz bulurlar, genel anlamda kızgın ve kırıcı olurlar. Bu bireyselleşme çabaları içerisinde anne ve babaya ihtiyaç duyuyor olmaları da yine kendi içlerinde gelgitlere neden olur. Hareketleri ve davranışları genellikle ben merkezci olur. Kendilerini birey olarak görürken sizin de bir birey olduğunuzu algılayabilecek kapasiteye sahip olmadıkları için tüm isteklerinin hemen karşılanmasını bekler, kendi istekleri doğrultusunda hareket edip sıklıkla bir şeylere itiraz ederler. Genel kavgacı tavırları da iletişim kurulmasını güçleştirmektedir.

Bu dönemde çocuk gelişime çok açıktır. Keşfetme güdüsü çok yoğundur ve etrafını, insanları, düşünce yapılarını, sınırları anlamaya çalışırlar. Bu davranışlarının desteklenmesi bilişsel ve duygusal açıdan gelişmelerine olanak sağlar.

Aynı zamanda bu dönem çocuğun ailesinden sorunlarla başa çıkabilme yöntemlerini öğrendiği zamandır. Anne ve baba bu dönemde çocuğunun çıkarttığı zorluklara şiddet, ceza, azar, baskı ile yanıt veriyorsa çocuk da hayatının gelecek dönemlerinde problem çözmek için bu yöntemleri kullanmaya meyilli olur.

Bu dönem her çocukta farklı seviyelerde yaşanmaktadır. Kimi çocuklar yaşıtlarından çok daha şiddetli ve zorlu geçirebilir bu dönemi. En çok karşılaşılan sorunlar ise;

- Yemek yeme ya da uyuma saatlerine karşı itiraz

- Aşırı sinirli tavırlar, öfke nöbetleri

- Sebepsiz ağlama krizleri

- Kendini ifade etmekte güçlük

- Anneye ya da babaya aşırı bağlılık

- İletişime kendini kapatma, her şeye olumsuz, cevaplar vermek, inatçı bir yapı sergilemek

Bu dönemde aileler çocuklarına olabildiğince yardımcı olmalı ve destek olmalıdır. Bu dönem çocuğun gelecek yaşantısındaki karakterini belirleyecek önemli bir süreç olduğu için aileler bu dönemi olabilecek en faydalı şekilde geçirmelidirler. Bunu sağlayabilmek adına yapılacak şeyler şunlardır;

- Herşeyden önce çocuklarınızın tepkilerini üzerinize almayın. Size sizi sevmediğini söylemesi gerçekten sizi sevmediği anlamına gelmemektedir. Bu sadece sinirle, öfkeyle söylenmiş bir sözdür, altında yatan bir gerçek çoğu zaman yoktur. Eğer bu şekilde görebilirseniz çocuğunuza karşı bakışınız daha ılımlı, daha sıcak olur.

- Bu dönemde çocuk “hayır” kelimesini biraz ezbere kullanıyor olacaktır. Söylediği her “hayır”a karşı diret savunmaya geçmeyin, ısrarcı olmayın, sabırla bekleyin ve dinleyin. Kendisini ifade edebilmesi için ona bir fırsat tanıyın.

- Bazı seçimleri kendisine bırakın. Yemekte ne yemek istediğini, bugün üzerine ne giymek istediğini kendisine sorun, sorumluluk almasını sağlayın.

- Her şeyi kendi başlarına yapmak istiyor gibi görünseler dahi her zaman size çok ihtiyaçları vardır ve limitleri aslında sizin belirliyor olmanızı beklerler. Bir şeyleri kendisinin yapmasına müsade ederken bir yandan da güvenliğini sağlıyor olmalı ve bu sayede korkularını en aza indirgemelisiniz. Korku ve kaygı, öfkeye zemin hazırlamaktadır. Bu sebeple aile her zaman çocuğuna “ben senin için buradayım” duygusunu vermelidir.

- Sakin kalabilmeniz çok önemlidir. Daha önce de bahsettiğim gibi, bu dönem çocukların problem çözme yeteneklerini direkt olarak etkileyeceği için, problemin bağırarak, cezalandırarak çözülmeyeceğini bilmeleri gerekmektedir.

- Çocuğunuz öfke ya da ağlama nöbeti yaşarken çocuğunuzun nasıl kafasını dağıtabileceğinizi biliyor olmanız gerekmektedir. Bu durumda iken çocuğunuz, onunla tartışmak, inatlaşmak yerine aklını başka bir konuya çekmeniz en sağlıklı davranış olacaktır. Ancak bunu yaparken çocuğunuzun derdini, sıkıntısını önemsemiyor ya da dinlemiyor gibi bir imaj da yaratmamanız gerekmektedir.

- Mümkün olduğunca enerjisini atmasına olanak tanıyın. Dışarıya çıkartın, imkanlarınız doğrultusunda dans, spor aktivitelerine katılmasını sağlayın, yaşıtlarıyla vakit geçirmesine olanak tanıyın.

Bu makale 14 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Psk. Çağlar Karaman

Etiketler
Çocuk gelişimi
Psk. Çağlar Karaman
Psk. Çağlar Karaman
İstanbul - Psikoloji
Facebook Twitter Instagram Youtube