Gebelikte dolaşım sistemi değişiklikleri

Gebelikte dolaşım sistemi değişiklikleri

Artan kan hacmi bebeğin ihtiyaçlarını karşılamak ve anneyi doğumdaki kan kaybına hazırlamaktır

Gebelik sırasında anne organizmasında hemen her sisteme ait büyük değişiklikler ortaya çıkar.bunlar hızla büyüyen bebeğin ihityaçlarının karşılanması yanında annenin doğuma ve emzirmeye en uygun şekilde hazırlanması amacına yöneliktir.Gebeliğin ikinci yarısında da karın içinde büyüyen uterusun (rahimin) diğer organlar üzerinde yaptığı etkiler ön plana çıkar.Değişiklikler öylesine fazladır ki neredeyse gebelikte ‘’anne vücudunda değişmeyen hiçbir şey yoktur’’ demek yanlış olmayacaktır.

Kalp ve dolaşım sistemi değişiklikleri

Gebelik sırasında en büyük değişikliklerin gerçekleştiği alanlardan biridir.

Dolaşımdaki kan hacminde belirgin artış olur.Bu artış kanın sıvı kısmında daha belirgindir.Kan hücreleri de armasına karşın bu artış daha geri planda kaldığından gebelik sırasında ‘’kanın sulandığını” söylemek yanlış olmayacaktır.Dolaşımdaki kan miktarının artması kalbin pompalayacağı kan miktarının artması anlamına gelir.Kalbe düşen görev yükü artar ve kalbin dakikadaki atım sayısı artar (nabız yükselir).Eğer yeterli demir alınamazsa kan hücrelerinin yapımı aksar ve kansızlık belirginleşir.Kansızlık nabzın daha da artmasını gerektirebilir.Bu durum çarpıntı hissine ve nefes darlığı şikayetine neden olabilir.

Damar direncinde düşüş olur tansiyon değişiklikleri oluşur. Gebeliğin dolaşım sistemine önemli bir diğer etkisi de tüm vücutta damar direncinin düşmesidir.Bu durum büyüyen bebeğe besin ve oksijenin daha kolay taşınması amacına yöneliktir ama beraberinde özellikle ilk ve ikinci trimester de (Gebeliğin her 3 aylık dönemi bir trimester olarak adlandırılır) tansiyon düşmesine neden olur. Bu durum,belli sınırın üzerinde gerek anne gerekse bebek açısından önemli olabilir. Baş dönmesi,bulantı ,fenalık hissi hatta bayılma görülebilir.Tansiyonunun normal sınırlar içinde tutulması için bol sıvı alınması esastır.Su bu açıdan en önemli sıvıdır ve ebelik boyunca günde en az 2 lt (yaklaşık 8 bardak) su tüketilmesi önerilir.

Ödem ve varisler: Gebeliğin ileri aylarında büyüyen uterusun damarlara yaptığı basıyla ilgili bulgular ön plana çıkar. Kanın toplardamarlardan kalbe geri dönüşü zorlaşır. Bu durum ,özellikle akşam saatlerine doğru ayaklarda belirgin şişmeye(ödem) ve kişisel yatkınlığı olanlarda varislerin ortaya çıkmasına neden olur.Varisler ciltaltında genişlemiş ve kıvrımlı hal almış toplardamarlardır.Özellikle baldırda ve uylukta belirgin olurlar.Daha az oranda vulvada (dış genital organ) varisler izlenebilir.Varisler estetik açıdan sorun olmanın yanında ağrı ve tromboflebit tehlikesi nedeniyle önem taşırlar. Tromboflebit gebelik sırasında karşılaşılabilen önemli bir sorundur.Kan akımının yavaşlaması nedeniyle kanın damar içinde pıhtılaşması ve bunu izleyen bir dizi olay sonucu ciddi bir klinik tablo ortaya çıkabilir.Tromboflebit ile ilgili detaylı bilgiyi site içinde bulabilirsiniz.

Supin Hipotansiyon(Sırtüstü yatar durumda tansiyon düşmesi): Özellikle son aylarda dikkat çeken bir durum da anne sırtüstü yatar pozisyondayken rahimin ana toplar damar olan ve omurganın hemen önünde yeralan vena kava’ya bası yapmasıyla ortaya çıkan tansiyon düşmesi durumudur. Ana toplar damar üzerinde daha belirgin olmak üzere atardamarı da kısmen etkileyen bu bası nedeniyle sırtüstü yattıktan bir süre sonra fenalık hissi ve nefes darlığı ortaya çıkar.Tansiyon düşmesiyle birlikte seyreden ve ‘’Supin Hipotansiyon’’ olarak adlandırılan bu durum anne için de sıkıntılı olmasının yanında uterusa ve dolayısıyla da plasentadan bebeğe giden kan akımında belirgin azalmaya neden oduğundan bebek için de zararlıdır.Bu yüzden özellikle gebeliğin ikinci yarısında ve özellikle son 3 ayda anne adaylarına sol yan taraflarına yatmaları önerilir..

Bu makale 7 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Op. Dr. Lalehan  Kutlay

Op. Dr. Lalehan KUTLAY, 1966 yılında İzmir'de doğmuştur. Lisans öncesi öğrenimini Bornova Anadolu Lisesi'nde bitirdikten sonra Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde başladığı tıp eğitimini 1989 yılında tamamlamış ve tıp doktoru unvanı almıştır.

1989 yılında ise Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı'nda ihtisasına başlamıştır. 1994 yılında Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı olan Op. Dr. Lalehan KUTLAY, Kadıköy'de bulunan özel muayenehanesinde hastalarını kabul etmektedir.

Op. Dr. Lalehan  Kutlay
Op. Dr. Lalehan Kutlay
İstanbul - Kadın Hastalıkları ve Doğum
Facebook Twitter Instagram Youtube