Omurganızın “hareket” alanı s.o.s. verirse...

Omurganızın “hareket” alanı s.o.s. verirse...

Yaşlanma, küçük travmalar ya da aşırı yüklenmenin eklemlerinizde oluşturduğu boyun, sırt ve bel ağrıları, omurga hareket alan daralmasının bir işareti olabilir...  Gün boyu tüm ağırlığımızı taşıyarak bizi ayakta tutan omurgamız, önlem almadığımızda ve günlük yaşamımızda belirli hususlara dikkat etmediğimizde boyun, sırt ve bel ağrılarına neden olan sağlıksız bir yapıya dönüşebilir ve bu ağrıların nedenlerinden biri de, halk arasında “kireçlenme” olarak bilinen ve omurgamızın hareketli olmasını sağlayan eklemlerde ortaya çıkan “faset sendromu” dur.  

Omurgamızı oluşturan yapılar içinde yer alan ve boynumuzdan başlayıp bel bölgemize kadar uzanan eklem grubunun (faset eklemi) üzerini örten kıkırdak, çeşitli nedenlerle zaman içinde özelliğini yitirebiliyor. Bu süreç aşırı yüklenme, romatizmal hastalıklar, fizyolojik yaşlanma veya uzun süre aynı pozisyonda çalışma nedeniyle oluşabilmektedir. Faset eklemindeki bu bozulmalar “faset sendromu” olarak adlandırılan klinik bir tabloya neden oluyor. Faset eklemi hem omuriliğin içinde yer aldığı kanala hem de omurilikten bacaklara veya kollara doğru giden sinirlerin çıktığı kanala oldukça yakın. Bu nedenle faset eklemindeki bozulmalar söz konusu kanalların daralmasına da neden olabiliyor.

Eğer ana kanalda bir daralma meydana gelirse daha ağır bir tablo ortaya çıkabilir. Ağır sporlar ve bu sebeple meydana gelen küçük travmaların birikimi, bel fıtığı ve disk problemlerinin tetiklediği faset sendromuna sebep olabiliyor. Bel fıtığı nasıl belden çıkıp sinirlerin geçtiği kanalları daraltabiliyorsa, faset sendromu da çok ileri yaşlarda kanallara yakın komşuluğundan dolayı fıtık gibi o sinirin geçtiği kanalı daraltıp fıtıktaki benzer şikayetleri beraberinde getirebiliyor.

Pozisyonel ağrıya ve hareketsiz kalmaya bağlı tutukluluğa dikkat!

Eklemdeki kıkırdağın özelliğini yitirmesine bağlı olarak ortaya çıkan faset sendromunun en belirgin belirtisi baş ağrıları.  Bel ve boyun bölgesindeki fıtığa bağlı ağrılarda, ağrı genellikle boyun ve bel öne doğru eğildiğinde artarken; faset sendromunda bunun tam tersi söz konusu. Genellikle hastanın belini arkaya doğru kıvırması veya geriye doğru yaslanması istendiğinde ağrı artışı olması, faset sendromunun karakteristik özelliklerinden biri olarak dikkat çekiyor. Bel geriye doğru kıvrıldığında faset eklemini ve eklemi oluşturan iki dudak birbirine yaklaşıyor ve üst üste biniyor. Bu da eklem ara mesafesinin daralmasına neden oluyor. Bel geriye doğru yaslandığında ise yüklenme daha fazla olduğu için ağrı belirgin hale geliyor. Faset sendromunun diğer önemli belirtisi ise hareketsiz kalmaya bağlı tutukluk. Harekete başlandığı zaman bir zorlanma ve tutukluk yaşanırken; daha sonra hareket süresi uzadıkça açılma ve yumuşamayla hasta tekrar rahat hareket eder hale geliyor.

Omurganın tüm hareketlerini bölgede bulunan bağlar ve kaslarla birlikte organize eden faset eklemlerinin dizilimi (konfigrasyonu); boyun, sırt ve bel bölgesinde farklılık gösterir. Tıpkı diz, dirsek ya da kalça eklemlerinde olduğu gibi oynar bir yapıya sahip olan faset eklemlerinin dizilimindeki bu değişiklik boyun, bel ve sırt bölgesinin hareketlerinde farklılıklara neden olur. Buna göre; boyun bölgesi diğer bölgelere göre daha hareketli, sırt bölgesindeki hareketler oldukça kısıtlı, bel bölgesinde ise öne ve arkaya doğru hareketin rahat olmasına karşın yanlara doğru hareket daha kısıtlıdır.

Bel fıtığı nasıl ki, belden çıkıp sinirlerin geçtiği kanalları daraltabiliyorsa; faset sendromu da, faset ekleminin kanallara yakın komşuluğundan dolayı çok ileri yaşlarda, o sinirin geçtiği kanalı daraltıp fıtıktakine benzer şikayetlere neden olabildiğini belirtiyor.

Faset sendormunda kasları haraket ettirerek güçlendirmek gerekiyor...

Omurgada faset sendromunun tedavi aşamasında bu bölgeyi ağrısız hareket sınırları içinde mümkün olduğu kadar aktive etmek gerekiyor. Bunun için ise özelikle hareketliliği artırmak adına hastaya uygun egzersizler öneriliyor. Tam da bu noktada amaç bölgedeki kasların kuvvetlendirilmesiyle doğal bir korse meydana getirmektir. Bu bölgedeki kaslar kuvvetlendirildiğinde, dışarıdan verilen korsenin görevini fazlasıyla yerine getiriyor. Dışarıdan kullanılan korseler zaman içinde bölgedeki kasların hareketsiz kalmasına sebep olabiliyor. Böylece hareketsiz hale gelen kasları zayıflatarak daha kötü bir sonuca neden oluyor. O yüzden çok uzun süreli korse kullanımını tavsiye etmiyoruz. Belirli dozlarda spor yapmak tedavinin asıl yöntemidir. Pilates ve yüzme aktivitelerini öneriyoruz. Özellikle pilates sayesinde omurga ve çevresindeki yapılar güçleniyor. Medikal tedavi olarak ise, bölgedeki ödemi çözen, sıvı birikimini azaltan ilaçlar ve ağrıyı azaltacak ağrı kesiciler kullanılıyor veya röntgen altında ağrıyı azaltacak birtakım maddeler iğneyle faset ekleminin içine enjekte ediliyor. İlk aşamada genellikle ilaç tedavisi ve uygun egzersizler uygularken, faset enjeksiyonlarını ise en son aşamada tercih ediyoruz. 

Bu makale 10 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Prof. Dr. Semih Akı

Prof. Dr. Semih Akı, İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nden mezun oldu. İstanbul Üniversitesi, Istanbul Tıp Fakültesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı’nda 1994 yılında uzmanlık eğitimini tamamlayan Prof.Dr.Semih Akı, Anabilim Dalında 1998 yılında doçent, 2005 yılında profesörlük ünvanını alarak 2013 yılına kadar bu görevini sürdürdü. 2005 yılında Anadolu Sağlık Merkezi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon bölümünü kurarak,halen bu bölümde görevini sürdürmektedir.

Etiketler
Faset sendormu nedir
Prof. Dr. Semih Akı
Prof. Dr. Semih Akı
Kocaeli - Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon
Facebook Twitter Instagram Youtube