Miyom (rahimdeki ur) nasıl bir hastalıktır?tedavisi nasıldır?gebelikte miyom?

Miyom (rahimdeki ur) nasıl bir hastalıktır?tedavisi nasıldır?gebelikte miyom?

Kadınlarda en sık görülen (4 kadından birinde),  İçlerinde düz kas ve bağ dokusu içeren iyi huylu (kanser olmayan), halk arasında ur da denilen kitlelerdir.

Rahim duvarının pek çok yerinde bulınabilir. Rahim iç zarında bulunan (sub müköz), rahim duvarında bulunan (ıntra mural), rahmin dışında şapka gibi duran (sub seröz) myomlara tek tek rastlanabildiği gibi, rahmin her yerinde oluşarak rahmi patates çuvalı manzarasına da çevirebilir. Büyüklükleri toplu iğne başından karpuz büyüklüğüne kadar değişkenlik gösterir.

Myomun kansere dönüşmesi olasılığı çok çok azdır !

Myomlar genelde iyi huyludur  ve kansere dönme olasılığının ihmal edilebilecek kadar düşüktür. Hastaların %75'i kendisinde myom olduğundan dahi habersizdir. Yalnız son yıllardaki en önemli sorun myom zannedilerek girilen ameliyatlarda, myomun sarkom denen kötü huylu bir tümör olduğunun ameliyattan sora gelen patoloji sonucuyla farkedilmesi olmuştur.

Laparoskopi ile yapılan myom alma ameliyatlarında myomun içerde kesilip dışarı çıkarılması sırasında kanserli dokular karı içine yayılarak hastalığı kötüleştirmektedir. Bunu engellemek amacıyla bu ameliyatlarda çıkarılan myom torba içerisinde parçalanarak, çevreye dağıtılmadan dışarı alınmaktadır.

Miyomlar sıklıkla 30-40 yaşlar arasında ortaya çıkar ve hormon tedavisi almayanlarda menopoz sonrası küçülür. Ergenlik öncesi görülmesi ise son derece nadirdir.Genetik geçiş vardır. Ailesinde myom olanlarda daha sık görülür.

Myomların Nedenleri Nelerdir?

En sık görülen pelvik kitle olmasına rağmen hiç kimse myomların neden ve nasıl ortaya çıktığına açıklayamamıştır. Bazı kadınlarda hiç görülmez iken bazı kadınlarda sürekli yeni myomların çıkma nedeni de belirsizdir.

1)Henüz östrojenin fazlaca salgılanmadığı ergenlik öncesinde görülmezler.
 

2)Yüksek doz östrojen içeren doğum kontrol hapları gibi ilaçların etkisi ile büyürler. Ancak bu etki günümüzde kullanılan düşük doz doğum kontrol haplarıyla gelişmez.
 

3)Vücudun fazla miktarda östrojen ürettiği gebelik esnasında bazen hızlı bir büyüme gösterirler.
 

4)Östrojenin azaldığı ve hatta tamamen yok olduğu menopoz sonrası dönemde küçülürler. Menopoz sonrası yeni myom çıkması son derece nadirdir.


Myomlar yüksek düzeyde östrojen bulunduran kadınlarda gelişse de laboratuar bulguları myomu olan kadınların bir çoğunda östrojen düzeylerinin normal olduğunu göstermektedir. Bu nedenle myom gelişiminde büyük olasılıkla östrojen tek sorumlu değildir.

Bazı yazarlar, östrojen düzeylerinin çok yükseldiği gebelik esnasında bu kitlelerin büyümesini bu hormona değil, gebelikteki rahme giden kan akımının büyük oranda artması sonucuna bağlanmaktadırlar.

Bazı çalışmacılar da diğer bir kadınlık hormonu olan progesteron'un da myom gelişiminde rolü olduğunu ileri sürmektedirler. Yapılan bazı klinik deneylerden elde edilen sonuçlar progesteron ile tedavi edilmiş kadınlardan çıkartılan myomlarda daha fazla sayıda hücre bulunduğunu ve bazı hastalarda progesteronu bloke eden ilaçlar kullanıldığında myomların küçüldüğünü göstermektedir. Bu bulgulara rağmen myom ile progesteron arasındaki ilişki açık değildir.

MYOM TÜRLERİ

Myomlar bulundukları bölgeye (lokalizasyonlarına) bağlı olarak değişik türde şikayetler yaratırlar. Bu nedenle de rahimde yerleştikleri yerlere göre sınıflandırılırlar.

Büyüyen myom nüvesi başka bir organa yanaşıp buna yapışırsa bir süre sonra rahim ile arasındaki bağlantı kopabilir ve myom yeni bağlandığı dokudan beslenmeye başlayabilir. Bu durumda parazitik myomdan söz edilir.

