Sırt ağrısı sebepleri?

Sırt ağrısı sebepleri?

Sırt ağrıları, kadın ve erkekte, sıklıkla günlük yaşam kalitesini önemli şekilde bozan, sürekli bir yorgunluğa yol açabilen, çalışma performansını bariz şekilde düşüren önemli rahatsızlıklardan biridir. Sırt ağrılarının çok büyük bir kısmı, ciddi ve kalıcı birtakım hastalıklardan çok, basit ve tamamen tedavi edilebilir durumlar sonucunda ortaya çıkarlar.

Erkeklere oranla, kadınlarda sırt ağrısına daha fazla rastlanır. Bunun bir çok sebebi vardır. Ev hanımlarının ev içindeki çalışma şekli, en belirleyici faktörlerdendir. Hamilelik dönemleri ve sonrasında emzirme dönemleri, sırt ağrılarının ortaya çıktığı veya arttığı zamanlardır. Problemin bu dönemlerde tedavi edilmemesi, rahatsızlığın kronikleşmesine ve ilerlemesine yol açar. Masa başı çalışma oranı veya tüm beden yerine kolları kullanarak çalışma oranı, erkeklerden farklı olarak kadınlarda daha yüksektir. Kadında sırt ağrısının daha sık görülmesinde bu durum önemli faktörlerden sayılabilir.

Ergenlik ve adolesan dönemlerinde, yani genç erişkinlik dönemlerinde, kızlarda sırt ve genel omurgaya ait duruş bozuklukları erkeklerden daha sıktır. Bu dönemde duruş bozuklukları düzeltilmezse, skolyoz ve kifoz gibi kalıcı omurga sorunlarına yol açabilir. Genel olarak sportif faaliyetlerden uzak kalma, özellikle bu dönemde, soruna olumsuz katkı sağlayabilir. Adolesan dönemde yapılacak sportif faaliyetler, en azından düzenli yürüyüş programları, önemli ölçüde düzeltici ve koruyucu bir rol oynar.

Sırt ağrısına sebep olan yanlış kullanımlara örnek olarak; eğri oturuş şekli, eğri oturuşun uzun süre devam ettirilmesi, uzun süre ayakta kalma, kollar havada uzun süreler çalışma, hava akımı olan yerde kalma veya klima ve vantilatöre özellikle terli iken maruz kalma sayılabilir. Son yıllarda, sadece gençlerin değil, artık her yaşta bireyin televizyon karşısında yarı oturur – yarı uzanır şekilde uzun süre kalmaları ve bu durumu bir alışkanlık olarak devam ettirmeleri, sırt ağrılarının sık sebepleri arasına girmiştir.

Yukarıda sıralanmış olan bu kullanım hataları, daha şiddetli ve daha inatçı sırt ağrısı sebebi olan  miyofasyal ağrıya da yol açabilir. Bu hastalık, gerçekten şiddetli ve dayanılmaz ağrılara sebep olduğu halde, uygun tedavi ile tamamen düzelebilen bir durumdur. Sırt ağrısına sebep olan hastalıklar arasında miyofasyal ağrı, sıklık olarak birinci sırada gelir. Tedavisinde ise, ‘'Kuru iğne tedavisi'' en etkili ve en kalıcı yöntemdir.

Kadınlarda, özellikle menopoz sonrası dönemde osteoporozun (kemik erimesi) başlaması, sırt ağrılarına da sebep olabilir. Ancak osteoporozun sırt ağrısı yapabilmesi, belli oranda kemik kaybı ortaya çıkmasına bağlıdır. Osteopeni, yani kemik kitlesinde hafif azalma durumu, mutad olarak sırt ağrısına sebep olmaz. Ancak bazı durumlarda osteopeni, başka sırt ağrısı sebepleriyle birlikte bulunur. Bu durumlarda, diğer sebepler fark edilmez veya araştırılmazsa, ağrının sebebi osteopeni olarak yorumlanabilir.

Bel ve boyuna ait bazı hastalıklar da sırt ağrısına doğrudan veya dolaylı olarak sebep olurlar. Doğrudan sebep olmaları, boyun ve belin özellikle mekanik problemlerinin (bel ve boyun fıtığı, bel ve boyun zorlanması veya incinmesi, bel ve boyun kireçlenmesi, bel veya boyun kayması, gibi), yine mekanik olarak sırt bölgesini etkilemesi ile ortaya çıkar. Dolaylı sebep olması durumuna, bel ve boyun problemlerinin sırtta yaptığı yansıma ağrıları örnek verilebilir. Yansıma ağrısı, ağrının esas kaynağı farklı bir yer iken, sinir-duyu iletim yolları ortak olduğu için, ağrının farklı bir bölgede de varmış gibi hissedilmesi durumudur.

