Minopoz ve bioidentical hormon tedavisi

Minopoz ve bioidentical hormon tedavisi

Bayanların  yumurtalık rezervlerinin tükenmesi sonucunda adet kanamalarının kesilmesine menopoz denilmektedir. Yaşlanma sürecine bağlı olarak ortalama 50-55 yaşlarında menopoz başlamaktadır. Doğal menopoz dışında Prematür Over yetmezliği ve Overlere yönelik cerrahi işlemlerden sonrada bayanlar daha erken yaşta menopoza girebilmektedirler. Menopoza giren bayanlarda  yumurtalıklardan üretilen Estrojen ve Progesteron ismindeki kadınlık hormonlarının üretimi azaldığından bir çok klinik semptom ortaya çıkmaktadır. Çoğu bayanda bu semptomlar menopoza girmeden 3-4 yıl önce başlayıp menopoz ile birlikte zirve yapmaktadır. Menopoz semptomlarının hissedilmesi kişiler arasında farklılıklar arzetmektedir. Bazı bayanlar bu semptomlardan çok rahatsızlık duymazken , bazılarının hayatını çekilmez hale getirebilmektedir.

Menopoz  Semptomları :

Sıcak Basmaları : Tipik olarak göğüs kafesinden başlayıp yüze doğru yayılan sıcak basması , terleme ve daha nadir olarak çarpıntı atakları ile kendini gösterir.

Uykusuzluk

Gece Terlemeleri

Kilo Artışı : Metabolizmanın yavaşlamasına bağlı olarak

İnsülin Direnci

Duygu Durum Değişiklikleri :  Anksiyete , iritabilite, depresyon, Konsantrasyon eksikliği

Hafıza azalması

Vajinal Kuruluk

Cinsel İsteksizlik

Halsizlik ve  Enerji düşüklüğü

Osteoporoz (Kemik Erimesi)

 

Özelllikle menopoz semptomları günlük hayatlarını etkileyen bayanlarda ve erken yaşta menopoza giren bayanlarda tedavi endikasyonu vardır. Menopoz semptomlarının tedavisinde  dünyada uzun yıllar yaygın olarak  sentetik hormon replasman (tek başına estrojen veya estrojen+ Progesteron içeren haplar) tedavisi kullanılmıştır. Amerikada yapılan Women’s  Health İnitiative ve İngilterede yapılan The One Million Women Study çalışmalarının 2002 ve 2003 yıllarında peşpeşe yayınlanmasından sonra tüm dünyada Sentetik hormon replasman tedavisi kullanımında ciddi bir azalma olmuştur.  Çünkü her iki çalışmada da sentetik hormon replasman tedavisinin faydaları yanında yan etki olarak Koroner Kalp Hastalığı riskini, İnme riskini, Emboli riskini ve Meme Kanseri riskini artırdığı gösterilmiştir.

Bu süreç  içinde menopoz semptomlarını tedavi edebilmek için sentetik hormon replasman tedavisi yerine Bioidentical hormon replasman tedavisi (BHRT)  gündeme gelmiştir.  BHRT tedavisinde kullanılan hormonlar sentetik hormonların aksine  moleküler yapı olarak insan vücudunda üretilen hormonlar ile nerede ise eşdeğer  özelliktedirler. Ayrıca BHRT tedavisinde hormonlar  sentetik hormon tedavisinden farklı olarak oral yoldan vierlmeyip dil altı veya cilt üzerine sürülen kremler şeklinde kullanılmaktadır. Bu sayede BHRT tedavisinde hormonlar karaciğerde ilk geçiş etkisi denilen metabolik etkiye uğramadıklarından Estrojen hormonunun istenmeyen metaboliti olan Xenoestrojen molekülerinin oluşumu engellenmiş olmaktadır.

Normalde insan vücudun da üretilen Estrojenin %80’i E3 (Estron), %10’u E2 (Estradiol) ve %10’u ise E1 (Estron) şeklindedir.  Bu Estrojen formlarından özellikle E1 meme ca riski ile yakından ilişkili iken E3 ise meme ca ya karşı koruyucu etki göstermektedir. BHRT tedavisinin klasik hormon replasman tedavisinden bir diğer farkı ise burada çıkmaktadır. Çünkü BHRT tedavisinde hastalara tek başına E2 verilmemekte değişen oranlarda E2 ve E3 kombinasyonları kullanılmaktadır.

BHRT tedavisinde Klasik hormon replasman tedavisinin aksine her hastaya uygulanan standart bir doz yoktur , Uygulanacak  hormon dozu kişiye özeldir. BHRT tedavisi öncesi klasik hormon replasman tedavisi alanlarda vücutta oluşmuş olabilecek Xenoestrojen moleküllerini temizlemek için Detox tedavisi uygulanabilir.BHRT tedavisi başlanan hastalarda  uygun aralıklarla mutlaka PAP smear ve mamografi kontrolleri yapılmalıdır.

 

Bu makale 15 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Doç. Dr. Sedat Caner

Doç. Dr. Sedat Caner 1978 Ankara Doğumluyum. 1996-2003 Yılları arasında Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesinde Tıp Eğitimimi tamamladım. Ardından Ankara Numune EAH'de İç Hastalıkları Uzmanlık eğitimimi tamamladım. 2009-2010 yılları arasında Ankara Yüksek İhtisas EAH'de Gastroentroloji Yan Dal Eğitimi aldım Ancak çalışmalarımı Endokrinoloji alanında devam ettirmek istediğimden dolayı 2010-2013 yılları arasında Ankara Eğitim Araştırma Hastanesinde Endokrinoloji Yan dal Eğitimimi de tamamladım. Hacettepe Üniversitesinde Endokrinoloji Uzmanı olarak zorunlu hizmetimi tamamladım. Ardından Yardımcı Doçent Doktor olarak Ankara Gazi Üniversitesinde çalışmaya başladım. Gazi Üniversitesinde Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Doçentlik ünvanımı aldıktan sonra Amerikaya gittim.  University of Alabama at Birminghamda bir ...

Etiketler
Menopoz hakkında merak ettikleriniz
Doç. Dr. Sedat Caner
Doç. Dr. Sedat Caner
İstanbul - Dahiliye - İç Hastalıkları
Facebook Twitter Instagram Youtube