Gerçekçi olmak gerekirse myomların hemen hepsi aslında birden fazla anatomik lokalizasyonda bulunur. Örneğin myomun büyük bir kısmı intramural olmasına rağmen submüköz veya subseröz komponenti de olabilir. Bu durumun istisnası saplı subseröz myomlardır.

Gebelik ve Myom

Gebelik sırasında rahmin büyümesi ile myomlar da genellikle hacim olarak büyürler.  Müyonların bu büyümelerinde müyon dokusunda meydana gelen ödem, konjestiyon (kanlanma artışı) ve myomun dejenere olarak içine kanaması da etkilidir.

Myomlu gebelerde hamilelik sırasında şiddetli kasık ağrıları ve uterusta hassasiyet ortaya çıkarsa gebeye yatak istirahati ve analjezik (ağrı kesiciler) verilerek tedavi edilir. Bu durumda cerrahi tedavi genellikle düşünülmez; çünkü gebede myomektomi (myomun alınması) ameliyatı aşırı kanamaya yol açabilir.

Myomu olan hamilelerin pek çoğunda hamilelik süresince hiç bir problem çıkmayacağı gibi bazı durumlarda; abortus (düşük yapma), erken doğum (preterm eylem), ıntrauterin fetal ölüm (rahim içindeki bebeğin kaybı), erken membran rüptürü (suyun erken gelmesi), prezentasyon anomalileri (rahim içi bebeğin duruş problemler) ve olası sezeryan ameliyatı riskleri daha sık görülmektedir.

Myomu olan kadınlarda obstetrik bir engel yoksa normal doğum tercih edilebileceği gibi rahim kanalını kapatan büyük myomlu gebelerde sezeryan operasyonu da yapılabilir.  Sezeryen ameliyatı sırasında myomların alınması ise kanama riskinden dolayı pek tercih edilmemektedir.
Daha önce myomektomi yapılmış gebelerde ise rahmin yırtılma (ruptür) tehlikesine karşın sezeryen ameliyatları tercih sebebidir.

Myomda Tanı Nasıl Konur?

Jinekolojik muayene esnasında en sık fark edilen tümörler myomlardır.

Başka bir nedenle karın boşluğunun açıldığı ameliyatlar sırasında da kolaylıkla fark edilebilirler.

Pek çok myom ise başka bir nedenden dolayı yapılan muayene esnasında şans eseri fark edilir veya daha sık rastlanılan şekilde hiçbir zaman farkına varılmayabilir.

Son 25 yıldır yaygın şekilde kullanılan ultrasonografi myomlardaki en önemli tanı aracıdır. Yumurtalıklara yakın bulunan myom nüveleri over tümörleri ile karıştırılabilir.

Myomların ayırıcı tanısında normal gebelik, yumurtalık bölgesinde kitle, adenomyozis, uterusa ait şekil bozuklukları, komşu organ tümörleri ve vajinal kanamaya yol açan diğer durumlar göz önünde tutulmalıdır.

Myom Ne Tür Şikayetler Yaratabilir?

Myomların çoğu belirti vermemesine rağmen % 25 vakada bazı şikayetler yaratır. Bunlardan en sık görülenleri aşırı ve anormal vajinal kanamalar, ağrı ve karın şişliğidir.

1. Adet Düzensizliği
 

2. Kasık ağrıları (Pelvik ağrılar)
 

3. Karında şişlik
 

4. Kısırlık (İnfertilite) ve gebelik problemleri

Myomlar kadının gebe kalmasını ya da gebe kaldıktan sonra rahmin gebeliği taşımasını zorlaştırabilirler. Tüpleri iterek spermin ve yumurtanın geçişini güçleştirebilir ya da endometrium düzenini bozarak döllenmiş yumurtanın rahme yerleşmesini engelleyebilir.

Myom büyümeye devam ettikçe üzerindeki endometrium tabakası gerilir ve kanlanması bozulur. Bu durumda hamilelik ürününün rahimde yerleşse bile yeterli derecede kanlanması mümkün olmaz ve düşükle sonuçlanabilir.

Bütün bu engelleri aşıp büyümeye başlayan bir hamilelik ürünü bekleyen diğer bir dezavantaj da myom nedeni ile bebeğe yeteri kadar büyüyecek yer kalmamasıdır. Bu durumda ise gebeliği bekleyen en olası son düşük veya erken doğumlardır.

Myom ile hamileliğin bir arada bulunduğu durumlarda bir diğer sorun da myom nedeni ile doğum esnasında rahmin yeteri kadar kasılamamasıdır. Bebek doğum kanalına uygun şekilde giremez ve bu tür hastalarda büyük olasılıkla sezaryen gerekir. Doğum kanalını tıkayan myom varlığında ise sezaryen tek doğum şeklidir.

