Uyku apne sendromu tedavi edilmez ise sonuçları nelerdir?

Uyku apne sendromu tedavi edilmez ise sonuçları nelerdir?

Uyku Apne Sendromunun 3 büyük sonucu vardır.

Dahili, nörolojik, psikiyatrik hastalıklara yol açar.

          Binlerce uykuda solunum hastalığı olan kişinin uzun süreli yani yıllarca tüm hastalıklar açısından izlendiği geniş kapsamlı çalışmalarda, uykuda solunum hastalıklarının, tedavi edilmedikleri taktirde kalp- damar hastalıkları, metabolik hastalıklar ve inmeye neden olduğu gösterilmiştir.

          Uyku apne sendromunun, tek başına kendisinin  kalp hastalığı riskini en az 2 kat arttırdığı ispatlanmıştır. Kalp  hastalıkları içinde, kalp yetmezliği, kalp ritim bozukluğu, kalp krizi ve hipertansiyonun uyku apne sendromu ile ilişkisi artık netleşmiştir.

Kalp yetmezliği uyku apne sendromunun uzun vadede oluşan bir sonucudur. Kalp yetmezliği gelişen hastalarda, uyku apne tedavisi yapılmaz ise, ölüm riski 5 kat artmaktadır. Uyku apne sendromunun şiddeti arttıkça, kalp yetmezliği gelişme riski de buna paralel olarak artar. Kalp yetmezliği gelişen hastalarda ise, buna bağlı santral uyku apne sendromu gelişebilir.

          Uyku apne sendromlu hastaları en az yarısında, uykuda anormal soluk olayları ile birliktelik gösteren kalp ritim bozuklukları bulunur. Bunlar normal şartlarda gündüz ritim bozukluğu olmayan insanlardır. Apneler ile birlikte en sık, taşikardi denilen ritim hızlanması veya ekstra atımlar ortaya çıkar.  Hastalar bunu farkına varamaz ve bu durum  ancak uyku tetkiki ile saptanabilir.  İnmenin de en önemli nedenlerinden biri olan ‘’atrial fibrilasyon’’  şeklindeki ritim bozukluğu, normal kişilerde %1 görülürken, uyku apne hastalarında % 5 gibi yüksek bir oranda ortaya çıkar. Uykuda ortaya çıkan felçlerin en önemli nedenidir.

          Uyku apne sendromu, kalp-damar tıkanıklığı ve kalp krizinin en önemli nedenlerinden biridir. Gece kalp krizi geçirenlerde, gündüz geçirenlere göre uyku apne sendromu  6 kat fazla saptanmıştır. Uykudaki ani ölümler, çoğunlukla apneler ile tetiklenen kalp krizi nedeniyle gerçekleşir.

          Uyku apne sendromunun, tedavi edilmediği taktirde hipertansiyona yol açtığı artık kanıtlanmıştır. Hipertansiyonu olan hastaların yaklaşık %30’unda uyku apne sendromu saptanırken, uyku apne hastalarının %50’den fazlasında hipertansiyon vardır.   Çok fazla ilaçla ancak kontrol altına alınabilen veya tedaviye dirençli hipertansiyonun ardında da genellikle uyku apne sendromu yatar. Uyku apne sendromunun varlığı durumunda  tansiyon, kullanılan  ilaçlara rağmen en azından geceleri yüksek seyreder ve zaman içinde tedaviye dirençli hale gelir.  Uyku apne sendromu hastalarının tansiyonları gün içinde normal seyretmesine karşın, uykuda yüksek seyreder ki, bu da uzun vadede tansiyon hastalığının gündüze de yansıyarak kalıcı hale gelmesi ile sonuçlanır.  Hipertansiyonu olan kişilerde ise, ilaç tedavisine rağmen gece tansiyon yüksek seyreder. Bu nedenle hipertansiyonu olan kişiler uyku apne sendromu açısından mutlaka sorgulanmalıdır.

          Uyku apne sendromunun diğer sonuçları içinde şişmanlık ve şeker hastalığı yer alır. Uykuda solunum bozukluğu, derin uykuya girmeyi engelleyerek, bu sırada salgılanan ve erişkinlerde yağ metabolizmasını düzenleyen büyüme hormonunun salgılanmasını aksatır. Sonuç, deri altı yağ dokusunun artması yani şişmanlık ile birlikte çoğunlukla buna eşlik eden insülin direnci ve şeker hastalığıdır. Kilo verememenin ardında çoğunlukla uyku apne sendromunun yattığı artık bilinmektedir. Çalışmalar uyku apne sendromunun  şeker hastalığı riskini 3-6 kat arttırdığını göstermektedir.  Uyku apne sendromu ayrıca derin uykuyu azaltarak, bu evrede salgılan seks hormonlarında azalması sonucu, cinsel fonksiyon bozukluğu yani iktidarsızlığa yol açar. Bu durum, uyku apne sendromunun tedavisi ile tamamen düzelir.

          Uyku apne sendromu, inme riskini de 2-4 kat arttırmaktadır.  İnme için risk kabul edilen, kalp hastalıkları, hipertansiyon ve şeker hastalığını tetiklemesinin yanısıra, apneler  beyin akımının gece boyunca azalmasına ve beynin oksijensiz kalmasına neden olarak da inme gelişmesine zemin hazırlar. Bunun yanısıra, uyku apne sendromu, özellikle sabahları kanın daha yoğunlaşmasına yol açarak, damarlara pıhtı çöküşüne ve dolayısıyla damar tıkanıklığına neden olur. Gerek beyin gerekse kalp damar tıkanıklarının (damar sertliği) en önemli nedenleri arasında uyku apne sendromu yer alır.

