Altın iğne tedavisi

Altın iğne tedavisi

Zaman kavramının her birey için çok değerli olduğu günümüzde; cerrahi dışı tedavi yöntemlerin kısa süre içerisinde uygulanabilmesi, ortalama olarak sonuçlarının öngörülebilir olması ve iyileşme sürelerinin çok kısa olması nedeni ile giderek daha çok talep edilmektedir. Öyle ki tedavi alternatifi ameliyat ile yaklaşık bir sonucu veriyorsa öncelikli olarak genellikle bu tedavi seçeneği bireyler tarafından tercih ediliyor.  

Medikal estetik alanında uzun yıllardır çeşitli problemlerin tedavisinde kullanılan klasik radyofrekans gelişen teknoloji ile evirilmiştir. Altın iğne fraksiyonel radyofrekans cildin kozmetik tedavisinde cerrahiden korkan kişiler için alternatif ideal bir yöntem olarak günümüzde yoğun bir şekilde kullanılmaya başlanmıştır.

Fraksiyonel Radyofrekans Altın iğne tedavisindeki “Altın “ sözcüğü bir yakıştırma olmayıp kullanılan iğneler gerçekten de altından yapılmaktadır.  Çünkü altın çok iyi bir  iletkendir ve cihaz başlığındaki iğneler altındır. Yöntem bu nedenle aynı zamanda “Altın İğne” tedavisi olarak anılmaktadır.  Halk arasında ve medikal estetik litaratüründeki bilinirliği “Altın İğne” olan bu yöntemin asıl adı “Fraksiyonel Radyofrekans Mikro İğneleme Tedavisidir”. Altın uçlu iğneler ile cilt üstünde mikro delikler oluşturulur.  Cilt üstünde oluşan fraksiyonel mikro delikler derinin üst katmanı olan epidermisi geçerek dermis denilen orta tabakaya ulaşılır.  Radyofrekans enerjisi cilt üstüne temas etmeden tüm iğne boyunca değil de; ulaşılan bölgede iğnenin ucundan verilir. En yüksek radyofrekans enerji derinin üst katmanına zarar vermeden cilt altına ulaştırılmış olur. Cilt yüzeyinde görünür olarak az hasar varken; cildin rejuvinasyonunu (gençleştirme – yenileme) sağlayacak termal yapılandırma dermiste harekete geçer.

Altın iğne; cilt kırışıklıklarının tedavisi, cilt yenilenmesi ve kalitesinin arttırılması (anti-aging, cilt gençleştirme, rejuvinasyon),  ciltteki gözeneklerin sıkıştırılması, yüz, boyun, dekolte bölgesi sarkmaları (lifting, ameliyatsız yüz germe), yara izi (skar) tedavisi, sivilce ve cilt izlerinin tedavisi, cilt lekelerinin tedavisinde, gebelik çatlaklarının tedavisi, kilo alıp verme gibi çeşitli nedenlere bağlı oluşan çatlakların tedavisi, kol ve bacaklardaki sarkmaların tedavisi, hiper hidrozis denilen aşırı terleme probleminin tedavisinde etkindir. Ancak bu tedavinin cerrahinin yerini alamayacağı, uygun hastalarda cerrahi işlemlere destek olarak kullanılabileceğini unutmamak gerekir.

Bu makale 20 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Prof. Dr. Mesut Özcan

Prof. Dr. Mesut ÖZCAN, 1945 yılında doğmuştur. 1963 yılında İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde başladığı tıp eğitimine 1969 yılında tamamlayarak tıp doktoru unvanı almıştır. İhtisasını ise 1969-1971 yılları arasında İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı'nda yapmış ve Genel Cerrahisi Uzmanı olmuştur.  1974 yılında Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde akademik karyerine başlamış olan Prof. Dr. Mesut ÖZCAN, 1976-1977 yılları arasında İsveç Uppsala Üniversitesi'nde Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi alanında eğitim almıştır. 1981 yılında Doçent, 1988 yılında Profesörlük kadrosuna atanmıştır. 1987-2006 yılları arasında Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Anabilim Dalı Başkanı olarak görev yapmıştır. 1993 - 1999 yılları arasında aynı anabilim dalı bünyesi ...

Etiketler
Cilt gençleştirme
Prof. Dr. Mesut Özcan
Prof. Dr. Mesut Özcan
Bursa - Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi
Facebook Twitter Instagram Youtube