Doğumdan sonra ise rahim kasılmalarının etkisiz olması nedeni ile fazla miktarda kanama görülebilir.

Myomlar genel olarak hem hamile kalmak hem de hamileliğin devamı ve doğum için sorun oluşturmazlar. Ancak eğer bir sorun meydana gelir ise bu ciddi bir sorun olacaktır.

Myomun kısırlığa yol açtığından söz edebilmek için kısırlığı açıklayacak başka hiçbir sebep olmaması gerekir. Yani infertilite (kısırlık) araştırmasında yapılan bütün tetkikler myomlu infertil hastalarda da yapılmalıdır.

Özellikle 4-5 cm'den büyük myomlu hastalarda uygulanacak kısırlık (infertilite) veya tüp bebek tedavilerinden önce myomektomi operasyonları gebelik şansını arttırmaktadır.

MYOMLARIN KOMPLİKASYONLARI

Çoğu myom belirti vermemesine rağmen bazı komplikasyonların varlığında özellikle ağrı ve kanama bulguları artar.

Myomların komplikasyonları yani yol açabileceği istenmeyen etkileri şunlardır:

1) Torsiyon (Dönme)

Myomun sapı etrafında dönmesi ve sapının sıkışarak kanlanmasının bozulmasına "myom tosiyonu (dönme)" adı verilir.

Bu durumda önce myomdan dışarıya sıvı kaçışı olur ve bu ağrıya neden olur. Eğer olay uzarsa myom sapından koparak batın boşluğuna düşebilir ve burada kendisine beslenecek uygun bir ortam bularak büyümeye devam edebilir (parazitik myom).

2) Enfeksiyon

Myomun ülsere olması ve daha sonrasında enfekte olmasıdır. Ağrı ve kanama yapar.

3) Kansere dönüşüm

Myomlu kadınlarda kafalarını kurcalayan en önemli soru hastalığın kansere dönüp dönmeyeceğidir. Myomlu kadınların %0.5'inde ileri dönemlerde "leiomyosarkom" denilen kanser türü görülebileceği iddia edilmektedir.

Pek çok araştırmacı bu kanser durumunun var olan myomlardan köken almadığını, kendi başına ve diğerlerinden bağımsız olarak geliştiğini ileri sürmektedirler. Eğer varlığı bilinen myom hızlı büyümeye başlarsa, ağrı ve ateş görülüyorsa detaylı incelenmesi gerekir.


4)Dejenerasyon

Miyomun normal hücre yapısının değişikliğe uğramasına "myom dejenerasyonu" adı verilir. Örneğin menopozdan sonra myom küçülür ve atrofik dejenerasyon olur.

Gebelikte rahmin hızlı büyümesine bağlı olarak myomun kanlanması hafif derecede bozulur ve hafif nekroz olur. Hastada ağrı, ateş, bulantı ve kusmalar olabilir.

Miyom içine hafif kanamalar olabilir. Gebelikte görülen bu değişime "kırmızı dejenerasyon" adı verilir.

Myonlarda en sık görülen dejenerasyon ise "hyalen dejenerasyon"dur. Bu mikroskopik bir değişimdir.

Miyom çekirdeği içerisinde kalsiyumun biriktiği "kalsifik dejenerasyon" da oldukça sık rastlanılan bir durumdur. Bundan da halk arasında "myomda kireçlenme" olduğu şeklinde bahsedilir.

5) Asit

Batında sıvı birikimine "asit (ascites, assit)" denir. Saplı subseröz myomların karın zarını irrite (tahriş) etmesi ile karın boşluğunda sıvı birikimi olur.

6) Karın içi kanama

Myomun üzerindeki damarlardan birinin yırtılması sonucu kanama olabilir. Son derece nadirdir.

7) İnversiyon

Saplı bir submüköz myomun çekmesine bağlı olarak rahim eldiven parmağı gibi ters yüz olabilir. Tehlikeli ancak nadir görülen bir durumdur.


Myomlarda tedavi gerektiren durumlar nelerdir?

1) Kanama

Tedavi, özellikle de cerrahi tedavi için en önemli sebep anormal kanamalardır. Eğer adetler çok fazla ve pıhtılı oluyor ise bu durum anemiye yol açacağından mutlaka tedavi edilmesi gerekir.

2)  Ani ve hızlı büyüme

Kontrol altındaki myomun aniden büyümeye başlaması özel ilgi gerektiren bir durumdur. Eğer bu büyüme menopozdan sonra olmuş ise mutlaka araştırılması gerekir.

