Prostatik Üretral Askı
Son yıllarda karşımıza çıkan ve etkinlik ve güvenilirlik sonuçları ile oldukça umut vadeden bir yöntemdir. Bu yöntemde endoskopik olarak kalıcı özel askı ekipmanları yerleştirilerek prostatın yan kısımları prostat kapsülüne doğru asılır ve herhangi bir ısı enerjisi ve doku çıkarma işlemi uygulanmadan idrar kanalının açılması amaçlanır. Lokal anestezi ile yapılabilir. Anestezi ve cerrahi işlem riski yüksek hastalarda alternatif bir uygulamadır. Yapılan bilimsel araştırmalarda idrar yapma sorunlarının tedavisinde hızlı ve anlamlı bir iyileşme sağladığı, istenmeyen yan etkiler açısından cerrahi yöntemlere göre daha iyi sonuçlar elde edildiği ve bunlara ek olarak cinsel işlevlerin sadece bu yöntem ile tam olarak korunabildiği bildirilmiştir. Araştırma sonuçlarına göre; prostat şikayet skorunda (IPSS) düzelme, idrar akım hızında (QMax) artış, boşaltılamayan idrar miktarında (PVR) azalma, gece idrara kalkma (Noktüri) sayısında azalma ve hayat kalitesinde (QoL) anlamlı düzelme olduğu gösterilmiştir.
Prostatik üretral askı uygulaması, prostatın iyi huylu büyümesi tedavisinde kullanılan yeni bir yöntemdir. Yapılan bilimsel araştırma sonuçlarına göre uygulanabilir ve iyi sonuç veren bir yöntem olduğu söylenebilse de gelişmeye açık, yeni bir yöntem izlenimi vermektedir. Altın standart tedavi yöntemi olan TUR-P uygulamasına kıyasla idrar sorunlarını düzeltme açısından daha başarılı olmamakla birlikte istenmeyen yan etkiler açısından daha avantajlı olduğu görülmekte ve 50 yaş üzerindeki hastaların en çok endişe ettiği cinsel işlevlerde bozulma gibi yan etkilerin olmaması uygulamanın en önemli özelliği olarak ön plana çıkmaktadır. Hastaların bir bölümü ilaçla tedaviyi, kalıcı tedavi edici etkisinin olmaması ve/veya yan etkileri nedeniyle, cerrahi tedaviyi de istenmeyen kalıcı yan etkileri nedeniyle reddetmektedirler. Bu sebeple genç hasta gurubunda daha çok tercih edileceği düşünülebilir.
İlaç tedavisinden fayda görmeyen ve anestezi uygulanması yüksek riskli hasta gurubunda, lokal anestezi ile uygulanabilir olması nedeniyle, tercih edilebilecek ve sonda ile hayatını sürdürmekte olan hastaların hayat kalitesini arttırabilecek bir alternatif sunar.
İşlemin PSA değeri ve prostat kanseri ile olan ilişkisi tam olarak değerlendirilmemiştir. Bu amaçla yapılacak araştırmalara ihtiyaç duyulmaktadır.
Son olarak istenmeyen yan etkilerden endişe duyan genç hastalarda ve yüksek riskli hastalarda uygulanabilecek ve zamanla prostatın iyi huylu büyümesinden müzdarip hastalarda kullanılan pek çok tedaviye iyi bir alternatif olabilecek potansiyele sahip tedavi edici bir yöntem haline gelebilir. Uzun dönem etkinliği ve güvenilirliğinin tam olarak ortaya konulabilmesi için daha geniş hasta guruplarında ve uzun süreli yapılacak bilimsel araştırmaların devam etmesi gerekmektedir.