Omurganın iltihabi ve infeksiyöz hastalıkları da sırt ağrılarına sebep olur. Bunlar tüm sırt ağrıları içinde oldukça seyrek durumlar olmakla birlikte, ciddi tedaviler gerektirirler. İlk sırada Brucella (Malta humması) ve Tüberküloz (omurga veremi, Mal de Pott, Pott hastalığı) sayılabilir. Her ikisinde de kemik tutulumu vardır ve ciddi, sürekli bir ağrı görülür. Vertebralar arası diskin iltihabı (diskitis) da şiddetli ağrı sebebidir. Diskitin sebebi tüberküloz olabileceği gibi, bazen vücuttaki farklı bir odaktan yayılan dirençli bir mikroorganizma da olabilir. Bu hastalıkların tedavisinde uygun antibiyotikler ve uzun süreli istirahatler gereklidir.

Çok sık görülmemekle birlikte, sırt bölgesine ait disk hernileri (fıtıklar) de sırt ağrılarına sebep olabilir. Genellikle cerrahi tedaviyi gerektirmezler. Bazen başka sebeplerle çekilen MR'larda tesadüfen görülürler.

Vücuttaki değişik kanser odaklarından yayılma sonucu meydana gelen omurga metaztazları da sırt ağrısına yol açan nedenler arasındadır.

Skolyozlarda; sırt, bel ve boyun ağrısına sebep olabilirler. Skolyoz, ön-arka planda bakıldığında görülen omurga eğriliğidir. Omurga sağa veya sola ‘C' veya ‘S' şeklinde bir eğrilik gösterir. Gerçek skolyozda, bu eğriliğe omurga zincirinde ‘burgu' şeklinde bir dönme de eşlik eder. Bu durum sırtta simetrik olmayan bir kamburluğa yol açar. Hafif durumlar, çıplak gözle fark edilmeyebilir. Uygun şekilde çekilen röntgenlerde tespit edilebilir. Fakat ileri durumlarda, hem hasta hem de hekim durumu kolaylıkla fark edebilir. Ağrıya bağlı geçici skolyozlar da vardır (antaljik skolyoz).

Skolyozların başlangıç yaşı, yeri, şekli, şiddeti değişiklik gösterdiği gibi, tedavisi de yine hastaya bağlı değişiklik gösterir. İleri derecedeki eğrilikler, bir veya birden fazla ameliyata ihtiyaç gösterirler.

Sırt ağrılarının teşhisinde, hastanın detaylı bir şekilde sorgulanması,  ayrıntılı ve kapsamlı bir fizik muayene, gerekli kan ve görüntüleme tetkiklerine başvurulması, hastanın mesleki bilgileri, yaşam şekli, bir bütün halinde değerlendirilmelidir.

Sırt ağrılarında tedavi sebebe yönelik olarak yapılır. Basit ve kronik olmayan ağrılar, fizik tedavi uzmanının uygun göreceği ilaçlarla kolaylıkla iyileşir. Daha şiddetli ve kronik ağrılarda, sırt ağrısının sebebine bağlı olarak tedavi planlanır. Sırt ağrılarının sayıca çok büyük kısmı tamamen tedavi edilebilir. Ciddi skolyozlar, cerrahi müdahaleyi gerektirebilir. Enfeksiyöz sebeplere bağlı olanlarda antibiyotikler v e diğer ilaçlara başvurulur. Fizik tedavi gerektirenler ve kuru iğne tedavisinden fayda görecek hastalar çoğunluğu oluştururlar.

Uzm. Dr. Ahmet Tevfik Serdar SARAÇ

Fizik Tedavi  ve  Rehabilitasyon Uzmanı

Bu makale 10 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Yrd. Doç. Dr. Ahmet Tevfik Serdar Saraç

Yrd. Doç. Dr. Ahmet Tevfik Serdar SARAÇ, lisans öncesi eğitimlerinin ardından Dicle  Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde başladığı tıp eğitimini 1986 yılında dönem ikincisi olarak tamamlayarak tıp doktoru unvanı almıştır. İhtisasını ise 1997 yılında İstanbul Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde yapmış ve Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı olmuştur. 1997 yılı itibariyle uzun yıllar boyunca Dr. Lütfi Kırdar Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde çalışma ve araştırmalarını sürdürmüş olan Dr. SARAÇ, pek çok ulusal ve uluslararası kongre, sempozyum, kurs ve mesleki çalışmaya katılmıştır. Ayrıca ulusal ve uluslararası dergilerde sayısız makalesi yayınlanmıştır. ISPRM  (International Society of Physical and Rehabilitation Medicine), Türkiye Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Derneği, Osteoporoz Derneği, İstanbul Akupunktur Derne ...

Yazarı sosyal medya'da takip edin
Etiketler
Duruş bozukluğu
Yrd. Doç. Dr. Ahmet Tevfik Serdar Saraç
Yrd. Doç. Dr. Ahmet Tevfik Serdar Saraç
İstanbul - Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon
Facebook Twitter Instagram Youtube