          Yorgunluk, isteksizlik, hayattan zevk alamama gibi depresif şikayetler uyku apne sendromunun sık rastlanan  bulgularındandır.  Depresyon  sıklığı, sağlıklı bireylere göre uyku apne hastalarında artmış olarak bulunmuştur.  Orta yaşlı erişkinlerde uyku apne sendromunun dikkat ve konsantrasyonda belirgin olmak üzere zihinsel fonksiyon bozukluğuna yol açtığı gösterilmiştir.  Uyku apne sendromunun etkin tedavisinden sonra bu bozukluklar önemli ölçüde düzelmektedir.

İş ve trafik kazalarına yol açar.

          Uyku apne sendromunun yol açtığı bazı iş kazaları tarihe geçmiştir. Bunlardan biri 1989 da Exxo Valdez petrol tankerinin, uyku apne sendromu olan ancak tedavi görmeyen  2. kaptanının  yanlış komutları nedeniyle 2,5 milyar dolarlık zarara yol açan kaza, diğeri de Chernobil’deki nükleer kazadır.  Japonya’da saatde 300 km’den fazla hızla giden trenin uyku apne sendromlu makinisti uyumuş, tren otopilotta olduğundan Okayama istasyonunda kendiliğinden durmuş, ama istasyon yetkilileri makinistin uyuduğunu, trenin istasyondan 100 metre önce durduğunu görünce anlamışlardır. Makinist 10 dakikadır uyuduğunu itiraf etmiştir.

     Amerika Birleşik Devletlerindeki istatistikler, trafik kazalarının ilk 3 nedeni arasında, direksiyon başında uyuklamanın olduğunu  göstermektedir. Ülkemizde böyle bir istatistik bulunmamakla birlikte, 2006 yılında çıkan ve Resmi Gazetede yayınlanan ‘’ SÜRÜCÜ ADAYLARI VE SÜRÜCÜLERDE ARANACAK SAĞLIK ŞARTLARI İLE MUAYENELERİNE DAİR YÖNETMELİK’’ de,  uyku apne sendromu, sorgulanması gereken durumlar içinde yer almaktadır.

Kişiye ve topluma artmış ekonomik maliyete yol açar. .

Uyku Apne Sendromu olan ve olmayan kişilerin 5 yıl süreyle, hastaneye yatış, başka bir nedenle ilaç kullanımı, özellikle kalp ve damar hastalıklarına yönelik tetkik ve tedavi masraflarının karşılaştırıldığı çalışmalar vardır.  Uykuda solunum hastalığı olanlarda bu hastalığın tedavisinin, hastane ve ilaç masraflarına  etkisine de  bakılmıştır. Uykuda solunum bozukluğu tedavi edilmediği taktirde, herhangi bir neden ile doktora veya hastaneye  başvurma sayısı, uykuda solunum hastalığı olmayanlara göre 3 kat fazladır. Bununla birlikte, bu hastalık tedavi edilmediği taktirde  hastane ve doktor masrafları, tedavi edilen uykuda solunum hastalarına göre 10 kat fazladır.

          Uykuda solunum hastalığınana bağlı trafik kazalarının mali sonuçları da araştırılmıştır. Amerika Birleşik Devletlerinde, 1980- 2003 yılları arasında, uykuda solunum hastalığı sonucu olduğu düşünülen trafik kazaları araştırılmıştır. Sekiz yüz binden fazla sürücüde yapılan çalışmada, uykuda solunum hastalığına bağlı trafik kazalarının  16 milyon dolara varan mali sonuçları  olduğu ortaya konmuştur. Bu sürücülerin, uykuda solunum hastalıklarının tedavisi durumunda ise, 11 milyon dolar gibi büyük bir meblağın korunduğu sonucuna varılmıştır.

 

 

Bu makale 11 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Prof. Dr. Derya Karadeniz

Prof. Dr. Derya Karadeniz, 1990 yılında İ.Ü Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nde tıp eğitimini tamamlamış ve aynı yıl, aynı fakültenin Nöroloji Anabilim Dalı’nda uzmanlık eğitimine başlamıştır. 1993 ile 1994 yılları arasında ise araştırma görevlisi olarak Fransa’da Montpellier Üniversitesi Nöroloji Kliniği’nin Uyku Bozuklukları Merkezi’nde çalışmıştır. Bu merkezdeki çalışmalarını sürdürürken ayrıca Avrupa ülkelerinde geçerli olan ‘’Diplome Inter Universitaire du Sommeil et de L’eveil’’ diplomasını da almıştır. 1995’de ise Stanford Üniversitesi’nin Uyku Bozuklukları Merkezi’nde görev almıştır. 1996 yılında İ.Ü Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nden Nöroloji Uzmanı, 2001’de doçent, 2007’de ise Profesör unvanlarını almıştır.  Ayrıca 2011’de yan dal uzmanlığını ‘Klinik Nörofizyoloji’ alanında almıştır. Avrupa Uyku Tıbbı Uzmanlığı ve beraberinde Avrupa Uyku ‘’ ...

Prof. Dr. Derya Karadeniz
Prof. Dr. Derya Karadeniz
İstanbul - Nöroloji (Beyin ve Sinir Hastalıkları)
Facebook Twitter Instagram Youtube