Estetik meme küçültme ameliyatı

Estetik meme küçültme ameliyatı

Meme küçültme ameliyatı kadının dış görünüşünü düzeltmek amacıyla yapılan kozmetik ameliyatlardan biridir. Bir başka açıdan bakarsak aynı zamanda rekonstrüktif bir girişim olduğunu da söyleyebiliriz. Memelerde oluşan büyüme ve sarkma; genetik faktörler, hormonal değişiklikler veya bazı hastalıklar sonucunda olabildiği gibi kilo değişiklikleri, emzirme ve yerçekimi etkisi ile mevcut sorun daha da artabilir. Memelerdeki aşırı büyüme kadınlarda; kas gerilmeleri, sırt ve boyun ağrıları, omuz ağrısı, sutyen askıları ile omuzlarda oluşan çöküklük, kronik göğüs ağrısı kişisel hijyen ile ilgili problemler ve sportif aktivitelere katılamama gibi sonuçlar doğurmaktadır. Meme ve gövde cildinin birbirine teması ve terleme sonucunda kaşıntı, kızarıklık, pişik, egzematiform değişiklikler ve mantar enfeksiyonları da görülebilir. İki tane ağır kitlenin yerçekimi ile vücudu devamlı öne çekmesi sonucu zamanla kamburlaşma durumları da ortaya çıkabilir. Küçültme ameliyatı ile hacmi küçülen ve dikleştirilen memeler hem estetik olarak memnuniyet verici bir görünüme kavuşurlar ve hem de fiziksel anlamda sebep oldukları rahatsızlıklar ortadan kalkar.
 
Ameliyat öncesi
Meme küçültme ameliyatı düşünen kişiler, öncelikle bu konuyu bir plastik rekonstrüktif ve estetik cerrahi uzmanına danışmalı, neden bu ameliyata ihtiyaç duyduklarını açık bir şekilde anlatarak, beklentilerini ortaya koymalıdır. Memelerin büyüklüğü, şekli, derinin durumu, yaş, evlilik ve çocuk sahibi olup olunmadığı, meme başının yeri gibi faktörlerin ameliyat öncesinde bilinmesi önem arz etmektedir. Bazı genç kızlarda memeler aşırı büyük olabilir (virginal hipertrofi). Bu kişilere erken yaşlarda bile (16-17 yaş) meme küçültme ameliyatları yapılabilir.

Ameliyat öncesinde yapılması gereken rutin tahlillerin dışında hekimin gerekli görmesi durumunda mamografi ve ultrasonografisi de yapılmalıdır. Kişi sigara kullanıyor ve aspirin gibi kan sulandırıcı bir ilaç alıyorsa bu alımları hekimin önereceği tarih itibariyle durdurmalıdır. Yüksek tansiyon ve şeker hastalığı olan kişiler rahatsızlıklarını muhakkak ameliyatı uygulayacak olan hekimle paylaşmalıdır.

Ameliyat

Küçültme ameliyatı ile memeler; mevcut büyüklükleri ve sarkıklık derecesi, kişinin vücut ölçüleri ve diğer faktörler dikkate alınarak yeniden şekillendirilir. Fazla olan meme dokusu, üzerindeki deri ile birlikte çıkartılarak meme başı olması gereken yere alınır. Ameliyat, genel anestezi altında, steril koşullarda ve ameliyathane şartlarında yapılır. Ameliyat süresi ortalama 2,5-3 saat kadardır.

Meme küçültme ameliyatı için uygulanan birçok cerrahi teknik mevcuttur. Uygulanacak cerrahi teknik memelerin büyüklüğüne, şekline ve cerrahın tercihine göre değişir. En geçerli yöntemlerden biri "inferior pedikül" yöntemidir. Bu metot ile memebaşı, memebaşı halkası(areola) ve süt kanallarının bir kısmı korunabilmektedir.

Ameliyat sonrası

Genellikle kişi aynı gün içinde ya da ertesi gün taburcu edilir. Bu ameliyat sonrası oluşabilecek ağrı minimaldir ve ağrı kesici ilaçlarla giderilebilir. Hastaya en az iki hafta kullanacağı, göğüslerin tamamını saran özel bir sutyen takılır. Ameliyat sonrasında dikişler alınmadan önceki süre içerisinde 2 ya da 3 kez pansuman yapılır. Dikişler 10 -15 günden sonra alınır. Meme küçültme ameliyatı sonrasında hasta 2-3 gün içerisinde normal hayatına devam ederek günlük işlerini yapabilir duruma gelir. Erken dönemde şişlik, meme başında hissizlik ve deri üzerinde morluklar görülebilir. Ancak bu oluşumlar kısa sürede kendiliğinden ortadan kalkar. Ameliyatta hangi yöntem uygulanırsa uygulansın meme başı etrafında ve meme altında ters T şeklinde bir iz kalır. Bu izin çok az kalması için gereken tüm tedbirler alınır. Oluşan bu izlerin derecesi; memenin büyüklüğüne, kullanılan ameliyat yöntemine ve kişinin derisinin iz bırakma özelliğine bağlı olarak değişir. Bu nedenle oluşacak izin derecesini önceden tam olarak kestirmek mümkün değildir. Genellikle izler ilk birkaç ayda pembe renkte görülürken, altı ay ile bir yıl arasında ten rengine yaklaşır ve estetik olarak rahatsız etmeyecek kadar belirsizleşir.