Bu durumda hekim altta yatan kötü huylu bir hastalık olmadığını teyit etmelidir. Bu amaçla küretaj yapılabilir.
Myomlardaki ani büyüme sadece kansere bağlı olarak gelişmez. Gebelik ve myom içine kanama gibi durumlar da büyümeden sorumlu olabilirler.


3) Ağrı ve bası bulguları

Eğer bu belirtiler dayanılamaz düzeylere ulaşır ise tedavi gerekli hale gelmiş demektir.


4) Myomun yeri (lokalizasyonu)

Bazen myom nüvesi ya da nüvelerinin lokalizasyonu cerrahi olarak çıkartılmalarını gerektirir. Özellikle 40 yaşından büyük kadınlarda overlere yakın yerleşimli myomlar over tümörleri ile karışabileceğinden alınmalıdır.


MYOMDA TEDAVİ YÖNTEMLERİ

I. İlaç Tedavileri

Günümüzde yeri çok azalmıştır.

II. Cerrahi Tedaviler


Myomlarda ne zaman ameliyat (cerrahi) gerekir?

Aşağıdaki durumlarda myomlara ameliyat gerekliliği bulunmaktadır. Bunlar:
1.Jinekolojik muayenelerde özellikle 12. gebelik haftasından büyük myomu olanlarda
 

2.İlaç tedavilerine rağmen adet düzensizlikleri ve aşırı kanamaları olan anemik (kansız) hastalarda
 

3.Büyüklüğünden dolayı kronik kasık ağrıları ve şişkinlik gibi durumlar yaşayan hastalarda
 

4.Rutin ultrason izlemlerinde kısa zamanda hızlı bir büyüme gösteren durumlarda (kanser riskinden dolayı)
 

5.Mesane, üreter (idrar kanalı) veya barsağa basıya bağlı ortaya çıkan problemlerde
 

6.Kısırlık veya tüp bebek tedavileri görmeyi düşünen, ancak 0.5 cm'den büyük submüköz veya 5 cm'den büyük intramural myomu olanlarda
 

7.Daha önceden myomu olup başka sebeple açıklanamayan düşük, erken doğum, suyun erken gelmesi, bebeğin rahim içi ölmesi gibi olumsuz durumları yaşayanlarda
 

8.Başka bir rahim, endometrium veya yumurtalık problemleri nedeni ile ameliyatı düşünülen hastalarda
 

9.Vajina içine kadar uzanan myomlarda ("vajene doğmuş myom")
 

10.Myomda dejenerasyon sonucu bulantı, kusma, şiddetli ağrı gibi durumların ortaya çıkması hallerinde
 

11.Menopoz sonrası büyüyen myomlarda cerrahi (ameliyat) gereksinimi vardır.


III. Diğer Tedavi Yöntemleri

Myom tedavisinde diğer tedavi yaklaşımları arasında myom çekirdeklerini çıkarmadan, laser ile yakmak, sıvı nitrojen ile dondurmak, hormon baskılayıcı ilaç kullanarak küçülmelerini sağlamak sayılabilir. Bu baskılayıcı ilaçlar kadında suni menopoz yaratarak myomları küçültmeyi amaçlamaktadır.

Deneysel tedavi yöntemlerinden birisi de laparoskopi eşliğinde myom çekirdeğine elektrik akımı vererek "myolizis" yapmaktır.

Bu makale 13 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Op. Dr. Bilgi Gökcan

Op. Dr. Bilgi GÖKCAN, 1970 yılında İstanbul'da doğmuştur. İlköğrenimini Beşiktaş Turgut Reis İlkokulu’nda, orta öğrenimini ise Nişantaşı Kız Lisesi’nde dereceyle bitirmiştir. 1987 yılında üniversite sınavında ilk tercihi olan İ.Ü İstanbul Tıp Fakültesi'ni kazanması ile hayallerini süsleyen doktorluk macerası başladı.  Üniversite yıllarında, derslerinin yanında DETAM adı verilen deneysel araştırma kliniğinde farklı hayvan deneyleri yaparak bilimselliğe de ilk adımı attı ve tıp eğitimini 1993 yılında iyi bir derece tamamlayarak tıp doktoru unvanı aldı. Mezuniyetini takiben Bartın'ın Kurucaşile isimli kasabasında pratisyen hekim olarak çalışmaya başladı. Burada mesleki alandaki ilk deneyimini kazandı ve 7 ay sonra, 1994'de uzmanlık sınavında  ilk tercihi olan İstanbul Zeynep Kamil Kadın ve Çocuk hastalıkları Hastanesinde Kadın Hastalıklar ...

Etiketler
Myom
Op. Dr. Bilgi Gökcan
Op. Dr. Bilgi Gökcan
İstanbul - Kadın Hastalıkları ve Doğum
Facebook Twitter Instagram Youtube