Kawasaki sendromu

Kawasaki sendromu

Kawasaki hastalığı nedir?
Kawasaki hastalığı ülkemizde yeni yeni tanınmaya başlanan, çocuklarda görülen yüksek ve de uzayan ateşle seyreden döküntülü bir hastalıktır. İsmini 1960’lı  yıllarda bu hastalığı ilk kez tanımlayan Japon doktor Kawasaki'nin alır. Yıllar içinde klinik deneyimlerin artışı,  tanı  yöntemlerindeki  teknolojik  gelişmeler sayesinde ve daha  da  önemlisi çocuk doktorlarının giderek daha fazla şüphelenmeye başlamasıyla giderek daha sık tanı konur hale gelmiştir. 

Kawasaki  Hastalığı Belirtileri

Bu hastalık daha çok iyi süt çocuklarında görülmekle  birlikte  daha  büyük  yaşta  çocuklarda da olabilir. En tipik belirtisi 5 günden daha uzun süren ve düşmeyen, 39’ları  geçen  yüksek  ateştir.  Aile ateşi düşmeyen  çocuğunu bir veya daha fazla doktora götürmüş,  genellikle  ciddi antibiyotik tedavileri kullanmış, fakat her şeye rağmen ateş düşmemiştir.

Bunun dışında vücutta döküntü, gözlerin konjonktiva dokusunda kızarıklık,  konjonkltivit  dediğimiz  iltihaplanma ve boyundaki lenf bezlerinde büyüme özellikle tek  taraflı olabilir. Ağız içinde  enfeksiyonlar,  dudaklarda  çatlaklar  ve aşırı  bir  kızarıklık  yine  bu  hastalığı  düşündüren  bulgulardandır. İyileşme  döneminde  el-ayaklarda  deri  soyulmaları  da  olabilir. Bu  bulgular nedeniyle  hastalığın  diğer  bir  adı da mukokutanöz lenf sendromudur.

Kawasaki hastalığı tanısı:

Herşeyden önce bu hastalığa tanı koyabilmek için şüphelenmek gerekir. En tipik bulgusu ateş  düşürücü  ve  antibiotiğe  rağmen 5 günden uzun süren ateştir. Laboratuar bulguları genellikle ağır bir enfeksiyonla karışabilir.  Özgün bir bulgu olmamakla birlikte kanda pıhtılaşmayı sağlayan trombosit sayısındaki artış, bu hastalarda sıklıkla görülen  bir  bulgudur.

Bu bulgular ışığında şüphelenildiği taktirde ekokardiyografi incelemesi yapılarak koroner arterlerde bir değişiklik olup olmadığı gözlenir. Koroner arterlerde değişiklik olması Kawasaki hastalığı tanısını büyük  oranda kesinleştirir. Ancak hastaların %20-30 unda koroner arter bulgusu olmadığından, bu hastalar herhangi bir döküntülü viral hastalık gibi izlenebilir.

Kawasaki hastalığı tedavisi:

İntravenöz immunglobülin(İVİG)  bu hastalığın  tedavisindeki en önemli ilaçtır. Bu ilacı verdikten sonra hızla ateşin düşmesi hastalığın teşhisinin de kesinleşmesini sağlar. Normal şartlarda  ateş  düşürücü  olarak  1-2  hastalık  dışında  çocuk hekimliğinde hiç kullanmadığınız aspirin bu hastalığın tedavisinde önemli ikinci ilaçtır. İlk başta ateş düşene kadar yüksek doz, daha sonra da kan sulandırıcı düşük dozlarda tedaviye haftalarca devam edilir.
Kawasaki  hastaları  aşı  olablir  mi?
IVIG  tedavisi  gören  hastaların  3-6 ay kadar aşılanmamaları  gerekmektedir. 

Kawasaki hastalığının takibi:

Koroner arterlerinde genişleme olan çocuklar,  özellikle de  spor  yapıyorlarsa uzun yıllar bir kardiyolog tarafından takip edilmelidir. Bazen genç  yaşlarda  bile efor testleri, anjio  testleri  gerekebilir. Kawasaki hastalığı tanısı gecikirse, kalbi besleyen koroner damarların yapısı bozulacağı için genç yaşta kalp krizi  ve dolayısıyla genç yaşta ölüm gibi birçok risk  ortaya çıkabilir.

Bu makale 13 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Uzm. Dr. Anıl Yeşildal

Etiketler
Kawasaki hastalığı tedavisi
Uzm. Dr. Anıl Yeşildal
Uzm. Dr. Anıl Yeşildal
İstanbul - Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları
Facebook Twitter Instagram Youtube