Bel ağrısı niçin önemlidir?

Bel ağrısı niçin önemlidir?

Bel ağrısı günümüz toplumunun %60-85 inde hayatın her hangi bir döneminde görülebilen, sebebleri çok çeşitli olan bir sendromdur. Özellikle mekanik bel ağrılarında tedavi maliyetlerinin yüksek olmasının yanında, ağrının kronikleşmesinin hasta üzerindeki olumsuz etkileri çok önemlidir.

Bel ağrıları yaygın  sanılanın aksine, kaçınılmaz olan yaşlanmanın sonucu değildir. Tüm organlar gibi omurganın aşınıp yıpranması da fizyolojik bir olaydır. Omurganın  zamanla esnekliği yitirerek sertleşmesi, gittikçe zayıflayan kaslara karşı ek dayanıklılık sağlayan bir denge unsurudur.

Bel ağrısı bütün yaşlarda görülebilir. Hatta 15 yaşında dahi bel fıtığına bağlı bel ve bacak ağrısı gelişip ameliyat olan hastamız mevcuttur. Kronik  hastalık tedavisi açısından kalp hastalıklarından sonra 2. sıradadır. Bel ağrısının önemi özellikle sanayi kesiminde ve çalışan toplumda ortaya çıkmaktadır. Ağrı nedeniyle iş günü ve iş gücü kaybı yüklü bir yekün tutmaktadır.

Bel ağrısı olan hastaların % 70-80’i ilk akut ataktan sonra her hangi bir tedaviye gerek kalmadan iyileşebilmektedirler. % 20-30 unda ise 2. - 3. tekrar olabilmektedir. Burada önemli olan bu tekrarların gelmesini önlemektir. Çünkü tekrarlarla ağrı kronikleşir ve hasta bel ağrısı nedeniyle hiç iş yapamaz hale gelir. Bunu önlemek de belin eğitimi ile olur. Kişinin belini tanıması, belin hangi hareketle ne kadar zorlanacağını bilmesi, bel ağrısına yol açan risk faktörlerini, egzersizlerin ağrıda nasıl korunabileceğini öğrenmesi gereklidir.

Bel ağrısının oluşumunda, omurgadaki yıllara bağlı aşınıp yıpranma yanısıra, omurganın uygun olmayan duruşu (kötü postür) ve beli zorlayan bedensel hareketler sorumludur. Bunun için günlük yaşantıda ve mesleki çalışmalarda doğal olmayan bedensel davranışların neler olduğu tanımlayıp, doğrusunu öğrenip omurganın aşırı zorlanmasını önlemek gerekir. Bel koruma prensipleri, yalnız akut ağrılı dönemde değil, tüm yaşam boyunca gereklidir. Üstelik bunlar, hiç de zor olmayan doğal davranışlardır.

Bu makale 13 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Doç. Dr. Tuncay Kaner

Doç. Dr. Tuncay KANER, 1965 yılında Köln/Almanya'da doğmuştur. Lisans öncesi öğrenimlerini Eskişehir’de bitirdikten sonra İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nde başladığı tıp eğitimini 1988 yılında tamamlayarak tıp doktoru unvanı almıştır. 1988-1989 yılları arasında sırasıyla Kars ili Susuz ilçesi Kırkpınar köyünde ve Eskişehir 1 No’lu sağlık ocağında mecburi hizmetini yerine getirmiştir. Beyin, Omurilik ve Sinir Cerrahisi (Nöroşirurji) uzmanlık eğitimini 1989-1996 yılları arasında Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde tamamlamıştır. Uzmanlık eğitimini tamamladıktan sonra 1996-1999 yılları arasında İstanbul Özel Saygı Hastanesi'nde Nöroşirurji Uzmanı ve Başhekim olarak görev yapmıştır. 2000-2002 yılları arasında Bakırköy Ruh ve Sinir Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde Nöroşirurji Uzmanı olarak çalışmıştır. 2002 ...

Etiketler
Bel ağrısı
Doç. Dr. Tuncay Kaner
Doç. Dr. Tuncay Kaner
İstanbul - Beyin ve Sinir Cerrahisi
Facebook Twitter Instagram Youtube