Sonuç olarak, uygulanan bu estetik meme küçültme ameliyatı ile memeler küçültülerek normal boyutlarına ulaşır ve şekil olarak da dikleştirilerek estetik bir görünüme kavuşurlar. Elde edilen sonuçlar genellikle uzun süreli ve kalıcıdır. Böylece hasta güzel ve vücut yapısına uygun memelere sahip olmakla kalmaz, büyük ve sarkık memelerin yaratmış olduğu yukarıda zikrettiğimiz fiziksel problemlerden de kurtulmuş olur. Meme küçültme ameliyatının uzun dönemde sonuçlarını etkileyen ve şeklinin bozulmasına neden olan başlıca faktörler; kişinin kilosunda oluşabilecek değişiklikler dışında gebelik, emzirme ve yerçekimidir. Bunlar, memelerin yeniden büyümesine yol açarak sarkıklıklara neden olabilir. Bu gibi durumlarda ilave cerrahi uygulama gerekir. Aşırı büyük ve sarkık memelerde uygulanan teknik diğerlerinden farklıdır. Bunlarda meme başı ve çevresindeki esmer alan yuvarlak bir yama şeklinde çıkarılır ve yeni memeler oluşturulduktan sonra üzerine bu yamalar greft şeklinde dikilerek şekillendirme tamamlanır. Bundan dolayı bu teknik uygulananlarda meme başı çıkıntısı çok minimal olur ve emzirme mümkün olmaz. Bu durumu hastanın önceden bilmesi gerekir.

Meme küçültme ameliyatlarının komplikasyonları

Meme küçültme ameliyatı sonrası istenmeyen durumlarla karşılaşma riski son derece düşüktür.Nadiren ameliyat sırasında veya sonrasında kanama ve hematom gibi komplikasyonlar görülebilir. Ameliyat sonrası, memelere konan dren, kanama olup olmadığını takip ederek az da olsa kanın meme dokusu içinde toplanmasını önlemeye yardımcı olur. Ameliyattan önce, ameliyatı yapacak olan hekimin önereceği süre itibariyle aspirin veya benzeri kan sulandırıcı ilaçların alımının durdurulması kanama ve hematom riskini büyük ölçüde azaltır. Çünkü bu ilaçlar kanama eğilimini artırabilir.

Son derece düşük bir ihtimalle de olsa enfeksiyon oluşma riski vardır. Bu oluşumu engellemek için ameliyatın hemen başında koruyucu antibiyotik kullanılmaktadır. Çok nadiren de olsa kişinin dolaşım problemlerine bağlı olarak yağ dokusu veya meme ucu dokusunun nekrozu yani çürümesi gibi spesifik komplikasyonlar da görülebilir.
Sigara alışkanlığı olanlarda yara iyileşmesi problemlerine daha sık rastlanır. Meme küçültme ameliyatına bağlı olmaksızın, kişinin hayatının herhangi bir döneminde herhangi bir meme hastalığı veya meme kanseri ortaya çıkabilir. Bu riski azaltmak için kişi ameliyat olsun veya olmasın düzenli meme kontrollerini  yaptırmalıdır.

Bu makale 8 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Prof. Dr. Mesut Özcan

Prof. Dr. Mesut ÖZCAN, 1945 yılında doğmuştur. 1963 yılında İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde başladığı tıp eğitimine 1969 yılında tamamlayarak tıp doktoru unvanı almıştır. İhtisasını ise 1969-1971 yılları arasında İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı'nda yapmış ve Genel Cerrahisi Uzmanı olmuştur.  1974 yılında Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde akademik karyerine başlamış olan Prof. Dr. Mesut ÖZCAN, 1976-1977 yılları arasında İsveç Uppsala Üniversitesi'nde Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi alanında eğitim almıştır. 1981 yılında Doçent, 1988 yılında Profesörlük kadrosuna atanmıştır. 1987-2006 yılları arasında Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Anabilim Dalı Başkanı olarak görev yapmıştır. 1993 - 1999 yılları arasında aynı anabilim dalı bünyesi ...

Etiketler
Estetik cerrahi
Prof. Dr. Mesut Özcan
Prof. Dr. Mesut Özcan
Bursa - Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi
Facebook Twitter Instagram Youtube